Oya Denizyaran hayal dünyasının renkli kapılarını ilk romanı Düş Uykusu ile sonuna kadar açıyor. İçinden neler çıkmıyor ki! Maneviyatı yırtılmış İrfanlar, dolandırıcı hocanımlar, bekâretini bir düşte kaybedenler… Denizyaran’ın sayfaları eski bir tiyatro sahnesi sanki ve bu sahnede bol kahkahalı bir vodvil sergileniyor.
İrfan 30’lu yaşlarına gelmiş, sessiz, sakin bir sigorta elemanı. Risk almayıp ortalama bir hayatı tercih ediyor ve Yaprak Dökümü’nün Hayriye’si gibi “Aman Ali Rıza Bey ağzımızın tadı kaçmasın” mottosunu benimseyen iç sesi ne derse onu yapıyor. Ta ki bir gün o sesi kaybedene kadar. Kabak çekirdeği çitleyip annesiyle dizi izlediği sıradan bir akşamın sabahında iç sesinin hiç konuşmadığını fark eden İrfan hayat denizinin ortasında pusulasını kaybetmiş bir kaptana dönüyor.
Hayırlı bir kısmet
İrfan’ın anormal davranışlarından işkillenip neler olduğunu anlamak için bir akrabasına danışan Naciye Hanım, oğlunun maneviyatını yitirdiğini öğrenince, yanına ahretliği Remziye’yi de alıp duruma el koyuyor. Asıl olaylar da bundan sonra başlıyor. İkili soluğu önce bir hocada alsa da sonra bu topraklarda büyümüş, ekşi mayalı köy ekmekleriyle beslenmiş, bayramlarda tepsi tepsi baklava açmış her kadının yapacağı gibi çözümü hayırlı bir kısmette buluyor. “Hocanım”ın 32 yaşındaki eline erkek eli değmemiş, bekâretini pamuklara sarıp saklamış yardımcısı İsmihan tam da aradıkları gelin adayı oluyor. Fakat onun da düşlere dalıp “yoldan çıkacağı” tutuyor. “Hocanım”ın asistanlığından erotik shop’ta satış danışmanlığına radikal bir kariyer değişikliği yaşayan İsmihan görücü usulü evlenmektense yattığı düş uykularında beliren erkeğin peşinden gitmeyi seçiyor.
İrfan ise iç sesini aradığı yolda deliliğin sınırlarında gezinirken bütün bunların başına neden geldiğini sorguluyor. Kararsızlığı, sahipsizlik duygusu, iç sıkıntısı… Öyle ya hepsinin bir anlamı olmalı.
Eğlenceli saatler vaat etse de bu ilk romanın altında can yakan bir trajedi yatıyor; yalnızlık trajedisi…
Hüseyin Rahmi Gürpınar izi
Düş Uykusu, kusursuz bir gözlem yeteneği ve ince bir mizah anlayışının ürünü. Halkı öyle iyi yansıtıyor ki satırları arasında edebiyatımızın renkli kalemi Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın hayaleti dolaşıyor sanki. En az onun kadar gerçekçi, samimi ve çok keyifli.
Oya Denizyaran Kimdir?
İstanbul’da doğdu. Üniversite eğitimini Marmara Üniversitesi’nde, yüksek lisansını İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde finans alanında tamamladı. Kariyerine bu yolda devam ederken; hâlihazırda İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde eğitim görüyor.
Üniversite sıralarında tiyatroyla ilgilenmeye başlamasıyla, çeşitli gruplarda oyunculuk ve yöneticilik yaptı. Küçük oyun denemeleri, öyküler yazdı. Öyküleri Mimsanat, Edebiyat Haber ve çeşitli fanzinlerde yayımlandı.
Düş Uykusu ilk romanı olup, biri insan biri kedi türünden iki oğula sahip. Bunaldıkça şiir okur, siyah beyaz film seyreder.
Diğer Türk Edebiyatı kitap incelemeleri için tıklayın.
Yorumlar
Henüz Bir Yorum Yok