Siddhartha – Hermann Hesse
Yazan: Başak Özsarıyıldız
Alman edebiyatının önde gelen yazarlarından Hermann Hesse’nin Budizm’i Batı dünyasına tanıtan Siddhartha adlı romanında okurların aklında tek bir soru var: Siddhartha amacına ulaşabilecek mi?
Orjinal Adı: Siddhartha: Eine indische Dichtung
Ülke: Almanya
Türü: Roman
Hedef Kitle: Yetişkin
Sayfa Sayısı: 148 sayfa
Çevirmen: Kamuran Şipal
Çeviri: ☺️
İmla: ☺️
Ebat: 12.5 x 19.5 cm
İnceleme
Babası gibi bir Brahman olması beklenilen Siddhartha, herkesin ona hayran olmasına rağmen içindeki o boşluğun bir türlü dolmadığını hissediyor ve hakikati, kendi özünü bulmayı kendine amaç ediniyor.
“Kutsal suyla yıkanmak iyi, güzeldi ama suydu yıkanılan nihayet ve su günahlardan arındırmıyordu, manevi susuzluğu dindirmiyor, yürekteki sıkıntıyı silip atamıyordu.”
İşte tam olarak bu duygu, kitabımızın ana karakteri olan doyumsuz ve bir o kadar da sabırsız Siddhartha’yı bitmek bilmeyen bir yolculuğa çıkmaya, yıllardır evi olan köyünü terk etmeye ikna ediyor. Çıktığı bu yolculukta Siddhartha, birçok zorluğa göğüs gererek emin adımlarla ilerliyor fakat zaman zaman hayatın ona oynadığı beklenmedik oyunlar onu tekrar başladığı yere sürüklüyor.
Öz’e ulaşmak mümkün mü?
“Bir hedef bulunuyordu Siddhartha’nın önünde, tek bir hedef: Arınmış olmak, susamalardan arınmış, istemelerden arınmış, düşlerden, sevinçlerden, acılardan arınmış. Ölerek kendinden kurtulmak, ben olmaktan çıkmak, boşalmış bir yürekle dinginliğe kavuşmak, benliksiz düşünmelerle mucizelere kapıları açmak, işte buydu onun hedefi. Ben tümüyle saf dışı bırakılıp öldürüldü mü, gönüldeki tüm tutku ve dürtülerin sesleri kısıldı mı, işte o zaman gözlerini açacaktı en son şey, varlıktaki artık Ben olmayan öz, o büyük giz.”
Hermann Hesse, yüksek bir üslup kullandığı bu kitapta, Siddhartha’nın düşünceleri aracılığıyla okuru da kendi hayatlarını sorgulamaya davet ediyor âdeta. İçinde cevaplar kadar sorular da barındıran Siddhartha adlı romanda, okur, Siddhartha’yla birlikte o soruların cevaplarını bulmaya çalışıyor ancak ne zaman cevabı bulmaya yaklaştıklarını hissetseler tam o anda Hesse ters köşe yapıyor ve okurun da Siddhartha’nın da elinde yeniden sadece sorular kalıyor.
Çıktığı bu yolculukta Siddhartha’nın kimi zaman bulduğu cevaplardan son derece emin olduğunu görüyoruz fakat daha sonradan önüne çıkan bazı durumlar onu tekrar hakikati sorgulamaya itiyor. Kitap boyunca Hesse şu gerçeği önümüze sunmaktan çekinmiyor: İnsanlar karmaşık varlıklardır. Tek bir bedenin içinde bin bir türlü duygu barındırır; haz, acı, sevinç, kıskançlık ve daha niceleri. Tam da bu nedenle Siddhartha, okur için sadece bir roman olmanın ötesine geçiyor ve insanların kendilerini tanımalarını sağlayacak bir kılavuz hâline geliyor.
Çözüm Budizm mi?
Hermann Hesse’nin kitabı yazmadan önce yaptığı Hindistan gezilerinin etkisini bu kitapta büyük ölçüde görüyoruz. Kitap boyunca Budizm inancının özelliklerini okura tanıtan Hesse, sadece bununla kalmıyor, aynı zamanda o bölgedeki diğer inanç sistemleri hakkında da bilgi veriyor.
Hesse’nin romanını öne çıkaran en önemli unsur ise romanda inanç sistemlerinin farklılıklarından çok benzerliklerine ve birleştirici gücüne yer vermekten çekinmemesi. Bu bağlamda, roman, evrensel olma niteliği taşıyor. Bu kitabı sadece din felsefesine ilgisi olanların değil, genel olarak felsefeye ilgisi olan herkesin okumasını tavsiye ediyorum.
Hermann Hesse Kimdir?
20. yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan Hermann Hesse, 2 Temmuz 1877 tarihinde Almanya’da dünyaya geldi. Eserlerinde doğu gizemciliğini yücelten yazar, Budizm inancına olan ilgisi ve sevgisi ile tanınıyor. Hesse romanları, öyküleri, denemeleri, şiirleri, politik makaleleri ve kültür alanındaki eleştirel yazılarıyla tüm dünyada 100 milyonu aşkın okura ulaştı. 1946’da Nobel Edebiyat Ödülü’nü almaya hak kazanan yazarın en önemli romanları arasında Knulp, Demian, Narziss ve Goldmund, Siddhartha ve Bozkırkurdu bulunuyor.
Siz bu kitabı okudunuz mu? En çok dikkatinizi çeken mesaj neydi? Yorumlarda paylaşır mısınız?
Diğer kitap incelemeleri için tıklayın.
Yorumlar
Henüz Bir Yorum Yok