Bookinton

Aralık ayında Bookinton’da ayın yazarı Aziz Nesin’di. Ölümünün yirmi yedinci yılında yazar hakkındaki dosyamızla ve farklı türlerdeki kitaplarının incelemeleri ile Aziz Nesin’i anmaya devam ettik. Son olarak yayınevi ile okur arasında köprü oluşturmak amacı ile sözü Nesin Yayınevi Yayın Yönetmeni Esin Pervane’ye bıraktık. Bu röportaj ile hem Nesin Yayınevi’nin misyonunu hem de yayınevine bağlı vakıfların işleyişini öğrenebilirsiniz. 

Tezer Beğenmiş

Okurlarımızla yayınevinizin kuruluş hikâyesini paylaşabilir misiniz? 

Nesin Yayınevi, 2004 sonunda, Aziz Nesin’in tüm yapıtlarını yayımlamak amacıyla kuruldu. Nesin Vakfı’nın gelirlerinin hatırı sayılır bir kısmını kitapların telifi oluşturuyor. Ancak Vakıf’ın salt maddi değil manevi beklenti ve kaygıları da vardı. Adam Yayınları’nın kapanması sonrası, elbette birçok yayınevi Nesin kitaplarına talip oldu. Ancak şöyle bir risk ortaya çıktı: Popüler kitapların yayımlanıp satılması daha az olanların ıskalanması. Nesin Vakfı haklı olarak yazarın külliyatının bütünüyle, tek çatı altında yayımlanmaya devam etmesini istedi. Yayınevi böylece hayata geçti. Vakıf’ın amacına paralel olarak çocuklar için nitelikli yayınlar yapmak da ilk hedefler arasındaydı. Nesin Matematik Köyü Kitaplığı da bir başka can damarımız. Ali Nesin’in kendi kitaplarının yanı sıra, onun editörlüğünde bir de popüler ve akademik matematik serimiz var.

Kuruluşundan bugüne yapısal anlamda değişikliğe uğrayan bir yayınevi olduğunuzu gözlemliyoruz. Okurlarımızla bu değişim sürecinizi paylaşmak ister misiniz?

Kuruluş hikâyemize bakarsanız, bir süreklilik içinde gelişen ve değişen bir yapı olarak yorumlamak daha doğru olacaktır sanıyoruz. Yazarın arşivinde yaptığımız çalışmalarla ölümünden bunca yıl sonra yeni Aziz Nesin kitapları basıyoruz. Matematik Köyü’nün eğitime getirdiği yeni soluğa paralel popüler ve akademik yayınlar yapıyoruz. 

Çocuk edebiyatı alanında 2016 sonrasında hızımızı artırdığımız bir gerçek, o yüzden daha çok bu konuda konuşalım. Yine Nesin’in ilkelerine sadık kalarak, düşünen, üreten, özgür bireyler olabilmeleri için çocuklara yol arkadaşlığı etmek istiyoruz. Çocuk edebiyatı son dönemde yayıncılık pastasında büyük bir yer tutuyor. Neredeyse tüm yayınevleri çocuk kitabı basıyor. Ne yazık ki niceliğin artması her zaman çeşitlilik ve niteliğin artması demek olmuyor. Bu noktada bir boşluk görüyor ve onu kendi renklerimizle doldurmaya çalışıyoruz.

Yayınevinizde elbette Aziz Nesin dışında farklı yazarlara da yer veriyorsunuz, yeni yazar ve dosya seçimlerinizde nelere dikkat ediyorsunuz? 

Çehov’a çocuk edebiyatına dair bir soru sorduklarında demiş ki: “Tek bir edebiyat vardır, sadece dozu değişir.” Çok güzel demiş. Bizi sıkan, sürüklemeyen, yavan gelen bir şeyi çocukların seveceğini nasıl düşünebiliriz? Küçük okuru aptal yerine koymuyoruz. Gerek görsel gerek edebî anlamda sınırları zorlamayı seviyoruz çünkü algıları zorlamadan, sınırları aşmadan ne öğrenmek mümkün ne gelişmek… Biz sıklıkla dünyanın tozpembe olmadığını fısıldayan bir yayıneviyiz. Müstakbel sorunlarla ilkin edebiyat yoluyla karşılaşmanın gücüne inanıyoruz.

Aziz Nesin’in dediği gibi, “En iyi öğrenme öğrendiğini fark etmeden öğrenmektir.” Didaktizm kaybetmeye mahkûm. Net mesajlar yerine çaktırmadan verilen bir ipucu, mürebbiyelik yerine yol arkadaşlığı… Muziplikle harmanlanmış gerçekçilik… Eski sorunlara yeni bir bakış… “Bunu ben de yaparım” dedirtecek, ilham veren, ana akımın dışına taşan çizimler… Böyle yaklaşımların peşindeyiz biz.

Nesin Yayınevi eserleri ile hangi okur kitlesini hedef alıyor?

Yukarıda söz ettiğimiz ilkelerde bizimle uzlaşacak okurlarla buluşmak isteriz elbet. “Çocuğum bunu anlamaz” diye kestirmeden reddetmek yerine birlikte öğrenecek ebeveynlere… Bilmem hangi pedagojik yaklaşım gereği çocuğun falanca yaşta filan kavramla tanışmaması gerekebilir örneğin. Ama hayat öyle bir şey değil ki… Kedisi kaybolur, ninesi ölür. Evde sıkıntıdan patlar. En sevdiği arkadaşı ona küser, yalnız kalır. Televizyonda savaş vardır, sokakta araba köpeğe çarpar. Ne yapacaksınız, “Yok bir şey!” deyip gözlerini mi kapatacaksınız? Bizce hayal gücüne, dolayısıyla kitapların dünyasına en çok ihtiyaç duyulan yerler buralardır. 

Nesin Çocuk’un sadık bir okur kitlesine ulaştığını düşünüyoruz. Ne bassak güvenle alan okurlarımız var, ne mutlu bize.

Yayınevinizde Aziz Nesin kitaplarının dışında genellikle çocuklara yönelik, onların sorgulayıcı bireyler olmalarını amaçlayan kitaplarınız var. Bu Aziz Nesin’in isteği doğrultusunda alınan bir karar mı? Başka nedenleri var mı?

Daha önce de belirttiğim gibi, yayınevi bu anlamda Aziz Nesin’in Vakıf için koyduğu ilkeler ışığında hareket ediyor. Çocuklara yalın gerçeği göstermek, düşünmeyi, çalışmayı yüceltmek ve umudu var kılmak… Yayınevi olarak onun mirasına en değerli katkıyı onun en değer verdiği konuya, çocuklara ve onların gelişimine eğilerek sağlayabileceğimize inanıyoruz.

Son dönemlerde çocuk kitapları eskiye nazaran daha fazla ilgi görmeye başladı. Nesin Yayınevi’nin çocuk kategorisinde bu artışı gözlemleyebiliyor musunuz? 

Çocuk kitaplarının yalnız çocuklar için değil, yetişkinler için de sınırsız bir evren sunan edebî ve görsel eserler olduğu fikri hem dünyada hem de bizde yaygınlaşıyor ve bizler de bunu birebir gözlemliyoruz. Çocukları tabletten, telefondan uzak tutmak için de kitaplara ihtiyaç var. Ama bunu ne ölçüde başarıyor, başarabilir, meçhul…

Okurlarımızın Nesin Köyleri hakkında bilgi sahibi olmasını istiyorum. Biraz bu projelerden, orada neler yaptığınızdan bahsedebilir misiniz? 

Nesin Köyleri’ni bir açık alan olarak düşünebiliriz. Evet, ilk olarak her şey matematik etrafında dönüyordu. Zamanla farklı disiplinlere de alan açıldı. Felsefe, resim, edebiyat, heykel, mimarlık, tasarım gibi bilim ve sanatın çeşitli alanlarında üreten insanların öncülüğünde pek çok eğitim, seminer ve atölye düzenleniyor. Öğrenci-öğretmen hiyerarşisinden uzak, alternatif bir birlikte öğrenme süreci vadediyor Nesin Köyleri. Bizim köyümüz diye demiyoruz, doğayla iç içeliği ve mimarisi için bile görülmeye değer. Daha yakından tanımak isteyen herkesi https://nesinkoyleri.org adresini incelemeye davet ediyoruz.

İstanbuldaki okurlara biraz daha yakın olan bir de Nesin Vakfı var. Biraz da Nesin Vakfı’nda neler yaptığınızdan ve vakfın işleyişinden bahsedebilir misiniz?

Nesin Vakfı çok çocuklu büyük bir aile… Kırkı aşkın çocuk orada yaşıyor, eğitimlerini sürdürüyor. 15 dönüm bahçe içinde, kütüphaneleri, müzesi, yüzme havuzu, serası, seramik atölyesiyle kendi kendine yeten bir adacık. Vakıf pandemi döneminde ziyaretçi kabul edemedi ve geleneksel etkinliklerini, pikniklerini yapma fırsatı bulamadı. Akabinde herkesin malumu olan dava süreçleri ile kıskaca alındık. Çok yakın bir tarihe kadar vakıfta hummalı bir tadilat, bir yeniden yapılanma dönemi söz konusuydu. Ancak sonrasında gerçekleşenler hepinizin malumu; banka hesaplarımızdaki paraya el konuldu. Vakfımız banka hesapları üzerinden destek almaya devam ediyor. Vakfın köylerden de yayınevinden de bağımsız bir işleyişi var. Nesin bünyesindeki her kurum özerk fakat aynı amaçlara sahip. Vakıf destekçileri etkinlik, bağış ve duyurulara buraya tıklayarak ulaşabilirler. 

Yayıncılık sektörünün artan ham madde maliyetleri nedeni ile zor bir dönemden geçtiğini görebiliyoruz. Nesin Yayınevi’nin bu süreçte aldığı tedbirler ve gelecek dönem planları neler? 

Tedbir almak mümkün değil ne yazık ki. Fırtınaya karşı yürümek gibi şu sıra yayıncılık, özellikle de bizim gibi orta ve küçük ölçekli yayınevleri için. Artan maliyetler üretimimizi baltalıyor. Hazır projelerimiz rafta bekliyor. Seçimlerimizi de etkiliyor elbette. Yayın politikamızdan taviz vermek istemesek de öyle bir köşeye sıkışıyoruz ki… 

Çok güzel ama çok satmayacağını öngördüğümüz dosyalar elimizi titretiyor. İşte bu çok tehlikeli. Kafanızda Demokles’in kılıcı gibi sallanan satış kaygısıyla nitelikli işler yapmak zor. Yarın bu kadar belirsizken plan yapmak, adım atmak zor.

Nesin Yayınevi olarak artan maliyetler dışında hangi konularda zorluk yaşıyorsunuz? 

Artan maliyetler her şeyi etkiliyor. Ulaştığımız insan sayısını, insanların kitaba ayırdığı bütçeyi, kendine, sevdiği şeylere daha az zaman ayırmak zorunda olan ve sürekli kaygı duyan yazarın ve çizerin üretim şeklini, nihayetinde ekibimizin de ruh halini… Her şeyi zehirliyor.

Bir Yorum Bırakın

Epostanız gözükmeyecek.