Schopenhauer – David E. Cartwright
İş Bankası Kültür Yayınlarının Dünyaya Yön Verenler biyografi serisinde yazarlardan filozoflara, tarihte önemli olaylara imza atmış imparatorlardan müzisyenlere kadar yaklaşık kırk kişinin hayatı kapsamlı bir şekilde incelenerek okura sunuluyor. Serinin yirmi beşinci sırasında Alman filozof, eğitmen ve yazar Arthur Schopenhauer var.
Orjinal Adı: Schopenhauer a Biography
Ülke: İngiltere
Türü: Biyografi
Okur Yaşı: Genel Yetişkin Okur Kitlesi
Hedef Kitle: Biyografi ve felsefe seven okurlar.
Sayfa Sayısı: 597 sayfa
Çevirmen: Sibel Erduman
Çeviri: ☺️
İmla: ☺️
Ebat: 16,5 x 23 cm
İnceleme
İş Bankası Kültür Yayınlarının hazırladığı biyografi serisindeki diğer kitaplar gibi Schopenhauer da felsefe ve din araştırmaları profesörü David E. Cartwright tarafından oldukça geniş kapsamlı bir şekilde hazırlanmış ve Sibel Erduman çevirisi ile okura sunulmuştur. Eserde Arthur Schopenhauer’un çocukluğu, aile yaşantısı, eğitim hayatı, yaşamına etki eden önemli olaylardan ve kişilerden, felsefi bakış açısına ve eserlerine kadar merak ettiğiniz her şeyi bulabilirsiniz. Bu geniş kapsamlı biyografi sayesinde filozofu yakından tanıyabilir, eserlerini daha doğru bir şekilde anlayabilir ve hatta kendinizce bir okuma sıralaması oluşturabilirsiniz.
Arthur Schopenhauer kimdir?
22 Şubat 1788 yılında, o dönemin Almanya’sı olan Lehistan’da, edebiyatla ilgilenen bir annenin ve tüccar bir babanın ilk çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Eserde filozofun ebeveynleri ve diğer aile bireyleriyle olan ilişkileri aracılığıyla onu tanımaya başlıyor ve aynı zamanda bu ilişkilerin onun hayatına nasıl etki ettiğini öğreniyorsunuz. Aile yaşamını okurken aynı zamanda kadın düşmanı olarak bilinen filozofun, kadınlar hakkındaki olumsuz düşüncelerinin nedenlerini de adım adım görebiliyorsunuz. Babasını kaybetmesinin ardından başlayan aile bağlarındaki zayıflamayla birlikte annesi ile arasındaki mesafeli ilişkinin hem felsefi düşüncelerine hem de yaşamının tamamına nasıl etki ettiğini gözlemliyor ve onun iç dünyası ile empati kurabiliyorsunuz. Eğer psikolojiye merakınız varsa bu bölümleri özellikle dikkatle okuyup hangi davranışların çocukta nasıl sonuçlar ortaya çıkardığını da gözlemleyebilirsiniz. Örneğin benim ilk aklıma gelen; erken yaşlardan itibaren kendini yalnız hissederek büyümesi ve ailesinden uzakta yaşaması sonradan kendini hiçbir yere ait hissedememe duygusunu beraberinde getirmesiydi.
İlk bölümlerde gittiği okulları, ders aldığı hocalarını, çalıştığı yerleri ve yaşadığı şehirleri de okuyor, o dönemin tarihi, siyasi, kültürel ve ekonomik koşullarını da ek bilgi olarak öğrenmiş oluyorsunuz.
Schopenhauer’in felsefesini etkileyen olaylar
Kitapta ilerledikçe yaşadıklarının felsefi bakış açısını nasıl etkilediğini ve hangi konular hakkında incelemeler yaptığını da görüyoruz. Schopenhauer babasının şüpheli ölümünden sonra intihar üzerine kafa yormaya, yaşamı ve ölümü sorguladı. Babasını kaybetmesinin ardından karşılığını bulamadığı beklentileri nedeniyle tartışmalı bir ilişki içerisinde olduğu annesi ve yine karşılıksız ikili ilişkileri neticesinde kadınlar üzerine çeşitli olumsuz fikirler ileri sürdü, aşk ve mutluluk üzerine sorgulamalara başladı. Yaşadığı dönemde kadına verilen değer de göz önünde bulundurulunca onun kadın düşmanı olarak görülmesini aslında anlayabiliyorsunuz. Zaten kendisi de yaşlı bir filozofken, Carl Georg Bahr’e “Kadınlardan hoşlanırdım bir de onlar beni isteseydi” (1) diye itirafta bulunur.
1809 yılında Göttingen Üniversitesinde Tıp okumaya başlayan Schopenhauer yine aynı dönemlerde Kant felsefesi ile tanıştı ve Emmanuel Kant etkilendiği filozoflardan biri oldu. Bunun aksine Hegel de karşı çıktığı filozoflar arasında yer aldı. Bunun dışında Buda ve Goethe de ilgi duyduğu isimlerden bazıları oldu. Hatta odasında Buda ve Goethe’nin büstü bulunur.
Eserde filozofun etkilendiği felsefi akımların yanı sıra yaşadığı dönemdeki siyasi ve toplumsal olaylar hakkında fikir sahibi oluyor, bunun dışında yazar olan annesi Johanna sayesinde yine dönemin edebiyat dünyası hakkında da ilginç bilgiler edinebiliyorsunuz.
Felsefi Bakış Açısı ve Eserleri
Schopenhauer, felsefenin dünyanın ne olduğunu söyleme ve onu kavramsal olarak, yeniden oluşturma çabasında olduğunu savunur. Bu biyografi boyunca temelde gerçekçi ve akılcı bir yaklaşıma sahip olan filozofun, etkilendiği ve karşı çıktığı filozofları okurken, felsefi düşüncelerindeki değişimleri ve nedenlerini öğreniyoruz. Onu tanıdıkça tüm yaşamı boyunca birçok olumsuzluğa rağmen asla pes etmeyen inatçı ve azimli çabasını, kendine olan sonsuz güvenini takdir etmeden edemedim. Eserlerini yayımlatırken karşılaştığı sorunlara ve sonrasında maruz kaldığı sert eleştirilere cevaben “Ben eserlerimi bu yüzyıl için değil, gelecek yüzyıllardaki insanlar için yazıyorum,” diyerek karşı çıkan Schopenhauer’un eserleri bugün merak ve ilgiyle okunuyor. Bu da filozofun başarılı bir öngörüye sahip olduğunu gösteriyor.
Kimine göre aksi ve karamsar, kimine göre gerçekçi görülen ve kimileri tarafından da özellikle kadınlar ile alakalı olumsuz söylemleri nedeni ile eleştirilen Schopenhauer, tüm yaşamı boyunca aslında kendi tavrını ve fikirlerini inandığı hâli ile net bir şekilde ortaya koymaktan çekinmemeye devam etti. Çünkü ona göre: “Gerçek bir filozof her zaman açıklık ve netlik peşindedir; bulanıklık ya da coşkun bir sele değil, durgunluğu ve berraklığı ile birleşen ve açık seçikliği ile kendini bütünüyle ortaya koyan bir İsviçre gölüne benzemeye çalışır daima.”(3)
Arthur Schopenhauer’in Eserlerinden Bazıları
- Aşkın Metafiziği
- Hayatın Anlamı
- Ölümün Anlamı
- İnsan Doğası Üzerine
- Seçkinlik ve Sıradanlık üzerine
- Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine
- Din Üzerine
- Hukuk, Ahlak ve Siyaset Üzerine
Kaynaklar
- Schopenhauer, Gesammetle Brife, syf.166, Schopenhauer’dan Rosenkranz ve Schubert’e 24 Ağustos 1837 tarihli mektup.
- Schopenhauer – David E. Cartwright syf. 183.
Diğer kitap incelemelerini okumak için tıklayın.
Yorumlar
Henüz Bir Yorum Yok