Hakikat Sonrası – Lee McIntyre

Yayınevi:

Yazan: Aslı Güntan

Başak Bingüler

Hem bir akademisyen hem de bir etik danışmanı olan Lee McIntyre’ın, dünyanın hakikatle kurduğu sorunlu ilişkiyi gözler önüne serdiği Hakikat – Sonrası kitabı, günümüzde kitleleri yanılgıya sürükleyen pek çok hatanın kökenini âdeta yüzümüze çarpıyor. Kitap, Can Yayınları bünyesinde kurulan Tellekt tarafından yayımlanıyor.

Sitede Yayınlanma Tarihi: 25 Ocak 2023

Orjinal Adı: Post-Truth

Ülke: ABD

Türü: Kurgu Dışı, felsefe, politika.

Okur Yaşı: Genel Yetişkin Okur Kitlesi

Hedef Kitle: Felsefi ve politik okumaları sevenler.

Sayfa Sayısı: 168 sayfa

Çevirmen: Mehmet Fahrettin Biçici

Çeviri: ?

İmla: ?

Ebat: 13,5 x 21 cm

Kategoriler:

İnceleme

Hakikat-Sonrası, sadece adıyla bile ilk bakışta bizi şaşırtan bir kitap. İnsanın kafasında “Nasıl yani? Hakikat öldü de sonrasına mı geçtik?” gibi sorular uyandırıyor. Ama zannettiğimizin aksine bu kitap hakikatin ölümünü ilan etmiyor, ona sahip çıkmanın önemini vurguluyor.

İngilizce karşılığı “post-truth” olan “hakikat-sonrası” kavramını mesele edinen Lee McIntyre, bizi kitap boyunca kavramın toplumda bulduğu karşılığın temelleri üzerine düşünmeye yönlendiriyor. Gündelik hayatta hiç fark etmeden düştüğümüz düşünce hatalarıyla -hoşumuza gitmeyecek olsa bile- yüzleştiriyor.

Hakikat-Sonrası gerçekten var mı?

Otuz yıl gibi kısa bir geçmişi olan hakikat-sonrası kavramı, aslında içinde yaşadığımız çağ için kullanılan bir ifade. Bazılarıysa hakikatin bilinemezliğinin yeni bir fikir olmayışından dolayı bu adlandırmayı gereksiz buluyor. Ancak McIntyre’a göre, hakikat-sonrası çağa özgü olan şey, “gerçekliği bilme düşüncesinin değil bizzat gerçekliğin varlığının hiçe sayılması”. McIntyre, kitabında bu argümanını pek çok farklı bilimsel alandan yararlanarak temellendirmeye çalışıyor.

Popülizmin dünya çapındaki yükselişi

Dünyada yükselen politik bir trend olan popülizmle hakikat arasında kurduğu köprüler sayesinde McIntyre, siyasetin gerçekliği algılayış biçimimiz üzerindeki reddedilemez etkisini açık ediyor. Öyle ki Donald Trump’ın ABD Başkanı seçildiği ve Brexit oylamasının yapıldığı 2016 yılında, “post-truth” kelimesinin kullanımında inanılmaz bir artış görülüyor. Bu artışın sonucunda da Oxford Sözlükleri yılın kelimesi olarak “post-truth”u seçiyor ve kavram, tüm dünyanın dikkatini üzerine çekiyor.

McIntyre aslında bütün bunlar gerçekleşmeden önce, yani 2015 yılında piyasaya çıkardığı kitabı Respecting Truth (Hakikate Hürmet) ile hakikat kavramının önemini pek çok kimseden önce fark etmiş görünüyor. Bu kitap henüz Türkçeye çevrilmemiş.

Amerikalı bir yazar olarak Amerikan iç siyasetinden oldukça fazla anekdot sunan McIntyre, bunun yanı sıra konuya bütüncül bir açıdan bakmayı da ihmal etmemiş. Kitabın üçüncü bölümünde yer verdiği sosyal psikoloji alanında yapılan araştırmalarla, insanların gerçekliği olduğu gibi algılamaktan oldukça uzak olduğu fikrine bilimsel bir temel sunmuş. Ancak McIntyre’a göre bu durum, hakikat-sonrası çağı meydana getiren unsurlardan yalnızca biri.

Sosyal medya: İnsanlığı yeniden bir araya getiren güç

Kitapta hakikatle olan ilişkimizi zedeleyen başka bir faktör olarak sosyal medyayı görüyoruz. Sosyal medyanın insanlar arasındaki iletişimi kolaylaştırdığı bir gerçek. Ancak bilginin dağılım hızındaki bu denli artış, insanlık tarihinde daha önce hiç yaşanmamış. Her ne kadar birbirimize istediğimiz zaman ulaşabilmemiz faydalı olsa da bu durum bazen bize yarardan çok zarar getiriyor. Bunun en önemli göstergelerinden birisi de yazarın kitabında yer verdiği “yankı odası” kavramı. McIntyre, sosyal medya kullanıcılarının gitgide kendi düşünceleri içine hapsolduklarına ve içinden çıkılması güç bir duvarla çevrildiklerine işaret ediyor.

Hakikat, geçmişte kalmış bir kavram olabilir mi?

Yazarın ele aldığı konulardan birisi olan postmodernizm ise “hakikati” tahtından eden suçlu olarak görünüyor. Peki, gerçekten bir suçlu var mı? Bu cevaplanması güç hatta belki de imkânsız bir soru. Tabii ki hakikati modernizmden kalma, modası geçmiş felsefi bir kavram olarak düşünebiliriz. Ancak bu bize neyi kaybettirip neyi kazandırıyor? İnsanlık için bir gerçeklik zemini kalmadığında herhangi bir şey gerçek olabilir. Bu fikir insanlara özgürleştirici gelse de bir distopyanın taşlarının ancak bu şekilde döşenebileceğini de unutmamak gerekiyor.

Bence bir suçlu aramak yerine yazar bu kitapta, içinde yaşadığımız dönemi doğru okumak ve anlamlandırmak adına önemli bilgiler sunmuş. Bunu yaparken de bize, bilimin ve sağduyunun yolunu göstermiş. Yalanların, safsataların ve komplo teorilerinin dünyasında kaybolmak istemeyen herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.

Eğer kitabı okuduysanız sizin hakikatle ilgili düşünceniz nedir? Yazarın iddia ettiği gibi hakikatin toplumun gözünde önemini yitirdiği fikrine katılıyor musunuz? Yoksa insanlık hep mi böyleydi? Fikirlerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.

Lee McIntyre kimdir?

1962 yılında Amerika’da dünyaya gelen Lee Cameron McIntyre, Wesleyan Üniversitesinde başladığı eğitim hayatını, Michigan Üniversitesindeki felsefe doktorasıyla tamamladı. Pek çok farklı üniversitede felsefe dersleri veren McIntyre, şu anda Boston Üniversitesi Felsefe ve Bilim Tarihi Merkezinde araştırma görevlisi olarak çalışıyor. Aynı zamanda Harvard Extension School’da etik alanında dersler veriyor. Sekiz kitabı var ve felsefe alanında pek çok kitabın yardımcı editörlüğünü üstlendi.

Diğer kitap incelemelerini okumak için tıklayın.

Yorumlar (0)

Yorumlar

Henüz Bir Yorum Yok

Be the first to review “Hakikat Sonrası – Lee McIntyre”

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

More Products