Serinin editörü Leyla Meryem Han’a Altın Kitaplar Yayınevi’ndeki editörlük hayatını, çizgi ya da grafik roman editörlüğünün bilinmeyenlerini ve yakında çıkacak Agatha Christie çizgi roman serisi hakkında merak ettiklerimizi sorduk.
Altın Kitaplar Yayınevinin bizde hatırası bol. Birçoğumuz Altın Kitaplar sayesinde Agatha Christie’ler, Mario Simmel’ler arasında büyüdü. Sizin Altın Kitaplar’da editörlük hayatınız nasıl başladı?
Ben de çoğumuz gibi Altın Kitaplar ile çok küçük yaşta, çocuk kitapları sayesinde tanıştım. Kitaplığımda hep kendine ait bir rafı oldu. Nisan 2021’den beri de kitaplarını severek okuduğum Altın Kitaplar Yayınevi’nde çalışıyorum. Basım ve yayın dünyasının okurun bilmediği aşamalarını görüp dâhil olmak ve heyecanla yeni kitaplarını beklediğim yazarlar ile çalışmak benim için çok heyecanlı bir süreç.
Ne tür kitaplar, yayınlar ya da içerik size ilham verir?
Eşsiz bir hikâyesi ve akıcı bir kurgusu olan çocuk kitapları benim için büyük bir ilham kaynağı.
Bizi de çok heyecanlandıran bir haberiniz var. Agatha Christie’nin çizgi romanları çok yakında okurlarıyla buluşacak! Okurlarımıza bu yeni gelişmeden bahsedebilir misiniz?
Bu konuda sanırım hepimiz çok heyecanlıyız. Agatha Christie’nin en çarpıcı ve çok satan kitapları çizgi romana uyarlandı, resimlendi ve Fransızca aslından Türkçeye çevrildi. Doğu Ekspresi’nde Cinayet, Kütüphanedeki Ceset ve Gizli Düşman çizgi romanları çok yakında okurlarıyla buluşacak!
Çizgi ve Grafik Roman Editörlüğü
Çizgi roman editörlüğünü diğer yazı türlerinin editörlüğünden farklı kılan özellikler nelerdir? Ek olarak neye dikkat etmek gerekir?
Konuşmaların dışında bir metin olmadığı için çizgi romanlarda okuyucunun bakış açısıyla konuşmaların takip edilebilir olmasına özellikle dikkat ediyoruz. Türkçe bir kitapta ilişkilerin örgüsünü ve bağlantısını sağlamak; çeviri kitaplarda da konuşma balonlarının sıralamasının doğru olmasına dikkat etmek, kitabın orijinaliyle karşılaştırarak çalışmak çok önemli.
Çizgi romanlarda görsel (bayılan birinin yıldızlar görmesi gibi) ve sessel göstergeleri (Türkçede köpek havlarken Rusçada gav gav diyor mesela) aynı anda çevirmek gerekiyor. Editör açısından farklı kültürlerin ve doğa seslerinin farklı oluşunun yarattığı zorluklar neler?
Atın kişnemesi, köpeğin havlaması veya kedinin miyavlaması gibi sesli göstergeler daha evrensel oldukları için farklı dillere adapte edilebilir. Bayılan birinin yıldızları görmesi gibi görsel göstergeler ise çevirmenleri biraz daha zorluyor olabilir. O göstergenin dilimizdeki karşılığı neyse, kararı ilk olarak çevirmen veriyor, biz de editör olarak doğru ses göstergelerinin kullanılıp kullanılmadığına, kültürümüze uygun olup olmadığına bakıyoruz.
Türk kültürünü düşünerek yumuşattığınız yazılar ya da çıkardığınız kareler oluyor mu yoksa yüzde yüz orijinale sadık mı kalınıyor?
Yetişkin kitapları bu konuda esnek olsa da çocuk kitaplarında uyulması gereken daha belirgin kurallar var. Eğer gerekliyse çocuk kitaplarındaki yazıları veya görselleri, orijinaline de olabildiğince sadık kalarak Türk kültürüne uyarlıyoruz.
Bazen çizgi roman karakterine Türkçe isim verildiğinde tutuyor. Obelix yerine Hopdediks, ya da daha meşhuru, İtalyan Capitan Miki’nin Türkçe karşılığının Tommiks olması gibi. Başlık ve isimleri Türkçeleştirmek ya da aynen bırakmak konusundaki düşünceleriniz nedir?
Aslında bu sadece çizgi romanlarda değil, çeviri olan her kitapta değerlendirdiğimiz bir konu. Kitabın türüne ve yaş grubuna göre başlıkları veya isimleri olduğu gibi bıraktığımız ya da Türkçeleştirdiğimiz oluyor. Söz konusu bir çocuk kitabıysa daha esprili ve çocukların ilgisini çekecek isimler seçiyoruz, kültürümüze uygun olmasına da dikkat ediyoruz. Yetişkinlere yönelik kitaplarda ise olabildiğince değiştirmeden bırakıyoruz.
Çizgi roman editörlüğünde sayfa düzeni, konuşma-düşünme balonları, yazı karakteri gibi ayrıntılar ne derece sizin kontrolünüzde oluyor?
Agatha Christie’nin kitaplarında da olduğu gibi, çeviri çizgi romanlarda sayfa düzeninde ve resimlerde herhangi bir değişiklik yapamayız. Ancak kitapların orijinal dilinde 2 satır olan cümle Türkçede 5 satır olabilir veya tam tersi. Bu sebeple konuşma-düşünme balonlarını büyütüp küçültebiliriz. Yazı karakterini veya puntosunu da buna uyum sağlaması için değiştirebiliriz.
Editörlükte Emeğin Karşılığı
Verdiğiniz emeğin karşılığını aldığınızı düşünüyor musunuz?
Emeğimizin maddi karşılığındansa manevi karşılığının daha tatmin edici olduğunu düşünüyorum. Üzerinde çalıştığım bir kitabı rafta gördüğümde benim de katkımın olduğunu bilmek ya da editörlüğünü yaptığım kitabın okunduğunu ve beğenildiğini görmek alabileceğim en güzel karşılık.
Bir editör sizce belirli bir tür yayında tecrübesini arttırıp mı ilerlemeli yoksa kendini sınırlamayıp her konuya el mi atmalı? Sizin tecrübeniz ne yönde oldu?
Belirli bir türde ilerlemek ve o türe hâkim olmak tabii ki çok önemlidir ancak editör olarak gelişebilmek için kendimi sınırlamamam gerektiğini öğrendim. Zaten ilgi duyduğum ve okumayı sevdiğim kitaplardan farklı türlere yönelmek benim için çok önemli bir tecrübe oldu.
Editör Leyla Meryem Han kimdir?
22 Ocak 1997’de Romanya’da doğdu. 7 yaşında İzmir’e taşındı ve eğitimine orada başladı.
2020 yılında İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Dil Bilimi bölümünden mezun oldu. Mezun olduktan sonra kısa bir süre freelance olarak çalıştı ve ardından Altın Kitaplar Yayınevi’nde editörlüğe başladı.
Diğer Editörlerden kategorisi röportajlarını okumak için tıklayın.