Olağanüstü Bir Gece – Stefan Zweig

Yazan: Nurdan Saltık

Başak Bingüler

????Hislerinizin yavaş yavaş yok olduğunu ve zamanla hayata karşı duygularınızın donuklaştığını hayal edin, ne yapardınız? Stefan Zweig, Olağanüstü Bir Gece kitabında, genç bir adamın yaşadığı garip olayın etkisiyle hayatını sorgulayarak derin bir çöküşten tinsel bir uyanışa geçişini anlatıyor. 

Sitede Yayınlanma Tarihi: 6 Kasım 2023

Orjinal Adı: Phantastische Nacht

Ülke: Almanya

Türü: Kurgu, novella.

Okur Yaşı: Genel Yetişkin Okur Kitlesi

Hedef Kitle: Modern klasik eserlerden zevk alanlar

Sayfa Sayısı: 69 sayfa

Çevirmen: İlknur İgan

Çeviri: ☺️

Ebat: 12,5 x 20,5 cm

Kategoriler:

İnceleme

Baron Friedrich Michael von R. asil, varlıklı, yakışıklı genç bir adamdır. Lüks içindeki yaşantısından sıkılarak giderek hissizleşen birine dönüşür. “Yeniden hayat bulmak” için işlediği suçu unutmamak istercesine kâğıtlara dökmeye başlar.

Stefan Zweig, 1922’de yazılan bu uzun hikâyede hem psikolojik çözümlemeler hem de zengin tasvirlerle insanın düşünmesini sağlıyor. Zweig öyle betimlemeler kullanmış ki hayal gücümüz bütün azametiyle devreye giriyor, bize o ruhsal dünyanın kapılarını açıp aynı Baron’un duygularıyla bağlantı kurmamızı sağlıyor. Baron’un başına gelen tuhaf olayların, yalnızca bir gecede yaşandığı eser bizi öyle bir içine alıyor ki sanki Baron’un yaşadıklarını yaşamışız duygusuna kapılıyoruz.

Ruhsal bir çöküntüden heyecan dolu tehlikeli bir yolculuğa…

Baron, anne ve babasını kaybettikten sonra yüklü bir servet bırakılan, seçkin bir tabakaya ait biridir. Viyana’da tanınmış bir çevresi ve lüks zevkleri olan, bir erkeğin sahip olabileceği tüm doyumlara ulaşmasına rağmen hayattan tat alamayan, umursamaz ve duyguları körelmiş bir adama dönüşür ve bu halinden hayli rahatsızlık duyar.

“Beni bırakan insanlar, gelen ve giden kadınlar oldu, her defasında odada oturmuş camın dışındaki yağmuru seyreden biri gibi hissettim kendimi; doğrudan yakınımda olan şeylerle bile aramda camdan bir duvar vardı ve kendi irademle onu yıkacak gücü bulamıyordum.”

Tesadüfen gittiği bir at yarışında, o canlı kalabalığın arasında, gizlice oynadığı bir oyun genç adamı heyecanlandırır ve bu oyun sona erdiğinde heyecanı da biter. Başka heyecanlar peşindeyken planlanmamış bir suç işleyince yeniden “hissetmeye” başladığını ve kötücül hazları olduğunu fark eder.

“Tanımadığım, kötücül bir haz beni ele geçirmişti ve artık hiçbir utanç duygusu ona teslim olmamı engelleyemiyordu.”

Hislerinde olan bu değişim Baron’u daha aykırı olmaya sürüklüyor ve bu durum ona tarifsiz bir heyecan veriyordu. Acı, haz, korku, pişmanlık artık hepsini iç içe geçmiş, duyguları, genç adamı âdeta sarhoş ediyordu.

“Sonra birden sanki bir kibrit çakılmış da karanlık derinliklere tutulmuş gibi bilincimde çakan çiğ bir ışıkla fark ettim ki ben sadece utanmak istiyordum ama aslında utanmıyordum, hatta o derinliklerde bir şekilde gizli bir gurur, daha da ötesi, yaptığım o budalalıktan duyduğum bir hoşnutluk vardı.”

Olağanüstü Bir Gece ile yeniden doğuş…

“Eğer nasıl biri olduğumu bilseydiniz, şu anda beni selamlarken yüzünüzde gördüğüm o tatlı, dostane gülümseme kim bilir nasıl donup kalırdı dudaklarınızın kıyısında! Vereceğim selamı bir çamur lekesini silkeler gibi öfkeyle küçümseyerek elinizin tersiyle geri çevirirdiniz.”

Uzun zamandır tatmadığı bu hazzı sürdürürken işlediği suçun ateşi kalbini yakar Baron’un. İçinde bir yerlerde burjuva ahlakına aykırı davrandığını hisseder. Bu suç onu diğer insanlardan uzaklaştırır ve o gece kendini, hayatında görebileceği en düşük konumda görür. Olağanüstü bu gecede, başına gelen o tuhaf olay onu uyanışa sürükler ve bambaşka bir insan olmaya karar verir. Dışarıdaki gerçek hayatı görmeye başlar. Artık kendi sınıfına ait olmayan insanlarla arasındaki o duvar kalkmıştır.

Neden bu kitabı okumalısınız?

Hepimiz kendi dünyamızda, kendi doğrularımız ve genellikle değişmeyen düşüncelerimizle yaşıyoruz. Hayatın sadece bizim yaşadıklarımızdan ibaret olduğunu sanıyoruz belki de. İnsanların hayatlarına tepkisiz gözlerle bakıyoruz. Hâlbuki ön yargılarımızı kırmak, iletişim kurduğumuz insanların da duygularının olduğunu anlamak bizi daha insancıl yapmıyor mu?

Hayatı bir bütün olarak her bir insanı da ayrı bir dünya, ayrı bir ömür olarak görürsek beklenmedik yerlerde farklı güzellikler bulabiliriz. Kısacası uzun öykü, insanların aslında ne hissettiğini anlamamıza yardımcı oluyor. Eğer bunu başarabilirsek hazzı başka şeylerde aramayacağımızı düşünüyorum.

Stefan Zweig, kitaptaki son sözü ile içimizdeki gerçek bizi aramaya davet ediyor…

‘’Bir kez kendini bulmuş bir kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.’’

Son olarak, Stefan Zweig’in en çok nam salmış olan Satranç kitabının aynı adlı filmini izlemenizi tavsiye ediyorum. Böylece hayal gücünüzü ve hazırlanmış görsel imajı karşılaştırabilir hem kitap okumanın hem de filmini seyretmenin zevkine erişebilirsiniz.

Diğer kitap incelemelerini okumak için tıklayın.

 

Yorumlar (0)

Yorumlar

Henüz Bir Yorum Yok

Be the first to review “Olağanüstü Bir Gece – Stefan Zweig”

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

More Products