Bookinton

Afetlerde ve salgınlarda çocukları bekleyen ruhsal travmalar neler olur? Çocuk Koruma Merkezlerini Destekleme Derneği’nin raporundan yararlanarak derledik.

Çocuk Koruma Merkezlerini Destekleme Derneği (ÇOKMED)’nin 2021 yılında çocuk hakları örgütleri için hazırladığı “Salgın ve Doğal Afetler Sırasında Çocukların Korunması” izleme raporu yaşadığımız doğal felaketler için geniş çaplı bir rehber. Rapordaki çarpıcı ayrıntılardan biri salgın ve doğal afetler sırasında yıkım altında kalmak veya hastalanmak gibi doğrudan sebepler yanında, çocuk koruma hizmetlerinin yarattığı zafiyetlerin de çocukların hayatlarını kaybetmeleri veya kalıcı beden/ruh sağlığı sorunları yaşamaları ile sonuçlandığı gerçeği. 

Yoksun kalma travması

Sosyal hayattan uzak kalma, arkadaş ve akrabaları ile görüşememe, okuldan uzak kalma, oyun veya spor alanının kısıtlanması ve ebeveynin öz-yeterliliğinin azalmasının çocukların ruh sağlığı açısından önemli olumsuz etkileri oluyor. COVID-19’un etkileri hakkında 46 ülkede yapılmış geniş katılımlı bir araştırma arkadaşları ile görüşemeyen çocukların yüzde 57’sinin daha mutsuz, yüzde 54’ünün daha endişeli, yüzde 58’inin ise daha güvensiz hissettiğini gösteriyor. (Save the Children, 2020c) Avrupa’daki 25 ülkede yapılan bir araştırma da COVID-19 sürecinde yaşanan izolasyon sonucu çocuklarda anksiyete düzeylerinin ve ruh sağlığı problemlerinin arttığını, daha önce hiç davranış problemi göstermeyen çocuklarda uyku ve agresyon sorunları geliştiğini ortaya koyuyor. (Eurochild, 2020)

Ailenin etkisi!

Pandemi sürecinin çocukların psiko-sosyal gelişimi ve ruh sağlığı üzerindeki etkilerine bakıldığında özellikle özel eğitim ihtiyacı, kronik hastalığı olan, ruh sağlığı problemi yaşayan annelere sahip ya da tek ebeveynli/düşük gelirli hanelerde yaşayan çocukların bu süreçten daha olumsuz etkilendiği görülüyor. Salgın ve doğal afetlerin çocuklar açısından nihai sonuçlarından olan çocuk yaşta çalıştırılma veya evlendirilme, fiziksel, cinsel, duygusal veya dijital istismar, kaza, kaybolma veya kaçırılma gibi güvenlik risklerine maruz kalmanın da çocukların beden ve ruh sağlığı üzerinde kalıcı etkileri kaçınılmaz görünüyor. (Cuartas, 2020)

ÇOKMED’in “Salgın ve Doğal Afetler Sırasında Çocukların Korunması” izleme raporunda yer alan bir diğer detay, çocuklarda salgın ve doğal afetler sonucu oluşabilecek ruh sağlığı ve davranış problemleri arasında yaş gruplarına göre gözlenebilecek sonuçlar. Buna göre olabilecekler:

Okul öncesi dönemdeki çocuklarda yaygın olarak isteksizlik, oyuna odaklanmada güçlük, biberon kullanımı, parmak emme, tuvalet kazaları gibi kronolojik yaş ve gelişim düzeyiyle uyumu olmayan bazı davranışların yanı sıra anne-babadan ayrılmama gibi durumlar.

Okul çağındaki çocuklarda korku ve kaygıda belirgin artış, kardeşlerle sorun yaşama, huzursuzluk, saldırganlık, psikosomatik şikâyetler, sorumluluklarını yerine getirmekten kaçınma, odaklanmada zorluk, uyku sorunları ve sosyal çekilme gibi davranışlar.

Ergenlerde isyan, risk alma davranışları, konsantrasyon eksikliği, bilinç bulanıklığı ve konfüzyon.

Gelecekte neler olabilir?

Raporda salgın ve doğal afetler sonucu kalıcı ruh sağlığı sorunu yaşayan veya yaşayacak olan çocuklara dair veri eksikliğine rağmen ruh sağlığı üzerine güncel etkilerden yola çıkarak gelecek hakkında öngörüler de yer alıyor. 12-18 yaş arasında yaklaşık 8 bin öğrenci ile çevrim içi gerçekleştirilen kesitsel çalışmanın verileri, Çin’deki lise öğrencileri arasında depresif belirtilerin yüzde 43, kaygı belirtilerinin yüzde 37 ve depresif belirtilere eşlik eden kaygı belirtilerinin görülme sıklığının yüzde 31 olduğunu gösteriyor. (Akoğlu ve Karaaslan, 2020)

Yaşananların çocuğun ruh sağlığı üzerinde yarattığı genel bir etkinin yanında çocuk ve ailenin özelliklerine göre değişen birden çok etkilenme biçimi de bulunuyor. Örneğin sağlık çalışanlarının çocuklarının ruh sağlığı sorunları yaşama riskinin daha fazla olduğu vurgulanıyor. Hekimler ve alan çalışanları, farklı faktörlere bağlı olarak çocuklarda intihar, kendine zarar verme ve kaza sonucu yaralanmaların artabileceğinden bahsediyor.

Çocuklarda meydana gelmesi beklenen davranış problemlerinin ne yazık ki onlara yönelik fiziksel ve duygusal şiddeti artırma riski de bulunuyor. Ergenlerde beklenen “isyan, risk alma” gibi haller ise kendileri açısından istismar ve suç gibi başka risklerin de düşünülmesini gerektiriyor. 

Raporun tamamına ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Bir Yorum Bırakın

Epostanız gözükmeyecek.