Bookinton

Sinema endüstrisi edebiyattan çok fazla besleniyor. Yönetmenler beğenilen kitapları ve hikâyeleri filme uyarlamak için can atıyorlar. Roman ve hikâyeden uyarlanmış, yediden yetmişe hem gülerek hem de ağlayarak izlediğimiz, unutamadığımız filmlerden bir seçki yaptım.  

Özge Ovalı Karakaya

Filme uyarlanmış Türk roman ve hikâye listesini oluşturmak için daha önce defalarca izlemiş olmama rağmen filmleri bir kez daha izledim. İzlerken yine çok ağladım, çok güldüm. Sonra düşündüm ki bu filmlerin başarısı güncelliklerini korumasından geliyor. Konu olarak hiç eskimeyen filmlerdeki olaylar tanıdık geliyor. 

Seçtiğim bu unutulmaz fakat tekrar tekrar gösterilmekten görüntüsü yıpranmış filmlerden bazıları çok iyi restore edilmiş. Diğerleri ise şimdiki görüntü kalitesine alışmış seyircileri pek mutlu etmeyebilir. Dilerim ki restore edilmeyen filmler de en kısa zamanda düzenlenerek Hababam Sınıfı’nın görsel kalitesine ulaşır.

Hababam Sınıfı – Rıfat Ilgaz

Rıfat Ilgaz, Stepne lakabıyla Hababam Sınıfı’nı ilk kez Dolmuş dergisinde kısa hikâye türünde yazdı. Hababam Sınıfı ilgi görünce tefrikalar hâlinde yayımlamaya devam etti. Yetmiş sekiz tefrikaya ulaştıktan sonra 1957 yılında Ak Yayınlarından toplu olarak ilk baskısı çıktı. Roman olarak basılan Hababam Sınıfı o kadar çok ilgi gördü ki tiyatroya, müzikale uyarlandı. Filme uyarlamak içinse Ertem Eğilmez kolları sıvadı.

1974 yılında çekilen Hababam Sınıfı seyirciler tarafından çok ilgi gördü. Devam kitaplarının gelmesi gibi devam filmleri de geldi. Günümüze kadar milyonlarca kez izlenen Hababam Sınıfı, filme uyarlanan Türk filmlerinin içinde IMDB’den 9,2 puan alarak Türk romanlarından uyarlananlar listesinde ilk sırada yerini alıyor.

Filme Rıfat Ilgaz’ın penceresinden bakacak olursak yazarın kendisi Hababam Sınıfı’nın komedi filmi olarak izlenmesinden hiç hoşnut değil. Oğlu Aydın Ilgaz’ın söyleşilerinde ifade ettiği gibi Hababam Sınıfı’nı güldürmek için değil, çöken eğitim sistemini eleştirmek için yazmıştı. Kastamonu Lisesi’nde öğrenci olan Rıfat Ilgaz okulun müdüründen hizmetlisine kadar her kademeyi dikkatli bir şekilde gözleyerek onların yumuşak karınlarını keskin bir mizah kullanarak eserine aktardı. Hababam Sınıfı’na hayat veren karakterler Rıfat Ilgaz’ın yaşamında olan kişilerdi. Güdük Necmi de aslında yazarın ta kendisi.

İstanbul’da yaşayanlara veya İstanbul’a yolu düşecek olanlara Hababam Sınıfı’nın çekildiği Üsküdar’da bulunan Adile Sultan Kasrı’na gitmelerini mutlaka öneriyorum. Kasra girer girmez Hafize Ana’nın zil çalarak indiği merdivenler sizi karşılayacak, filmin büyüsü içinde kaybolacaksınız.

Selvi Boylum Al Yazmalım – Cengiz Aytmatov

Kırgız edebiyatından Cengiz Aytmatov, Kırmızı Eşarp isimli romanını 1970 yılında yazdı. Kırmızı Eşarp, Türkiye’deki okurlar tarafından çok sevilince Atıf Yılmaz’ın yönetmenliğinde Selvi Boylum Al Yazmalım ismiyle filme uyarlandı. 

1977 yılında çekilen film, IMDB 8.5 puanından da anlaşılacağı üzere seyircilerin gönlünde taht kurdu. Öyle ki 15. Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ve En İyi Görüntü Yönetmeni Ödülü’nü aldı. Başrollerde Asya karakteriyle Türkân Şoray, İlyas karakteriyle Kadir İnanır ve Cemşîd karakteriyle Ahmet Mekin var. 

Konusunun yanı sıra etkileyici ve unutulmaz replikleriyle de hafızalara kazınan Selvi Boylum Al Yazmalım’da Asya’nın dilindeki sevgiyle ilgili meşhur soruyu hangimiz kendimize sormadık?

Sevgi neydi?
Sevgi emekti
Uçuşan yaprak
Boş bir salıncak

Zübük – Aziz Nesin

Aziz Nesin’in eseri Zübük’ün ilk basımı 1961 yılında Tekin Yayınevi tarafından gerçekleştirildi ve büyük ilgi gördü.

Toplumcu gerçekçi bir anlayışla yazan Aziz Nesin’in kalemine alışık olanlar bilir ki o, kara mizah yapmadan duramaz, kendine batırılan iğneyi çıkarmazsa rahat edemez. İğneyi de yazdığı kitaplar yardımıyla çıkarır. Çıkardığı iğneyi batıran kişiye öyle bir saplayıverir ki karşı taraf ne yapacağını şaşırır. Yazılarına yansıyan güldürüler, şahsi hayatında var olan gerçek olaylardır.

Zübük, 1980 yılında Kartal Tibet yönetmenliğinde sinemaya uyarlandı. Tıpkı kitabı gibi filmi de seyircisinden hak ettiği ilgiyi gördü. İMDB’den 8,5 puan alarak üst sıralarda yerini korudu.

Film, Kemal Sunal tarafından canlandırılan İbrahim Zübükzade’nin yaptıklarının gazetelere yansımasıyla başlıyor. Araştırmacı gazeteci rolündeki Metin Serezli, hem gazetenin baskı sayısını artırmak hem de İbrahim Zübükzade’nin halk arasındaki kimliğini öğrenmek için Zübükzade’nin eskiden yaşadığı yere gidiyor. Gitmeden önce zübük kelimesinin anlamına Meydan Larousse’dan bakıyor ve şu tanımı buluyor: Kendi çıkarları için her yolu mubah sayan kişi, sözünde durmayan, üçkâğıtçı, bencil, düzenbaz, ahlaksız, kalleş, namussuz…

Aziz Nesin kitabında şöyle anlatıyor Zübük’ü:

“Şimdi çok iyi anladım ki, Zübük bir tane değil, biz hepimiz birer zübüğüz. Bizim hepimizin içinde zübüklük olmasa, bizler de birer Zübük olmasak, aramızdan böyle zübükler büyüyemezdi. Hepimizde birer parça olan zübüklük birleşip, işte başımıza böyle zübükler çıkıyor. Oysa zübüklük bizde, bizim içimizde. Onları biz kendi zübüklüğümüzden yaratıyoruz. Sonra, kendi zübüklüklerimizin bitek Zübük’te birleştiğini görünce ona kızıyoruz. Bu zübükler her yerde var, biz zübükler nerde varsak, onlar da orda…”

Uçurtmayı Vurmasınlar – Feride Çiçekoğlu

Mimar, öğretim görevlisi, yazar ve senarist olan Feride Çiçekoğlu’nun Uçurtmayı Vurmasınlar isimli kitabı 1986 yılında Yön Yayınlarından çıktı. İki yıl sonra Tunç Başaran yönetmenliğinde aynı isimle filme uyarlandı. 

Çekimleri Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi’nde gerçekleşen film, 62. Akademi Ödülleri’nde Türkiye’nin yabancı dilde en iyi film dalında Akademi Ödülü aday adayı olarak seçildi.

26. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde, En İyi Senaryo (Feride Çiçekoğlu), En İyi Görüntü Yönetmeni (Erdal Kahraman), En İyi Kadın Oyuncu (Nur Sürer), En İyi Film (Tunç Başaran); 8. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde de En İyi Türk Filmi (Tunç Başaran) ödüllerini aldı.

Uçurtmayı Vurmasınlar’da beş yaşındaki bir çocuğun gözüyle kadınlar hapishanesinin ve sevginin öyküsü anlatılıyor. Esrardan tutuklanan annesi ile dört duvar arasına hapsolan Küçük Barış’ın (Ozan Bilen) hapishane avlusunda görebildiği şeyler sınırlı: masmavi bir gökyüzü, uçan kuşlar, şansı varsa bir uçurtma… Özgürlükle bütünleşen uçurtma özgürlüğün ve umudun simgesi. 

Barış gördüklerini paylaşmak için her seferinde heyecanla altıncı koğuşa koşuyor. Altıncı koğuşta Barış’ın çocuk dilinden anlayan, yüreğine dokunan İnci (Nur Sürer) var. İnci Barış’ın umut dolu, iç yakan, gözlerimin dolmasına neden olan sorularını onun hayallerini yıkmadan, “belki”lerle yanıtlıyor:

Barış: “Niye uçmuyor İnci?”
İnci: “Uçar bir gün.”

Tatar Ramazan – Kerim Korcan

Uçurtmayı Vurmasınlar’dan sonra yine bir hapishane filmiyle devam edelim.

Kerim Korcan’ın kaleme aldığı hikâye kitabı Tatar Ramazan 1969 yılında Ararat Yayınlarından çıktı. Kendisi de yıllarca cezaevlerinde hapis yatan yazar, hikâyelerinde gözlemlerini akıcı bir dille anlatıyor. 

Tatar Ramazan karakteri, “Türk öykücülüğünün en gerçekçi kahramanlarından biri” olarak da kabul edilebilir. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde Polatlı’da doğmuş ve büyümüş bir gencin talihsiz bir olay sonrasında hapse düşmesi ile gelişen olaylar hikâye edilir.

Kitap, aynı adla 1976’da İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda tiyatroya, 1990 yılında Melih Gülgen yönetmenliğinde filme uyarlandı.  

Gazeteler 1942 yılını gösterirken İkinci Dünya Savaşı patlak vermek üzeredir. Türkiye’de savaş çıkma ihtimaline karşın kemer sıkma politikası uygulanır. Bu politika hem ülkede hem de hapishanelerde kendini gösterir. Koğuş ağaları, savaşı bahane ederek fakir mahkûmların ekmeklerine ve paralarına el koyarlar. Bunlardan biri de filmdeki Abidin Ağa’dır. Hem mahkûmlara çok kötü davranır hem de onların üzerinden para kazanarak ağalığını pekiştirdikçe pekiştirir. Haksızlığa uğradığı için hapse düşen Tatar Ramazan, hapisteki bu zulme kayıtsız kalamaz. Tatar Ramazan’ı izlerken aklıma Yaşar Kemal’in İnce Memed’i geldi. İnce Memed de haksızlığa kayıtsız kalamazdı. Zenginden aldığını fakire verirdi.

Gardiyanların ve hapishane müdürünün sağlayamadığı adaleti ne yazık ki Tatar Ramazan sağlamak zorunda kalır. Bir filme sığmayan Tatar Ramazan’ın adaleti için 1992’de Tatar Ramazan Sürgünde isimli devam filmi çekildi. Bu film de IMDB’den 7,9 puan aldı.

Tatar Ramazan’ın şu sözleri karakterini özetler nitelikte: “Gaddar, zorba bir haramzade çıkar. Fakir fukarayı ezmeye kalkar… Koca mahpushaneyi haraca bağlar… İnsan bunca zulüm bunca haksızlık görünce yapabilir mi? O zaman ben de ortaya fırlarım ve adama dur derim. Bu dünyanın hesabı ahirete kalmamalı.”

Sarı Mercedes (Mon Amour) – Adalet Ağaoğlu

Adalet Ağaoğlu’nun ikinci romanı Fikrimin İnce Gülü’nün ilk baskısı 1976 yılında Remzi Kitabevinden çıktı Bir yol hikâyesinin anlatıldığı Fikrimin İnce Gülü 1992 yılında Tunç Okan yönetmenliğinde Sarı Mercedes ismiyle beyaz perdeye uyarlandı. Filmin başrolünü başarılı tiyatrolarıyla da bilinen oyuncu İlyas Salman üstlendi.

Sarı Mercedes, Türk, Fransız, Alman, İsviçre ortak yapımıydı. Hem kitabın konusu nedeniyle hem de ortak yapım olduğu için filmde yabancı oyuncular ve yabancı mekânlarda bulunuyor. Filmin çekimi beş yıl sürdü.

Sarı Mercedes, 29. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ve En İyi Kurgu Ödülü; 7. Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Müzik Ödülü; 5. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü aldı.

İlyas Salman’ın canlandırdığı Bayram, Almanya’da temizlik görevlisi olarak çalışır. Yemeden içmeden biriktirdiği paralarla altın sarısı bir Mercedes satın alır. Mercedes sahibi olması yetmez. Aldığı Mercedes’i kendisini büyüten amcasına, sevdiği kadın Kezban’a ve köylülerine göstererek kendini herkese onaylatmak ister. Bunun üzerine Almanya’dan Sarı Mercedes’le yola çıkar. Arabasıyla türlü badireler atlatarak Türkiye’ye doğru yolculuk yapar. Dış yolculuk olarak başlayan film, geçmişe yolculuğa oradan da iç yolculuğa dönüşür. Kendisiyle hesaplaşır. Çoğumuz da böyle değil miyizdir zaten? Her yolculukta içimize döneriz mutlaka.

Sizin de unutamadığınız, tekrar tekrar izlediğiniz roman ve hikâyelerden uyarlanan filmler var mı? Yorumlarınızı bekliyoruz.

Diğer kitap öneri listelerini okumak için tıklayın.

1 Yorum

Bir Yorum Bırakın

Epostanız gözükmeyecek.