Mehmet Sindel, bir sinema sevdalısı ve film anlatıcısı. Kurumsal hayatın tam merkezindeki kariyerini noktaladıktan sonra, çocukluğundan beri tutkulu olduğu sinema ile ilgilenmeye başlıyor. Söylediğine göre bugün sinema, hayatının dörtte üçüne sızmış durumda. Biz de kendisiyle sinema ve sinema okuryazarlığı için kitap önerileri hakkında konuştuk.
Sinemayla nasıl tanıştınız?
Babam 8 mm’lik filmleri oynatıcıyla duvara yansıtırdı. Orada Charlie Chaplin kısa filmlerini, Laurel ve Hardy’yi, Harold Lloyd’u izlediğimi hatırlıyorum. Sinemadaki ilk filmim ise “İyi, Kötü ve Çirkin”dir. Suadiye Sineması’nda babamla izlemiştim. Hâlâ bayılırım o filme. Yaptığımız podcaste de zaten “The Good, The Bad and The Cinema” adını verdik.
“Sinema hem aşkım hem hobim hem de işim oldu,” diyorsunuz. Nasıl oldu bu?
Yıllar önce bir grup arkadaş film izleyip kendi aramızda konuşmaya başladık, bir de moderatörümüz vardı. Sonra dergilerde sinema yazıları yazmaya başladım. Kurumsal hayatı bırakınca acaba bu işin moderatörlüğüne soyunup film okumaları yapsam mı diye düşündüm. Boğaziçi mezunuyum. BÜMED’de başladım, zamanla çok sayıda dostun katılımıyla, düzenli ve yoğun şekilde film okumaları yapar buldum kendimi. Ayrıca podcastler yapıyorum, sinema üzerinden ve sinemaya dair eğitimler veriyorum.
Film okumaları tam olarak neye yarıyor?
Şu son üç yılda, film okumalarının pek çok insanın aklına, ruhuna dokunduğunu gördüm. Daha vicdanlı insanlar olmamızı sağlıyor film okumaları. Okumalardan sonra katılımcılardan aldığım mesajlar, onların hayatında yarattığı etki beni çok mutlu ediyor. Sinema okumaya karar verenler, sinemaya farklı gözle bakanlar var. Ayrıca o kadar güzel bir grup olduk ki, herkes birbirinden bir şeyler öğreniyor. Bu iş asla tek taraflı değil. Öğretirken öğreniyorum.
Bir filmi anlamak, analiz etmek, derinlemesine çalışmak ve keşifler yapmak çok büyük haz veriyor bana. O yüzden film okumalarını öncelikle kendim için yapıyorum.
Ama bulduklarımı ve öğrendiklerimi başkalarıyla paylaşmayı da çok seviyorum. Çünkü eğer isterlerse, filmlerin insanları dönüştürebileceğine inanıyorum.
Sinema dergilerinde neden yazmıyorsunuz artık?
Ben basılı kitap/dergi okumayı seviyorum. Ama ne yazık ki dergicilik öldü, öldürdüler. Instagram hesabımda sinema ile ilgili zaten yazıyorum, ayrıca bir internet dergisinde yazmama gerek olmadığını düşünüyorum.
Sinema ve edebiyat arasında yakın bir ilişki var. Pek çok kitap sinemaya uyarlanıyor. Bu konuda ne söylersiniz?
Edebiyat benim için çok önemli. Bir arkadaşımla uyarlama filmleri incelediğimiz bir formatımız var: “Kitaptan Sinemaya” Yazarın meselesi ile yönetmenin meselesini karşılaştırmalı olarak konuşuyoruz. Bazı filmler kitaba çok sadıkken bazıları kitaptan çok farklı olabiliyor. Bana göre bunda hiçbir sorun yok çünkü iki farklı eser, iki farklı yaratıcı söz konusu. Ben o esere kendi sanat türü içinde bakıyorum. “Çok zor film olur,” diye düşünülen ama hem kitaba sadık kalıp hem çok iyi film olan örnekler var, Boyalı Kuş gibi. Kitaba sadık kalınmadığı hâlde başyapıt olanlar da var; mesela Stephen King’in romanından uyarlanan Stanley Kubrick filmi The Shining gibi. Türk sinemasından ise Ömer Kavur’un çektiği Yusuf Atılgan’ın büyük eseri Anayurt Otelini sayabiliriz. Bu yıl En İyi Yabancı Film Oscar ödülü alan “Drive My Car” bir Murakami öyküsü. İçinde bolca Çehov var.
Sinema hakkında bilgi edinmek isteyenlere ne okumalarını önerirsiniz?
Bir filmi gerçekten iyi anlamanın ilk yolu ekrana çok iyi bakmak, ki yöntemini okumalarda anlatıyorum. İkincisi pencereden dışarıya bakmak, yani ülkede, dünyada ne oluyor; filmin yapıldığı tarihte o coğrafyada ne olmuş onu iyi anlamak. Üçüncüsü de yaratıcısının hayatına, travmalarına bakmak. Bu üçüncüsü için biyografi, otobiyografi okumalarını öneriyorum. Agora yayınlarının çok güzel sinema kitapları var, yönetmenlerle yapılan söyleşiler iyi bir seçenek.
Bu çerçevede 10 kitaplık bir liste vereyim:
- Büyülü Fener – Ingmar Bergman
- Mühürlenmiş Zaman – Andrey Tarkovski
- Kieslowski Kieslowski’yi Anlatıyor – Danusia Stok
- Hitchcock Sineması – Robin Wood
- Son Nefesim – Luis Bunuel
- Bir Charlie Chaplin Kitabı – Andre Bazin / Eric Rohrer
- Ben Fellini – Charlotte Chandler
- Roman – (by) Polanski
- Haneke, Hanekeyi Anlatıyor – Michel Cieutat, Philippe Rouyer
- Bir Stanley Kubrick Kitabı – James Howard
Bir de çocuk kitabı: Mahalle Sineması – Sevim Ak
Daha fazla bilgi için sosyal medya hesaplarımı ziyaret edebilirsiniz.
Youtube – Instagram – Twitter
Mehmet Sindel Kimdir?
Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu olan Mehmet Sindel, iş yaşamına Unilever’de başladı. Nestle, Citibank, Garanti Ödeme Sistemleri, Doğuş Otomotiv, HSBC, bilyoner.com, İstanbul Bilgi Üniversitesi gibi çeşitli kurum ve bankalarda, çoğu yöneticilik ve tepe yöneticiliği pozisyonunda olmak üzere 27 yıl boyunca çalıştı.
Kurumsal hayatı bıraktıktan sonra bazı danışmanlık görevlerinde bulundu. Ancak zamanla sinema ağır bastı. Çeşitli dergilerde sinema yazıları yazdı, sinema dersleri verdi. Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği BÜMED’de film okumalarına başladı. Hâlen çeşitli kurumlarla iş birliği içinde hem bireysel hem de kurumsal katılımlı film okumaları yapıyor, sinema üzerine podcast hazırlıyor.
Diğer Gündem içerikleri için tıklayın.