Bookinton

Ansiklopedik, kavramsal, örnekli, lehçeli, köken bilimsel, eş anlamlı, karşıt anlamlı, karşılaştırmalı, tek dilli, çok dilli, terimler, deyimler, atasözleri, argo, mesleki terimler… Eski adıyla lügat, kamus; Türkçesi ile sözlük, nice sözcük ve kavramı ölümsüzleştiriyor.

İlknur Akgül Ardıç

Sözlük deyince nedense aklımıza ilkin “dil sözlükleri” geliyor; tıpkı kâğıt mendil deyince Selpak’ın gelişi gibi! Hâlbuki sanat, antropoloji, meslek dalları, bilim, dil, etimoloji geliştikçe, tarihsel-toplumsal-siyasal olaylar, hatta kişiler dünyayı etkisi altına almaya başladıkça kavramsal ve tarihsel bilgi depolama ihtiyacı arttı; farklı sözlük türleri ortaya çıktı. 

Çince-Türkçe Sözlükle Savaşım

Üniversiteyi Sinoloji bölümünde okudum. Bitirme tezim “Çince-Türkçe Atasözleri, Deyimler Sözlüğü”nün M-N harfleriydi. “Çince, Arapçadan sonra en zor dil; üçüncüsü Latince,” derdi hocalarımız. Heceli diller; alfabesi yok! Çincede her heceye “im” denir ve her bir im sadece kendi başına, okuma tonlamasıyla beş ayrı anlama gelir. Misal, ekmek diyecekken yanlış tonlamayla sigara deyiverirsiniz. Çincede 46 bin kadar im var ve bir kelime birden fazla imden de oluşabiliyor. Handiyse 46 bin çarpı beş im; anlayın yani öğrenmenin imkânsızlığını! Okulda öğrenilecek iş değil. Çinlilerin çoğu bile okuma-yazma bilmiyor, üniversitelerinde dersler İngilizce işleniyor. 

Eğitim sistemimizin devlet okullarındaki ezelden beri malum perişanlığı, e üzerine öğrenmeye çalıştığım Çince, benim ders çalışmadan geçme alışkanlığımla birleşince tezi son aylara bırakıp yazın sıcağında aylarca eve kapandım. Kapandım ama gelin görün ki Çince deyimler bana bakıyor, ben onlara bakıyorum. Karınca yazısıyla yazıldığı için ancak büyüteçle görebildiğim Çince-Türkçe sözlük elimde, çeviriyi yapıyorum, “Atın önünde eğilmeyen arkasına geçince çifteyi yer,” gibi komik cümleler çıkıyor ortaya. Dedim bu böyle olmaz, sen en iyisi Türkçe Deyimler ve Atasözleri Sözlüğü’ne bak; benzer atasözlerini bulunca yaz gitsin anlamı budur diye. İnanmayacaksınız tezden 90 aldım. O da teknik hatalardan falan. Bölüm başkanım ağlayacaktı neredeyse bana sonucu açıklarken benden umudu olmadığı için tabi. Velhasılıkelam, toplumlar birbirine yaklaştıkça coğrafi olarak, deyişler, dilin yaşayışla birleşen kültürler arası benzeşmesi de artıyor. Dönelim asıl meselemiz sözlüklere…

Keşfi Lügati

Türk Dil Kurumu sözlüğü, “Bir dilin bütün veya belli bir çağda kullanılmış kelime ve deyimlerini alfabe sırasına göre alarak tanımlarını yapan, açıklayan, başka dillerdeki karşılıklarını veren eser, lügat,” şeklinde tanımlıyor.

Oxford Languages’ın tarifi ise “Bir dilin bütün sözcük ve deyimlerini ya da belli bir alandaki sözcüklerini ya da belli bir çağda kullanılmış olan sözcük ve deyimlerini abece sırasıyla vererek anlamlarını açıklayan, tanımlayan ya da başka bir dildeki karşılıklarını gösteren yapıt.”

Bir çoğumuz son yıllarda alternatif, kişisel fikirlere dayalı çevrim içi Ekşi Sözlük ile “eğlenirken öğreniyor” olsak da dünyanın bilinen en eski sözlüğünün 4 bin 322 yaşında olduğu söyleniyor. Suriye-Ebla’da keşfedilen, MÖ 2300 yılında Akadlar tarafından çivi yazısıyla tabletlere yazılmış “Sümerce-Akadca Sözlük.” 

Çeşit çeşit sözlükler

Prof. Dr. Özgür Aydın*, “Sözcükbilim ve Sözlükçülük” Ankara Üniversitesi ders kitabında sözlük çeşitlerine değiniyor. Aydın’a göre sözlük türleri hacimsel olarak “masa türü”, “sıkıştırılmış tür”, “cep türü” ve “gem” olarak dörde ayrılıyor. Bir ya da birden fazla söz varlığını işleme bakımından türler “tek dilli” ve “çok dilli” sözlükler olarak ayrışırken “abecesel sıralama bakımından türler”, “abecesel sözlükler” ve “kavram (konusal) sözlükleri” şeklinde farklılaşıyor.

Prof. Dr. Özgür Aydın, ele alınan söz varlığının niteliğine göre türleri de şöyle maddeliyor:

  • Genel sözlükler
  • Lehçebilim sözlükleri
  • Eş anlamlı, eş adlı, zıt anlamlı ögeler sözlükleri
  • Yabancı ögeler sözlükleri
  • Tarihsel sözlükler
  • Köken bilgisi sözlükleri
  • Uzmanlık alanı sözlükleri
  • Argo sözlükleri
  • Deyim ve atasözü sözlükleri
  • Anlatım bilimi sözlükleri
  • Sanatçı ve metin sözlükleri
  • Yanlış yerleşmiş öge sözlükleri.

(*Ankara Üniversitesi D.T.C.F Fakültesi Dilbilim Bölümü)

“Anladı, bütün olmuşlarla olanların
Ve bütün olacakların
O kelimelerin içinde
Kendisine varmadan eskidiğini”

Özdemir Asaf

BOOKİNTON SÖZLÜK SEÇKİSİ

Adı anılması gereken onlarca sözlükten konu-tür çeşitlemesini de göz önüne alarak birkaç tavsiyemiz var size. İlgi alanınıza göre seçeceğiniz en az bir sözlük mutlaka vardır. Tanıtımların bir kısmını yayınevi sitesi ya da tanıtım bülteninden derledik. Keyifli okumalar…

Antropoloji Sözlüğü (Kudret Emiroğlu – Suavi Aydın – Islık Yayınevi)

Antropoloji Sözlüğü’nü özel kılan yanı, tarihsel ve güncel malzemeyi bakışımlı olarak ele alması. Başta Kudret Emiroğlu ve Suavi Aydın olmak üzere, sahasında öne çıkan 48 yazarın imzasını taşıyan bu kolektif ürün; fiziki ve biyolojik antropoloji, antropoloji terimleri, ekolleri ve tarihi, önemli antropologlar ve çalışmalarıyla dolu bir eser. Eserde “yerlilik” evrensel olanla kucaklaşırken “okur dostu” anlatım da öne çıkıyor.

Ansiklopedik Türk Filmleri Sözlüğü (Agâh Özgüç – Horizon International)

Ansiklopedik Türk Filmleri Sözlüğü, 1914-2014 yılları arasını içeren, (tarihleriyle birden fazla cilde ayrılmış versiyonları mevcut) Türk sineması deyince akla ilk gelen isimlerden olan duayen Özgüç’ün sinemaseverler için hazırladığı kitaplardan oluşan koskoca bir külliyat. Atillâ Dorsay, Türk Filmleri Sözlüğü kitap serisinin 1980-1983 yılları arasını içeren üçüncüsünde şu yorumu yapıyor: “Özgüç’ün bu yapıtı, daha önceleri de bir yerlerde belirtmiş olduğum gibi, bize sinema, daha doğrusu sinemamız üstüne en temel bilgileri veriyor. Filmleri başından bugüne alıp getiriyor, jeneriklerini, konularının özetini veriyor, onları yıllarına yerleştiriyor. Böylece zaman içinde sinemamız, iyi veya kötü, hemen unutulmuş veya belleklere yerleşmemiş önemli veya önemsiz tüm filmleriyle yeniden canlanıyor, somutlaşıyor.” 

Dilbilim Sözlüğü (Ahmet Kocaman – Sumru Özsoy – Kamile İmer – Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi)

Tanıtımından: “Terimler, bilindiği gibi, bir bilim dalının yapıtaşlarıdır; dil gibi herkesin ortaklığı bulunan bir alanda bu yapıtaşlarının açık, saydam bir biçimde belirlenmesi daha çok önem kazanır. Toplumbilimleri içinde seçkin bir yeri olan çağdaş dilbilimin yüzyılı aşmış bir geçmişi bulunuyor. Türkiye’de R. H. Özdem’in ilk dilbilim dersini verdiği 1933 yılından bu yana dilbilim dersleri okutuluyor. Özellikle 1970’lerden bu yana dilbilimdeki gelişmelere koşut olarak yeni bir terimler sözlüğü hazırlanması bir zorunluluk olmuştu. Yaklaşık bin 500’ü tanımlanmış olan, önerilenlerle birlikte 2 bine yakın terim içeren bu sözlük, elbette bir son değil, bir başlangıçtır.”

Dilbilgisi ve Dilbilim Terimleri Sözlüğü (Mehmet Hengirmen – Engin Yayınevi)

TÖMER, Türkçe Öğretim Araştırma ve Uygulama Merkezi gibi önemli kurumların kurucusu olan, kitapları eğitim kurumlarında da kaynak olarak kullanılan Hengirmen’den hem dil bilgisi hem de dil bilimi terimler sözlüğünü bir arada sunan ilk çalışma. Henüz bir birlik sağlanamamış terimler konusunda birlik sağlamak ve Türkçe’deki karmaşayı önlemek amacıyla hazırlanan kitapta, aynı anlama gelen terimlerin Türkçe olanları ve yaygın olarak kullanılanları tercih edilmiş. Bolca örneklere yer verilen eserde yalın bir dil kullanılırken terimlerin İngilizce, Almanca ve Fransızca karşılıklarına da yer veriliyor.

Edebiyat Sözlüğü (Ali Püsküllüoğlu – Can Yayınları)

“’Edebiyat’, insanoğlunun güzel yaratılarından biridir ve konusu da ‘insan’dır. Sözlü ya da yazılı olarak ortaya konur, yani ‘dil’in bir ürünüdür.” Ali Püsküllüoğlu

Kırk yılı aşan bir süre içinde yirmiden fazla sözlük hazırlayan Ali Püsküllüoğlu’nun Edebiyat Sözlüğü, bu alanda kullanılan terimlerin Türkçe karşılıklarının yanı sıra Arapça ve Farsçadan ve Batı dillerinden girmiş olan terimleri içeriyor. 

Felsefe Sözlüğü (Aziz Çalışlar – Cem Yayınevi)

Aziz Çalışlar’ın dilimize kazandırdığı sözlük, İvan Frolov yönetiminde Sovyetler Birliği Bilimler Akademisi üyelerince 1984 yılında hazırlanmış ve felsefenin yanı sıra doğa bilimleri ve sosyal bilimleri de kapsıyor. Felsefe ile bu bilimler arasındaki sıkı bağlantıyı ortaya koyarken başka bir deyişle, bir zamanlar felsefe alanı içinde yer alan ontoloji, (varlık felsefesi) epistemoloji, (bilgi felsefesi) mantık, etik, estetik, psikoloji, sosyoloji ve tarihten başka fizik, kimya, biyoloji, astronomi gibi doğa bilimleri; iktisat, siyaset gibi sosyal bilimleri de organik bir biçimde ele alıyor. 

Hayali Yerler Sözlüğü: 2 Cilt Takım (Alberto Manguel-Gianni Guadalupi – Yapı Kredi Yayınları)

Alberto Manguel ve Gianni Guadalupi’nin hazırladığı sözlükte, Çin’den Peru’ya bütün dünyadan, bütün çağlardan, yazıdan ve sahneden seçilmiş bin 200’den fazla ülke, ada, yapı, yer; 220’den fazla harita ve resim yer alıyor. Yok yok olan kitapta neler yok ki: Dünyadaki ünlü yolların (!) tatil yaptığı, ancak kötü şöhret sahibi yol-döverlerin vahşi saldırılarına uğradığı Odes Adası; yaşlı bir goril olan Sekizinci Henry ve onun goril karılarının Afrika-Tudor karışımı bir konakta yaşadığı Thames-üzerindeki-Londra; tek sakini devasa bir örümcek olan boş oda Pauk; Jacqueline Susann’ın bütün eserleri ve Pierre Cardin’in gardırobu gibi insan ruhunun en harikulade ürünlerinin saklandığı Nimpatan; demirden yapılma, yumurta biçiminde bir şehir olan, bisikletli Tatar’ların kalesi Malacovia…

Homofobi Sözlüğü (Dictionnaire de L’Homophobie) (Louis-Georges Tin – Sel Yayıncılık)

Homofobik söylem ve eylemleri, ileri sürülen teorileri ve açıklamaları, homofobik gerilimlerin yaşandığı kurumlar ile sosyal ve coğrafi alanları ele alan sözlük, bu tutumun kökenlerini ve günümüzdeki gerçekliğini dinden sinemaya, siyasetten gündelik hayata birçok alanda irdeleyip ifşa ediyor. Ölümle yaşam, aşağılanmayla onur, kapatılma ve reddetme ile tanınma arasında varlık mücadelesi veren LGBTİQA+ (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transseksüel, İnterseksüel, Queer, Aseksüel) bireylerin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de süregelen siyasal karakterdeki özgürleşme mücadelesine katkı sağlayacak bu çalışma, aynı zamanda önyargılarla mücadele etmek için de önemli bir başvuru kaynağı…

Mitoloji Sözlüğü (Azra Erhat – Remzi Kitabevi)

“Mitoloji Sözlüğü, Azra Erhat’ın geniş bilgi ve kültürünün son ürünü, ustaca yazarlığının en yüksek aşaması. Kitap, başta Anadolu efsaneleri olmak üzere, Yunan ve Latin mitolojisini açık seçik, akıcı bir dille okuyucuya sunuyor. Azra Erhat, efsaneleri hem bilimsel bir gözle incelemeye hem de dünya yazın ve sanatındaki yerlerini, eşsiz bir esin kaynağı olarak değerleriyle canlandırmaya çalışıyor.”

Shakespeare Sözlüğü (Özdemir Nutku, ‎Ali Alkan İnal – Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları)

“Dünya edebiyatının en önemli tiyatro yazarlarından olan Shakespeare’in yaklaşık 400 yıl önce yazdığı oyunlar günümüzde de ilgiyle okunup hayranlıkla seyrediliyor. Eserleri canlı tutan insanlık hallerini sergilemekteki yetkinlikleri olmakla birlikte, kuşkusuz eşsiz diyalogları. Aşk, tutku ve keder kadar, coşku, neşe ve ironiyi de muazzam bir ahenkle aktaran bu diyalogları değerlendirirken, Modern İngilizce ile Elizabeth Dönemi İngilizcesi arasındaki farkı gözden kaçırmamak büyük bir önem taşıyor. Eserde yazarın bütün oyunları ve şiirleri taranarak 20 bine yakın sözcüğün Türkçe karşılıkları örneklerle veriliyor; perde, sahne ve dize numarası belirtilerek okurun örneklere kolayca ulaşabilmesi sağlanıyor.” 

Sözlerin Soyağacı – Çağdaş Türkçenin Etimoloji Sözlüğü (Sevan Nişanyan – Everest Yayınları) 

“Çağdaş Türkçenin etimolojisi konusunda yapılmış kapsamlı ve sistematik bir çalışma… Nişanyan, günümüz Türkçesinde kullanılan 13 binden fazla kelimenin kökeni titizlikle araştırarak tutarlı bir leksikolojik (kelime bilimi-Fr. lexicologie) anlayışla okura sunuyor. Her kelimenin Türkçe metinlerde kayda geçtiği en erken tarih, yıl veya yüzyıl, kitapta belgeleniyor. Yabancı dillerden alınmış kelimelerin o dildeki kökleri en eski yazılı kaynaklara dek izlenirken yüzlerce kelimeye ilişkin yaygın yanlış inançlar da kitapta düzeltiliyor.”

Türk Söylence Sözlüğü (E-kitap) (Deniz Karakurt)

“Dünyâ bir deniz idi; ne gök vardı, ne bir yer,
Uçsuz bucaksız sonsuz sular içindeydi heryer.”

            (Altay Yaradılış Destanı – Giriş Cümlesi.)

Hikâye yazmaya, mitolojiye, efsanelere meraklılara iyi bir kaynak oluşturan kitabın en “halkça” yanı dijital olarak herkesin erişimine sunulması. Deniz Karakurt, söylencelerin izini bizzat sürerek oluşturduğu eserinin kıymetini şöyle tanımlıyor: “Türk efsanelerinde, masallarında, halk öykülerinde ve söylencelerinde yer alan temel unsurların ve bileşenlerin tespit edilip bir sözlük hâlinde sistemli bir biçimde ortaya konulması amaçlanan bu çalışma, belki de Türk Mitolojisi alanında bir ilk olacak kadar geniş kapsamlıdır. Bu amaçla var olan ve ulaşılabilen tüm çalışmalar tek tek taranmış ve gözden geçirilmiştir. Buna rağmen gözden kaçmış ve ayrıca derlemelere girmeyen başlıkların olması da kaçınılmazdır. Belirtilmesi gereken diğer bir husus da bu sözlük oluşturulurken yalnızca derlemelerden veya başkalarına ait yapıtlardan yararlanılmadığıdır. Bunlara ek olarak yazarın Anadolu’nun değişik yerlerinde kırsal hayatın içinde bulunarak pek çok motifi, figürü bizzat işitmiş ve sözlüğün içeriğine eklemiş olması bu yapıtın belirleyici özelliklerinden birisidir.”

Sözlük Sözlüğü

  • Sözlük kelimesinin Arapça karşılığı olan lügat, “söz söylemek, boş konuşmak, kuş ötmek” anlamlarındaki lağv kökünden türüyor. İsmin anlamı ise “Toplum bireylerinin duygu ve düşüncelerini birbirine anlatmak için kullandıkları kelimelerden meydana gelen eser.” (Kaynak: islamansiklopedisi.org.tr/sozluk)
  • Sözlükbilimine leksikografi, sözlükçüye leksikografır deniyor. 
  • Lügatça sadece bir kitapta geçen terimleri tanımlıyor.
  • Dünyada ilk sözlük olarak İskenderiye Müzesi kütüphanecisi Bizanslı Aristophanes’in hazırladığı eser kabul ediliyor. 
  • Orta Türkçe döneminde Kâşgarlı Mahmud tarafından Bağdat’ta 1072-1074 yılları arasında Türkçe-Arapça yazılan Dîvânu Lugâti’t-Türk, Türkçenin bilinen en eski sözlüğü olarak anılıyor. 

BONUS

Son olarak Senarist, Yönetmen, Tiyatrocu ve Yapımcı Murat Karahüseyinoğlu’nun vakti zamanında TRT Belgesel için yaptığı benzersiz arşiv “Sanat Sözlüğü”nden sizi mahrum etmek istemedik. Dailymotion’da, Sanat, Gölge, Senaryo, Perspektif gibi konulardan oluşan 19 bölümlük belgesel dizisini bulabilirsiniz. Açılışı sizin için “Sanat” bölümüyle yaptık, gerisini siz getirin. İyi seyirler…

“Sanat Sözlüğü 1-Sanat” belgeseli giriş senaryo metninden…

“Milyonlarca insan kitap okuyor, müzik dinliyor, resim alıyor; tiyatroya, sinemaya gidiyor. Neden? 

Oyalanmak için mi yoksa günün yorgunluğunu üzerinden atıp biraz dinlenebilmek için mi? 

Eğlenmek için de olabilir mi?

İyi de insanın bir başkasının hayatına, sorunlarına gömülmesi, kendini bir resim, bir müzik parçası ya da bir roman, oyun, film kişisi ile bir görmesi neden oyalayıcı, dinlendirici, hatta eğlendirici olsun? 

İnsan, neden karanlık bir salonun aydınlatılmış sahnesinde yalnızca oyun olduğunu bildiği bir şeye soluğu kesilircesine kapılıp gider? 

Böylesi gerçeklik-dışı olaylara neden gerçeklikmiş gibi tepki veririz?

Ne tuhaf ne anlaşılmaz bir eğlencedir bu?

Yetersiz bir yaşayıştan daha zengin bir yaşayışa, tehlikelerden uzak yaşantılara kaçmak istiyoruz diyenleri duyar gibiyim..

O zaman yeni bir soru çıkıyor ortaya: İnsan neden yaşadığı şeylerin yetersiz olduğunu düşünür? 

Neden böyle hisseder?

Belli ki kendini aşmak istiyor insan.. ‘TÜM’ ve ‘TAM’ olmak istiyor..”

Diğer dosya konularını okumak için tıklayın.

2 Yorum

Bir Yorum Bırakın

Epostanız gözükmeyecek.