İngiliz yazar ve gazeteci George Orwell adına Orwell Vakfı tarafından her yıl düzenlenen Orwell Ödülü’nün bu yılki kazananları politik kurguda The New Life kitabıyla Tom Crewe, kurgu dışında Show Me the Bodies kitabıyla Peter Apps ve gazetecilikte ise Gary Younge oldu.
Utku Özer
Birleşik Krallık’ın en prestijli siyasi yazarlık ödülü olarak kabul edilen Orwell Ödülü, George Orwell’ın “siyasi yazıyı bir sanat hâline getirme” arzusuna en yakın çalışmalara veriliyor. Ödül dört kategoride veriliyor; kurgu dışı politika, politik kurgu, gazetecilik ve Britanya’nın sosyal kötülüklerinin ifşası. Kitap ve gazetecilik ödülleri ilk olarak 1994 yılında Profesör Sir Bernard Crick tarafından “uzman ya da akademik kitlelere değil, okuyucu kitlesine yönelik ya da bu kitlenin erişebileceği türde üslup ve içeriğe, politikaya ya da kamu politikasına, siyasi, ekonomik, sosyal ya da kültürel konulara eşit değer vererek iyi İngilizce yazmayı teşvik etmek” amacıyla oluşturuldu. 2019 yılına kadar kitaplar tek bir kategori altında değerlendirilirken daha sonra kurgu ve kurgu dışı olarak iki kategoriye ayrıldı. Britanya’nın sosyal kötülüklerinin ifşası ödülü ise 2015 yılından itibaren verilmeye başlandı.
Orwell ödüllerinin bu yıl kazananları şu şekilde:
- Politik kurgu: The New Life – Tom Crewe
- Kurgu dışı politika: Show Me the Bodies – Peter Apps
- Gazetecilik: Gary Younge – İngiltere’de ırk, eşitsizlik ve köleliğin tarihi ve mirası üzerine makaleleri ve podcast’iyle.
- Britanya’nın sosyal kötülüklerinin ifşası: Shanti Das – Bakım sektöründeki modern kölelikle ilgili haberiyle. / Mark Townsend – İçişleri Bakanlığı bakımındaki çocukların kaçırılmasıyla ilgili haberiyle.
2023 yılında kısa listeye giren kitaplar
Orwell Ödülleri kısa listesine bu yıl sekiz kurgu ve dokuz kurgu dışı kitap girdi. Her iki kategorideki kitaplar farklı toplumsal ve siyasal yaşamın farklı bir yönünü ele alıyor. Kitaplara kısa bir bakış, liste oluşturulurken buna özen gösterildiğini gösteriyor. İşte bu yılın kısa listeleri:
Politik kurgu:
A House for Allice, Diana Evans:
İngiliz yazar, gazeteci ve eleştirmen Diana Evans, Nijeryalı bir anne ve İngiliz bir babanın kızı. Londra’da dünyaya gelen Evans, çocukluğunun bir bölümünü Nijerya’da geçirdi. 2005’te yayımlanan ilk romanı 26a’yla, Orange Award for New Writers, Betty Trask Award ve deciBel Writer of the Year ödüllerini kazandı. 2019 yılında yayımlanan üçüncü romanı Ordinary People ise Women’s Prize for Fiction kısa listesine girdi. Evans’ın dördüncü kitabı olan A House for Allice, kargaşa içindeki bir şehrin ve ülkenin gölgesindeki sıradan insanların “Çocuklarımızı nasıl yetiştirmeliyiz?”, “Ebeveynlerimizin hakkını nasıl ödeyebiliriz?”, “Ve her şeyin ortasında kendimizi nasıl mutlu edebiliriz?” gibi temel sorularını ele alıyor.
After Sappho, Selby Wynn Schwartz
Berkeley’deki California Üniversitesi’nden karşılaştırmalı edebiyat alanında doktora derecesi bulunan Selby Wynn Schwartz’ın Apter Sappho dışında Lambda Edebiyat Ödülü finalisti The Bodies of Others: Drag Dances and Their Afterlives adlı bir kitabı daha var. Selby Wynn Schwartz’ın, 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında yaşamları üzerinde kontrol sahibi olmak, özgürleşmek ve adalet için mücadele eden parlak bir grup feminist, safist, sanatçı ve yazarın hayatlarını neşeli bir şekilde yeniden canlandırıyor.
Birnam Wood, Eleanor Catton
Yeni Zelandalı romancı ve senarist Eleanor Catton, Uluslararası Modern Edebiyat Enstitüsü’nde yaratıcı yazarlık alanında yüksek lisans derecesine sahip. Yüksek lisans tezi olarak yazdığı ilk romanı The Rehearsal, 2008’de yayımlandı ve 2016’da aynı adla filme uyarlandı. İkinci romanı The Luminaries ile 2013 yılında Booker Ödülü’nü kazanarak bu ödülü kazanan en genç (28 yaşında) ikinci Yeni Zelandalı yazar oldu. Ay ve Işıklar adıyla Pegasus Yayınları tarafından Türkçeye kazandırılan bu roman daha sonra Catton’ın senaristliğini üstlendiği bir mini diziye uyarlandı. Sürükleyici bir psikolojik gerilim olan Birnam Wood, Shakespearevari bir roman olarak tanımlanıyor. Niyetler, eylemler ve sonuçlar üzerine zekice kurgulanmış bu kitap, insanın kendi hayatta kalmasını sağlama dürtüsünün cesur bir incelemesi.
Bournville, Jonathan Coe
İngiliz yazar Jonathan Coe, politik konuları ele alan hicivli üslubuyla tanınıyor. Warwick Üniversitesi’nde İngiliz edebiyatı yüksek lisansı ve doktorası yapan Coe aynı zamanda bu üniversitede öğretim üyeliği de yaptı. İlk romanı 1987 yılında yayımlanan ilk romanı Accidental Woman’ın ardından kendisine Costa ödülü kazandıran Middle England da dâhil olmak üzere ödüllü pek çok roman yazdı. Romanlarının yanı sıra biyografi ve çocuk kitapları da yazdı. 11 Numara, Maxwell Sim’in Aşırı Özel Hayatı, EXPO 58, Bir Aile Kroniği adlı kitapları Habitus Kitap, Gulliver’in Gezileri’ni yeniden anlattığı kitabı Gulliver, Domingo Yayınevi ve Yağmurdan Önce adlı kitabı da E Yayınları tarafından Türkçeye çevrildi. İngilizliği en iyi anlatan yazarlardan biri olarak kabul edilen Coe’nun Orwell Ödülü adayı kitabı Bournville de savaş sonrası Britanya’sının büyüleyici bir anlatımı olarak tanımlanıyor. Kitap, dört kuşak boyunca Birminghamlı bir aileyi merkezine alarak Kraliçe 2. Elizabeth’in Taç Giyme Töreni, 1966 Dünya Kupası Finali, Prenses Diana ve James Bond, Brexit ve Covid gibi bu dönemin önemli olaylarına değiniyor.
Demon Copperhead, Barbara Kingsolver
Barbara Kingsolver’ın bu yıl kurgu kitap alanında Pulitzer Ödülü ve Women’s Prize for Fiction kazanan kitabı Demon Copperhead, Orwell Ödülü’nün de kısa listesinde. Kentucky’nin kırsal kesiminde büyüyen ve çocukluğunun ilk yıllarında kısa bir süre Kongo’da yaşayan Kingsolver, üniversitede biyoloji eğitimi aldı ve roman yazmaya başlamadan önce serbest yazar olarak çalışıyordu. Eserlerinde genellikle sosyal adalet, biyoçeşitlilik ve insanlar ile toplumları ve çevreleri arasındaki etkileşim gibi konulara odaklanıyor. 1993’ten beri yayımlanan bütün kitapları New York Times Best Seller listesine girdi ve pek çok ödül kazandı. Boşluk (Pegasus Yayınları), Bereketli Topraklar (Epsilon Yayınevi), Hayvan, Sebze, Mucize (Bilge Kültür Sanat) adlı kitapları Türkçeye çevrildi. Charles Dickens’ın ünlü eseri David Copperfield’ın yeniden yazımı olan Demon Copperhead’de Kingslover, Dickens romanlarında gördüğümüz yoksulluk temasına bağımlılığı da ekleyerek “bunu yoksulluğun ezilen topluluklar üzerindeki felç edici ve sersemletici etkilerini keskinleştirmek ve somutlaştırmak için ustaca kullanıyor.”
Small Worlds, Caleb Azumah Nelson
Caleb Azumah Nelson, Gana asıllı bir İngiliz yazar ve fotoğrafçı. Oldukça genç bir yazar olan Nelson 2021 yılında yayımlanan ilk romanı Open Waters ile ilk roman dalında Costa Ödülü kazandı. Small Wolrds, Gana ile Londra arasında gidip gelen üç yaz boyunca 2010’ların İngiltere’sinin yanı sıra baba-oğul ilişkisi, aile, cemaat ve dans ve müziğin dönüştürücü gücünü de anlatıyor.
The New Life, Tom Crewe
Listedeki bir diğer genç yazar Tom Crewe. The New Life Crewe’in ilk romanı. Cambridge Üniversitesi’nden on dokuzuncu yüzyıl İngiliz tarihi alanında doktorası olan Crewe, London Review of Books, The Telegraph gibi önemli yayın organlarına yazıları yazıyor ve 2015 yılından bu yana London Review of Books’ta editör olarak görev yapıyor. The New Life, geç Viktorya dönemi yazarları Havelock Ellis ve John Addington’ın, Oscar Wilde’ın yargılanması ve hapsedilmesinin hemen ardından, eş cinsellik tarihi açısından önemli bir dönemde yayımlanan Sexual Invasion adlı kitap üzerinde çalışırkenki yaşamları üzerine bir kurmaca.
The Story of the Forest, Linda Grant
İngiliz yazar ve gazeteci Linda Grant, York Üniversitesi’nde İngiliz dili okuduktan sonra Kanada’da, McMaster Üniversitesi’nde aynı alanda yüksek lisans yaptı. 1985 yılında The Guardian’da çalışmaya başladı. Bu dönemde kurgu dışı kitaplar kaleme aldı. Yahudi geçmişinden, aile tarihinden ve Liverpool’un tarihinden beslenen kurgu kitaplarıyla pek çok edebiyat ödülü kazandı, Booker Ödülü de dâhil olmak üzere bir çok ödüle aday oldu. Beyaz Şehrin Kafeteryaları adlı kitabı Everest Yayınları tarafından Türkçe’ye kazandırıldı. The Story of a Forest, Letonya’nın un değirmenlerinden Liverpool banliyösüne ve savaş sonrası Soho’ya uzanarak mitler ve hafıza ile ailelerin hayatta kalmak için nelere uyum sağladıkları hakkında bir roman.
Kurgu dışı politika:
Divided, Annabel Sowemimo
Covid-19 salgınının ardından, hepimiz acil sağlık eşitsizliklerinin farkına vardık. Ancak bu eşitsizlikler her zaman vardı çünkü modern tıbbın sömürgeci ve ırkçı bir geçmişi var. Annabel Sowemimo, bu önemli ve gerçekçi çalışmasında modern tıbbın sömürgeci köklerini ortaya çıkarıyor. Sistemik ırkçılık, gizli tarihler ve sağlık mitlerini tartışan Sowemimo, bir doktor, hasta ve aktivist olarak kendi deneyimlerini anlatıyor. Divided, tıbbın günlük hayatımızı etkileyen ırksal ön yargılarını ortaya koyuyor ve dünyamızın nasıl işlediğine ve kimin için işlediğine dair aydınlatıcı – ve inanılmaz derecede gerekli bir içgörü sağlıyor. Bu kitap sağlık ve tıbba bakışımızı sonsuza dek yeniden şekillendirecek.
Fire of the Dragon, Ian Williams
Başkan Xi Jinping döneminde Çin’in küresel hırsları yeni ve tehlikeli bir hal aldı. Batılı liderler Çin ile soğuk savaş istemediklerini söylüyorlar ama bunun için artık çok geç. Pekin halihazırda Sovyetler Birliği ile olan eski soğuk savaştan daha karmaşık, daha geniş ve daha tehlikeli bir soğuk savaş yürütüyor. Ve bu savaş giderek şiddetleniyor. Bu düşündürücü ve endişe verici kitap, Tayvan ve Güney Çin Denizi’nden Hindistan sınırına, Kuzey Kutbu’ndan siber uzaya kadar bu yeni soğuk savaşın birçok cephesini inceliyor. Bunu yaparken de Çin’in yükselişinin ve küresel hakimiyet için acımasızca giriştiği mücadelenin gerçekliğine gözlerimizi açmamız gerektiğine dair net ve ayıltıcı bir mesaj veriyor.
Inside Qatar, John McManus
Sadece 75 yıl önce, Körfez ülkesi Katar inci dalışına bağımlı bir durgun su idi. Bugün ise gökdelenler, müzeler ve fütüristik futbol stadyumları çölden yükseliyor ve Ferrari’ler caddelerde yarışıyor. Ancak gölgelerde, göçmen işçiler sıcağın altında komik rakamlara çalışıyorlar. Inside Qatar, hem büyük fırsatların hem de büyük kötülüklerin ülkesi olan bu gerçeküstü yerde gerçek insanların nasıl yaşadığını gözler önüne seriyor, hepimizi ilgilendiren küresel sorunlara -sınırsız kapitalizm, artan eşitsizlik ve iklim değişikliği- bir pencere açıyor.
Invasion, Luke Harding
Avrupa’da 1945’ten bu yana yaşanan en büyük silahlı çatışmanın etkileri Ukrayna ve Rusya sınırlarının ötesinde de hissedilirken, cephe hattındaki durumun hepimiz için nasıl derin etkileri olacağını anlamak her zamankinden daha hayati. Invasion, her şeyi değiştiren bu savaşın etkileyici öyküsü. Luke Harding, bu nefes kesici röportaj çalışması için çatışmaya giden süreçte ve sonrasında aylarca sahada habercilik yaptı; kitabı şok ve paniğin ilk günlerini, devam eden bu savaşın acımasız gerçekliğini ve manşetlerin ardındaki duyulmamış insan hikayelerini anlatıyor. İstila aynı zamanda savaşın iki büyük şahsiyetinin içgörülü portrelerini de sunuyor.
Show Me the Bodies, Peter Apps
14 Haziran 2017 tarihinde 24 katlı bir apartman bloğu alevler içinde kaldı. BU Birleşik Krallık tarihindeki en büyük apartman yangınıydı. Duman evlerinin içine sızarken, herkese “oldukları yerde kalmaları” söylendi. Birçoğu öyle yaptı ve öldüler. Bu on yıllardır geliyorum diyen bir felaketti. Peter Apps, sürekli bir deregülasyon akışı, kurumsal açgözlülük ve kurumsal kayıtsızlığın bu trajediye nasıl neden olduğunu ortaya koyuyor.
The Last Colony, Phiippe Sands
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, yeni uluslararası kurallar insan hakları ve kendi kaderini tayin etme çağını müjdeledi. İngiltere tarafından desteklenen bu eşi benzeri görülmemiş değişiklikler sömürgecilik belasını sona erdirmeyi amaçlıyordu. Peki ama Britanya ne kadar kararlıydı?1960’larda sömürgeci içgüdüsü bir kez daha alevlendi: ABD’ye Hint Okyanusu’ndaki Chagos Takımadaları’ndan biri olan Diego Garcia’da bir üs önermek, yeni bir koloni (Britanya Hint Okyanusu Bölgesi) oluşturmak ve tüm yerel nüfusu sınır dışı etmek için gizli bir karar alındı.
Mauritius hükümeti kırk yıl boyunca Chagos’un iadesi için mücadele etti ve son on yılda Philippe Sands davalarla yakından ilgilendi. 2018 yılında Chagos ve sömürgecilik nihayet Lahey’deki Dünya Mahkemesi’ne ulaştı. Mauritius ve tüm Afrika kıtası İngiliz ve Amerikan hukuksuzluğuna meydan okurken, on dört uluslararası yargıç dönüm noktası niteliğinde bir kararla karşı karşıya kaldı: İngiltere’nin Chagos’u Mauritius’tan yasadışı bir şekilde ayırdığına mı hükmedeceklerdi?
The Patriarchs, Angela Saini
Bu cesur ve radikal kitapta, ödüllü bilim gazetecisi Angela Saini, cinsiyete dayalı baskının gerçek köklerini araştırıyor ve erkek egemenliğinin toplumlara nasıl yerleştiğine ve tarih öncesinden günümüze nasıl yayıldığına dair karmaşık bir tarihi ortaya çıkarıyor. Günümüzde cinsiyetçiliğe ve sömürüye karşı gösterilen tepkiye rağmen, eşitliği sağlamaya yönelik devrimci çabalar bile çoğu zaman başarısızlık ve tepkiyle sonuçlanıyor. Saini, ataerkil yapıların canlı tutulmasında kadınlar da dâhil olmak üzere hepimizin nasıl bir rol oynadığını ve günümüzde neden devam ettiğini anlamak için neden eski anlatıların ötesine bakmamız gerektiğini sorarak bitiriyor.
Time to Think, Hannah Barnes
Time to Think, İngiltere Ulusal Sağlık Sistemi’nin çocuklara yönelik cinsiyet hizmeti hakkındaki gerçekleri ortaya çıkarıyor. Hannah Barnes, merkezi Kuzey Londra’da bulunan Cinsiyet Kimliği Geliştirme Servisi (GIDS)’nin nasıl ideolojik kaygıların klinik uygulamaların önüne geçtiği ciddi bir tıbbi skandala sahne olduğunu açıklıyor. Bunun için iç e-postalar ve yayınlanmamış raporlar da dahil olmak üzere binlerce sayfa belgeye ve GIDS klinisyenleri, eski hizmet kullanıcıları ve üst düzey yetkililerinin yüz saatten fazla süren kişisel ifadelerine erişerek bunlar gözler önüne seriyor. Sonuç, çağımız için rahatsız edici ve sürükleyici bir kıssa.
Who Cares? – Emily Kenway
Dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan uzun süreli hasta, yaşlı veya engelli sevdiklerine sessizce bakıyor; Birleşik Krallık’ta her sekiz kişiden biri ve toplam ABD nüfusunun altıda biri, dünya genelinde de benzer oranlar söz konusu. Birçoğu için bu tam zamanlı bir iş ve ekonomilerimize her yıl milyarlarca dolar kazandırıyor. Anı, polemik ve derinlemesine araştırmayı ustalıkla harmanlayan Who Cares, toplumun yüzleşmeye hiç istekli olmadığı bir konunun kapağını kaldırıyor. Kenway’in kişisel hikâyesinin yanı sıra diğer bakım verenlerin ve bakım alanların sesleri, bakımın gerçeklerine ilişkin cesur araştırmalar ve dünyanın dört bir yanındaki potansiyel çözümleri tartışan bu kitap, küresel ve bireysel düzeyde neden bir “bakım krizi” yaşadığımızı sorguluyor.
Geçmiş Yılların Kazananları
Kitap kategorisinin kurgu ve kurgu dışı olarak ikiye ayrılmasından itibaren ödülü kazanan kitaplar şu şekilde:
Politik kurgu:
2019: Colson Whitehead – Nickel Çocukları (Siren Yayınları)
2020: Anna Burns – Sütçü (İthali Yayınları)
2021: Abdulrazak Gurnah – Afterlives
2022: Claire Keegan – Böyle Küçük Şeyler (Jaguar Kitap)
Kurgu dışı politika:
2019: Patrick Radden Keefe – Say Nothing: A True Story Of Murder and Memory in Northern Ireland
2020: Kate Clanchy – Some Kids I Taught and What they Taught Me
2021: Joshua Yaffa – Between Two Fires: Truth, ambition and compromise in Putin’s Russia
2022: Sally Hayden – My Fourth Time, We Drowned
Diğer haberleri okumak için tıklayın.