Bookinton

J.R.R. Tolkien söz konusu oldu mu konuyu kısa tutmanın, kestirmeden sonuca varmanın kolay bir yolu yoktur ve bence bu çok da büyük bir haksızlık olur. Bu dosyanın hazırlanma amacı sadece Tolkien’in dünyasına bir nebze olsun sızabilmek…

Zeynep Ceren Burak 

“Ben aslında bir Hobbit’im, boy pos hariç. Bahçeleri, ağaçları, makinelerin girmediği çiftlikleri seviyorum; pipo içiyorum, basit (buzdolabında saklanmamış) yiyeceklerden hoşlanıyorum, Fransız mutfağından nefret ediyorum; bu sıradan günlerde bile süslü yelekler giymeyi seviyorum ve giymeye cesaret de ediyorum. Mantarlara (doğadan toplanmış) bayılıyorum; sıradan, basit bir mizah anlayışım var (beni takdir eden eleştirmenlerimin bile yorucu bulduğu); geç yatarım, (mümkün olduğu kadar) geç kalkarım. Pek seyahat etmem.”  –  J.R.R. Tolkien 

Hepimiz Gogol’un paltosundan çıktıysak fantezi edebiyat da Hobbitlerin höyüklerinden çıkmış olabilir…

1892 yılında Güney Afrika’da doğan John Ronald Reuel Tolkien’in küçük yaşlardan beri dil üzerine büyük bir yeteneği olduğu yazılır. Eski Gal ve Fin dilleri üzerine eğitim görürken kendi Elf dillerini yaratmaya başlar. Oxford’da Anglo-Sakson profesörlüğü yapan yazar, dünyanın en önemli dil bilimcilerinden sayılır.

1951 yılında Milton Waldman’a yazdığı mektubunda İngiltere’nin (sevgili ülkem olarak bahseder) kendine ait bir hikâyesi, bir mitinin olmamasının, kendisini hikâyelerini yazmaya ittiğini söyler. “Tabii Arthur dönemine dair hikâyeler vardı,” der. “Ama benim aradığım ve başka diyarların efsanelerinde bulduğum nitelikte değildi.” diye devam eder. Bu motivasyonla destansı bir hikâye kurmayı ve bunu sadece vatanına ithaf etmeyi kafasına koyar. Önce tek tek hikâyeler oluşur. Hepsi birbirinden bağımsız gibidir. Örneğin Hobbit’in ana hikâyenin bir parçası olacağını hiç düşünmez. 

Bir dil uzmanı olan J.R.R. Tolkien aslında önce dilleri, sonra bu dillerin kullanıldığı dünyaları yaratır. Modern fantastik edebiyatın Tolkien’le başladığı düşünüldüğünde mitoloji ve fantastik öykünün bir arada olduğu, kendisinin oluşturduğu dillerin konuşulduğu bir İngiliz mitolojisi yarattığı söylenebilir.

Biz okuyucudan çok izleyici olduğumuz noktadan baktığımızda Yüzüklerin Efendisi hikâyenin başı gibi görünebilir ama tüm olayları önceleyen ve aslında mitoloji olarak tasarlanan kısmı, Silmarillion’da (İngiltere’nin mitolojisi de denilebilir) anlatılır. Kitap, yazarın ölümünden dört yıl sonra oğlu Christopher Tolkien tarafından yayımlandı. J.R.R. Tolkien’i biraz anlamak için bu kitabı uzun uzun konuşmak ve kavramak gerekir. Çok detaylı ama uyumsuz ve tekrara dayalı değil. İzleyici gözüyle bu kadar çok ismi ve yeri aklımızda tutmamıza gerek yok ama sıkı bir Orta Dünya ve Tolkien takipçisi isek iş değişir.

“Eru vardı, Tek Olan; Ilúvatar derlerdi adına Arda’da. Ve o önce Ainur’u yaptı, Kutsal Olanları, bunlar zihninin evlatları idiler ve sair hiçbir şey yaratılmadan evvel onunla birlikteydiler.”

J.R.R. Tolkien’in dinî inançları ile örtüştürdüğümüzde Eru için Tanrı, Valar için melekler, Elfler için ise ideal insan benzetmesi yapabiliriz. Bununla birlikte, hikâye örgüsünde hiçbir dinî ya da politik gönderme bulunmaz.

Elfler bir savaş sırasında öldürülmezlerse ölümsüzdür. İnsanlar ölümlüdür (ki bunu Tolkien bir armağan olarak adlandırır) ama ömürleri şimdikinden çok daha uzundur. Cüceler ise insan görünümündedir ama “Tanrı’nın Çocukları” değildirler; kendilerine göre bir kökleri vardır ve uzun ömürlüdürler.

Hobbit ve günümüz fantastik hikâyelerinden aşina olduğumuz bir sima: Ejderha

Sauron tarafından ikinci çağda Elf ülkelerinde dövülen yüzüklerin en güçlüsü olan ve kaybolmuş olan Tek Yüzük’ün bulunuş hikâyesi Hobbit’de başlar. 

Tolkien tarafından bir çocuk kitabı olarak yazılan Hobbit, Bilbo Bagins ve Cücelerin maceralarını anlatmaktadır. Ejderha Smaug cücelerin efsane servetine sahip çıkmış, deyim yerindeyse üzerine yatmıştır. Kimse bu dev yaratığın karşısında duramaz. Bu kitapta Bilbo’nun yolculuğu, daha yakından tanımaya başladığımız Cüceler ve Elebor Savaşı anlatılır.

Yüzüklerin Efendisi ve Orta Dünya 

“Üç Yüzük göğün altında yaşayan Elf Kralları’na
                 Yedisi taştan saraylarında Cüce Hükümdarlar’a,
Dokuz Yüzük Ölümlü İnsanlar’a, ölecekler ne yazık
             Bir Yüzük gölgeler içindeki Mordor Diyarı’nda,
Kara tahtında oturan Karanlıklar Efendisi’ne
              Hepsine hükmedecek Bir Yüzük, hepsini o bulacak
              Hepsini bir araya getirip karanlıkta birbirine bağlayacak
Gölgeler içindeki Mordor Diyarı’nda”

Yüzüklerin Efendisi bir bütün olarak yazılmış ancak uzunluğundan dolayı Yüzük Kardeşliği, İki Kule ve Kralın Dönüşü şeklinde üçleme olarak yayımlanmıştır. İlk basım tarihi olan 1954’ten 1968 yılına kadar sadece İngiltere’de otuz sekiz kere basılmıştır. Bu kitaplar temel olarak Tek Yüzük’ün yaratıldığı diyarlarda -Mordor’da- yok edilmesi için, dört Hobbit, iki İnsan, bir Büyücü, bir Elf ve bir Cüce’nin yolculuğunu anlatır ve Orta Dünya’da geçer. Bir yol ve arayış hikâyesi olması nedeniyle “arayış edebiyatı”nın (kaçış edebiyatına da dâhil edilir ama arayış bence daha anlamlı ve uygun) ve “karanlığın kalbine yolculuğun” da en klasik örneklerinden sayılır.

Orta Dünya terimi, Tolkien’in bir buluşu değil, Kuzey mitolojilerinde karşımıza çıkan eski bir kullanımdır. Aslında İngiltere gibi etrafı denizlerle çevrili bir yerdir ve atıfta bulunduğu coğrafya çok açıktır. Orta Dünya’nın oluşumuSilmarillion’da anlatılır. Ilúvatar’ın Çocukları, Elfler ve İnsanlar Orta Dünya’da uyanır. Silmarillion Orta Dünya’nın ilk çağlarını, Yüzüklerin Efendisi üçüncü çağını anlatır.

Dünyanın en ünlü kırmızı kitabı

Hobbit ve Yüzüklerin Efendisi’nin, Bilbo ve Frodo Bagins, sonrasında Sam ve çocuklarının yazdığı Orta Dünya’nın ortak dili olan Westron dilindeki Kırmızı Kitap’ın (The Red Book of Westmarch) bir çevirisi olduğunu söyler Tolkien. Bu açıdan Kırmızı Kitap için bir seyahatname yakıştırması da yapılabilir (ama bu karanlık yolculuğa çıkanların birer turist olmadıkları akıldan çıkarılmadan). Bilbo Bagins tarafından yazılmaya başlanan Kırmızı Kitap’ın ilk bölümlerinde Hobbit’in hikâyesi bir araya getirilmiştir. Doğu’ya gidip döndüğü yolculuğu konu aldığı için Gittim ve Döndüm adını taşır.

Tom Bombadil’in bahsini açmadan olmaz…

Orta Dünya’nın geçmişi en bilinmeyen ve gizemli sakinlerinden Tom Bombadil, Yüzüklerin Efendisi filminde yer bulamayınca, kitabı okuduktan sonra izleyen herkes arasında mırıldanmalar olmuştu. Hikâyenin en renkli ve aynı zamanda en kadim kişisi olduğu bilinen Tom Bombadil’i tarif etmek için eşi Altınyemiş; “O’dur,” der. 

Ne görüyorsanız, O’dur. O, ormanın, suyun ve tepenin efendisidir.

Tom, nehir ile ağaçlar henüz yokken buradaydı; Tom ilk yağmur damlasıyla ilk meşe palamudunu hatırlıyor. O, Büyük Ahali’den önce patikalar açtı ve Küçük Ahali’nin gelişini gördü. O, Krallardan, mezarlardan ve Höyüklü Kişiler’den önce de buradaydı.”

Frodo’dan taşıdığı yüzüğü isteyip takan Bombadil yok olmaz. Yüzüğü takan Frodo olduğunda odadaki kimse onu göremezken, Bombadil görebilmektedir. Mordor’a götürmesi için yüzüğü neden ona vermediklerini Gandalf, “Yüzüğü ona verseydik önemini anlayamaz ve varlığını unuturdu,” şeklinde açıklar.

Yüzüklerin Efendisi’nin Türkçe çevirisine dair bir iki cümle…

Yüzüklerin Efendisi kitaplarının çevirmeni Çiğdem İpek Erkal, 1995 yılında kendi sahaf dükkânında çevirisine başladığı bin sayfalık kitabın çevirisini iki yılda tamamlamış. İlk başta çevrilemez gözüyle bakılan eser, çevirmenin dokunuşları ve aslında eski Türk dilleri ile olan bağlantılarıyla sorunsuz çevrilebilmiş. Elf Alfabesi’nin, Orhun Yazıtları’nda kullanılan Göktürk Alfabesi ile neredeyse aynı olduğunu söylüyor Erkal ve “Tolkien’nin bir dil bilimci olarak Orhun Yazıtları’nı bilmemesine imkân yok,” diye ekliyor.

Yine kitaptaki ırklardan Rohirrimler’in kullandığı bazı kelimelerin, İskandinav kökenli kelimeler olduğunu, bu kelimeleri çevirmek için Anglo-Saksonca ve Dîvânu Lugâti’t Türk’ten yararlandığını söylüyor.

İyiye olan inancın zaferi ve mutlu son

“Elflerin yaşadığına ve insanlarla kan bağı olduğuna inanan Tolkien’in bize bıraktığı miras bir açıdan rüyalarımızın gerçek olmasıdır,” der Bülent Somay. Tek Yüzük’ün yok edileceği ateşe varıldığında, zafere ulaştıran büyücü Gandalf, Ormanın Hanımı Galadriel, Yüce Elrond ya da insanların son kralı Aragorn değil, Orta Dünya’da varlıkları bile unutulmuş Shire’lı Hobbit Frodo Bagins ve Sam Gamgee’dir. Masal sıradan, küçük ve umulmayanın zaferi ile sona erer…

Tolkien’in kitaplarında ve notlarında onlarca isim ve yer adı, yazar tarafından yaratılmış yapay diller, özenle formüle edilmiş ayrıntılar var. Okumalar dikkatli ve geriye dönüşlü yapılmalı. Bu da kitapların anladığımız anlamda “akıcı” olmasına engel tabii. Peki Tolkien’in yarattığı bu evreni bu kadar çok sevmemizin, her bir karakterin ismini ailemizdenmiş gibi aklımızda tutmamızın, Shire’ı kendi köyümüz gibi sevmemizin nedeni, masalcı zihnimizin en az Tolkien kadar Elfler’in, hobbitlerin, ejderhaların yaşadığına inanıyor olması olabilir mi? 

Yazımızı Ursula K. Le Guin’in şu sözleri ile bitirebiliriz:

“Tolkien’ı ‘basit’ bir yazar olarak gören eleştirmenlere hayret etmekten hiç vazgeçmeyeceğim. Ne kadar basit kafalı olmalılar…”

Bunları duymuş muydunuz?

  • Tolkien, 1896 yılında küçük bir çocukken ailesiyle Sarehole adlı bir köye yerleşmiş. Burası Hobbitlerin köyü Shire’a esin kaynağı olmuştur.
  • Üç yaşına kadar yaşadığı Afrika’da örümcek tarafından ısırılması, Orta Dünya’da yer verdiği dev örümceklerin yaratılmasına ilham kaynağı olmuştur.
  • Silmarillion’daki Beren ve Lúthien’in hikâyesinde, çok yüksekte ağaç bir eve hapsedilen Lúthien, tıpkı Rapunzel gibi saçlarını uzatır ve saçlarının yardımı ile kuleden kaçar.
  • Hobbit’i tamamen bağımsız bir hikâye olarak çocukları için yazmış, başlarken hikâyenin bir parçası olacağını düşünmemiştir.
  • Yüzüklerin Efendisi 60’lı yıllarda ABD’de öğrenci hareketleri çevresinde çok büyük bir etki yaratmış, kampüslerde “Frodo yaşıyor”, “Cumhurbaşkanı adayımız Gandalf” gibi rozetler görülmüş.
  • Ünlü İngiliz rock şarkıcısı Sting adını Frodo’nun kılıcından, ünlü new age topluluğu Shadowfax ise adını Gandalf’ın atından almıştır.
  • 22 Eylül günü Dünya Hobbit Günü olarak kutlanır.

Filmler ve Dizi

  • Yüzüklerin Efendisi- Kralın Dönüşü filmi, 2003 yılında aday olduğu tüm dallarda Oscar kazanan tek filmdir. Film 11 dalda ödül kazanmıştı.
  • Hobbit kitabı da filme uyarlandı. Tek kitap olmasına rağmen üçleme olarak 2012-2014 yılları arasında vizyona girdi.
  • Şu sıralar Amazon Prime’de yayımlanan Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri dizisi aslında hiçbir kitabın uyarlaması değildir. Dizi İkinci Çağı konu almakla birlikte, Tolkien’in bu çağı anlattığı bir kitabı yok. 

J.R.R. Tolkien Kimdir?

John Ronald Reuel Tolkein, 1892 yılında Güney Afrika’da doğmuştur. Tolkien, okul çağı geldiğinde King Edvard’s School’da eğitimine başlar. Burada dile olan yeteneğini ve ilgisini besleyip geliştirecek bir ortam bulur ve klasik dil bilimi çalışmalarına yönelir. Eski İngilizce ve Orta İngilizce ile ilgilenir. Bunun sonucu olarak henüz bu yıllarda Gotik lisanını, Yunancayı, Anglosaksoncayı akıcı bir biçimde konuşur. 17 Aralık 1910’da Tolkien Oxford’da Exeter Koleji’ne burslu ve yatılı öğrenci olmaya hak kazanır. Eski Gal dili ve Finceyle ilgilenir. Bu dillerden etkilenerek ayrı bir lisan uydurmaya başlar. Bu lisan zamanla hikâyelerinde “Quenya” ya da “Yüce Elfçe” olarak ortaya çıkacaktır. Çocukları için yazdığı The Hobbit eseri 1937’de yayımlanır. 1945’te Oxford’da İngiliz Dili ve Edebiyatı Merton Profesörü seçilir. Yüzüklerin Efendisi 1954-55’te üç cilt olarak yayımlanır. “Saygıdeğer” bir İngiliz dili profesörünün fantezi alanında bir eser vermesi çok yadırganır ama o çalışmalarından vazgeçmez. Başta oluşan bu tepki zamanla fantezi türünün de saygın bir yer edinmesini sağlar.

Tolkien, 1959’da emekli olana dek Merton College’da akademisyenliğini sürdürdü. Kısa bir hastalığın ardından 2 Eylül 1973’te vefat etti.

Eserleri 

Kendi yazdığı kitaplar: Hobbit, Yüzüklerin Efendisi Birinci Kısım – Yüzük Kardeşliği, Yüzüklerin Efendisi İkinci Kısım – İki Kule, Yüzüklerin Efendisi Üçüncü Kısım – Kralın Dönüşü.

Christopher Tolkien tarafından derlenerek yayımlanan kitapların bazıları: Silmarillion, Bitmemiş Öyküler, Beren ve Luthien’in Hikâyesi, Hurin’in Çocukları, Roverandom.

Tolkien kitaplarının tavsiye edilen okuma sırası:

Hemen eklemekte fayda var. Bu konuda farklı görüşler var. En verimli okuma sırasının aşağıdaki gibi olduğu fikrindeyim: 

  1. Hobbit
  2. Yüzüklerin Efendisi Birinci Kısım – Yüzük Kardeşliği
  3. Yüzüklerin Efendisi İkinci Kısım – İki Kule
  4. Yüzüklerin Efendisi Üçüncü Kısım- Kralın Dönüşü 
  5. Silmarillion
  6. Bitmemiş Öyküler 

Bu çalışmada Tolkien’in her bir kitabından, ön sözlerden, hakkında yazılan tezlerden ve kitaplardan çok faydalandım. Tüm bunları kaynakçada detaylı olarak belirttim. Tolkien evreninin kafamda yerli yerine oturmasında (özellikle ilkçağlar) başlıca başvuru adresim olan Orta Dünya rehberimiz Murat Sönmez’e teşekkürü borç bilirim. 

Kaynaklar

  • Somay, B. (2015). Tarihin Bilinçdışı. Popüler Kültür Üzerine Denemeler, Metis
  • Tolkien, J.R.R. (2012). Hobbit, İthaki Yayınları
  • Tolkien, J.R.R. (1998). Yüzüklerin Efendisi Yüzük Kardeşliği, Metis 
  • Tolkien, J.R.R. (1996). Yüzüklerin Efendisi İki Kule, Metis 
  • Tolkien, J.R.R. (1999). Yüzüklerin Efendisi Kralın Dönüşü, Metis 
  • Tolkien, J.R.R. (2021). Silmarillion,İthaki Yayınları 
  • Le Guin, U.K. (1999) Kadınlar Rüyalar Ejderhalar, Metis 
  • Yüzüklerin Efendisi – Orta Dünya – YouTube
  • Kasımoğlu, M. (2020). J.R.R. Tolkien’in Orta Dünya Mitolojisi Kapsamında Yüzüklerin Efendisi Adlı Eserinin Türkçe Çevirisine Metinlerarası Odaklı Bir Bakış. Doktora Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, 2020.

Diğer yazar dosyalarını okumak için tıklayın. 

2 Yorum

Bir Yorum Bırakın

Epostanız gözükmeyecek.