Noa, Monark Kelebekleri ve Her Şey – Sepin İnceer, Serhat Gürpınar

“O güzel gözyaşların bir gün bir ipek otu tohumuna su olacak ve biz o gün suyun güzelliğine hayran kalacağız hep birlikte.” Arkadaşımın bu notla bana gönderdiği kitabın sayfalarını çevirirken şunu düşündüm: Bir yetişkin olarak bir çocuğa ölümü nasıl anlatacağımı bilemiyorum ama bir çocuk olsam ölüm gerçeğini ancak bu şekilde anlayabilirdim.

Kaç yaşında olursak olalım, ölüm, zor konular sandığımızın en dibinde tuttuğumuz, unutmak istediğimiz bir şey. Yetişkin ve çocuk kavramlarını kullanmayacağım; ölüm hepimiz için buz gibi bir kelime. Buz gibi soğuk ama bir o kadar da gerçek!

Hâl böyleyken bir çocuğa bu kaskatı soğukluk nasıl anlatılır? Yas sürecindeki bir çocuğa nasıl destek olunur? Her şeyin geldiği ve gittiği; hep böyle olduğu ve olacağı çocuğa nasıl açıklanır?

Kalemine hayran kaldığım Sepin İnceer, aklımdaki bu sorulara yanıt verir gibi yaratıcı bir çözüm bulmuş, buz gibi bir kaybın acısını bir başka cıvıl cıvıl, rengârenk bir kelime ile ılıtmış: yaşam.

Noa’nın dünyada anlayamadığı şeyler var. Etrafındakiler olan biteni sorgulamazken o, kalbini dinleyerek bir yolculuğa çıkıyor. İşte, Noa, Monark Kelebekleri ve Her Şey’in hikâyesi böyle başlıyor.

Noa, dağdan nehire, nehirden ormana karşısına çıkanlara hayret ederek yolunu izlerken gittiği her yerde bir ipek otu fark ediyor. Her sahnede farklı birine ev sahipliği yapan bir ipek otu; beyaz bir yumurta, bir tırtıl, bir koza… Ve sonunda Noa, Monark Kelebekleri’ne rastlıyor. Yüzlerce kelebek havada uçuşuyor. Noa yoluna devam ettiğinde dökülmüş ağaç yapraklarının üstünde Monark Kelebekleri’ni görüyor. Yüzlerce ölü kelebek yaprakların üstünde yatıyor. Noa, ölüme de hayret ediyor.

“Olan biten bu, Noa.”

İşte bu kısımda durup düşündüm, yolda ölmüş bir kelebek görsek, oğlum Ardıç merakla yaklaşır ve hatta onu eline alır, anlamaya çalışır. Bu sahnede ben bir yetişkin olarak susar, öylece kalırım. Oysa bu kitap sayesinde fark ettim ki çocukları en iyi oldukları noktadan, merak etme güdüsünden yakalamak, böyle zor bir konuyu anlatmak için harika bir yöntem.

Doğan Egmont Yayınları’ndan 2020 yılında çıkan Noa, Monark Kelebekleri ve Her Şey, ölüm gibi sert bir konuya yaşam döngüsü üzerinden yumuşak, naif bir açıklama getiriyor. Serhat Gürpınar’ın çizimleri ise sadeliğiyle ön plana çıkmış. Böyle karmaşık bir konuyu ve sayfadan sayfaya değişen mekânları akıl karışıklığına yer vermeden resmetmek ayrı bir hüner.

Bu hikâye, ipek otu üstündeki beyaz yumurtalara, tırtıllara, kozalara; yaşayan ve yaşamış olan tüm kelebeklere. Gelenleri karşıladığımız, gidenleri uğurladığımız; tastamam ait olduğumuz bu yaşam döngüsündeki bizlere, hepimize…

İyi okumalar herkese.

Siz bu kitabı okudunuz mu? En çok dikkatinizi çeken mesaj neydi? Yorumlarda paylaşır mısınız?

Sepin İnceer kimdir?

Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu olan Sepin Sinanlıoğlu İnceer, Plymouth Üniversitesi, Dartington College of Arts’da Poetics of Imagination (Hayal Gücünün Poetiği) yüksek lisansına devam ediyor. Fizyoloji ve sinir sistemi alanlarında uzmanlaştığı farklı protokoller çerçevesinde ve kadim hikâyeler üzerinden, bilgelik, aşk, ölüm ve özgürlük gibi insan olmaya dair konularda grup ve yaş dinamiğine göre değişen çalışmalar yapıyor. Bunlar ya grup eğitimleri ya da bireysel çalışmalar olarak gerçekleşiyor. Ağıtların Tanrısı ve Noa, Kirpi ve Sarı ile Noa, Monark Kelebekleri ve Her Şey adlı çocuk kitaplarının yazarı. Çocukları Ela ve Ali, kedileri Sussex ve köpekleri Alis ile İstanbul’da yaşıyor. 

Serhat Gürpınar kimdir?

Serhat Gürpınar, Hürriyet gazetesi, Ekler Görsel Yönetmeni. Sepin İnceer ile birlikte Hürriyet gazetesi, Cumartesi eki için kitap hakkında verdiği röportaja bu linkten ulaşabilirsiniz. 

Diğer çocuk ve gençlik kitapları incelemelerini okumak için tıklayın.