Güneşi Bile Tamir Eden Adam – Behiç Ak
Güneşin tamire ihtiyacı olabilir mi? Bir Behiç Ak hikâyesinde iseniz olur! Günışığı Kitaplığı tarafından yayımlanan bu çok eğlenceli, neşeli ve ışıl ışıl kitabı okurken iyiliğin ve saflığın gücüne bir kez daha hayran olacaksınız.
Ülke: Türkiye
Türü: Çocuk Edebiyatı, Roman
Okur Yaşı: 9 yaş ve üzeri okurlar.
Hedef Kitle: Çocuklar ve çocuk kitabı okumayı seven tüm yetişkinler.
Sayfa Sayısı: 68 sayfa
İmla: ☺️
Ebat: 13 x 19,5 cm
İnceleme
Behiç Ak, Bookinton’da nisan ayının yazarı seçildi. Müren Baykan onu tanıttığı yazısında “çocukluğun deneyimsizliğine ihtiyacımız olduğunu” söylediğini aktarıyor. Nasıl güzel bir tabir! Çocukluğunuzu düşünün; o, çevrenizde olan her şeyin sizi eğlendirdiği, şaşırttığı, gülmekten yerlere yatırdığı günleri. İşte Güneşi Bile Tamir Eden Adam, tam da böyle saf ve belki biraz çocuk ruhlu biri olan Tamirci Kadir Bey’in sıcacık hikâyesi…
Biri size küs olsa haberiniz olmaz mı?
İki kardeş olan Ciğerci Muammer Bey ve Tamirci Kadir Bey, siyah ve beyaz gibi birbirine zıt iki karakter. İnatçı, iddiacı, kıskanç ve öfkeli biri olan Muammer Bey’in aslında pırıl pırıl bir kalbi var ama huy işte; iddiaya girmeden, kaybederse de sinirden köpürmeden duramıyor. Karıncaların ondan daha çok çalıştığını söylesinler, karıncalarla bozuşuyor; havada gezinen bulutlara sataşıyor; evdeki ince belli çay bardağına bile küsebiliyor.
Kardeşi Tamirci Kadir Bey ise onun tam tersi. Yumuşak huylu, yardımsever ve çok yetenekli bir tamirci. Bozulan her şeyi ama her şeyi tamir edebiliyor. Hem de yok pahasına. O kadar mütevazı ki şöyle diyor, “Nasıl olduğunu anlayamadım. Şurasına bir dokundum, çalışmaya başlayıverdi. Çalışacağı varmış, çalışıverdi işte.”
Sadece bozulan makineleri değil bozulan ilişkileri de tamir ediyor, Tamirci Kadir Bey. Herkesin derdini kendi derdi sayıyor. Küsleri barıştırıyor, buzları eritiyor. Hatta küsmek, kavga etmek onun için o kadar anlamsız ki kardeşinin –Muammer Bey’in bile hatırlamadığı bir sebepten– kendisine küstüğünün farkına bile varmıyor.
Hikâyeleri olan eşyalar
Evimizde anısı var diye atmaya kıyamadığımız eşyalarımız yok mu? Tamirci Kadir Bey’in mahallesinde tüm evler bu eşyalarla dolu. Hem de çoğu Kadir Bey tarafından uydurulmuş anıları olan eşyalarla.
Buyurun size birkaç anı örneği:
“Selolar’ın evindeki koltuk, 1897 yılında doğmuştur. Üstündeki kumaş, 1914 yılında Birinci Dünya Savaşı sırasında, bir süngü darbesiyle yırtılmıştır.”
“Ahmetler’in evindeki televizyon ilginç bir endüstri mirasıdır.”
“Zeynepler’in evindeki hamam tası, birinci dereceden korunması gereken tarihi eser olarak kabul edilmiştir.”
Pusuda bekleyen alışveriş çılgınlığı
Hâl böyle olunca esnaf da tek bir çivi satamaz hâle geliyor. Tamirci Kadir Bey’den beyaz eşya satıcıları, nalburlar, mobilyacılar hatta çöpten eşya toplayanlar bile şikâyetçi oluyor. Öyle ya, mahalleli ömrü birkaç yılla sınırlı sunta masalar yerine yüz yıllık ceviz masaları, dayanıksız ama modern sandalyeler yerine tamir edilip yepyeni olmuş sandalyeleri tercih ederse esnaf nasıl para kazanır?
Peki tüm ada halkı bu durumdan sitem edip dururken çareyi nasıl bulacak dersiniz? Sorunun cevabı tabii ki bu tatlı ve iç ısıtan kitabın sayfalarında… ☺️
Siz bu kitabı okudunuz mu? En çok dikkatinizi çeken neydi? Yorumlarda paylaşır mısınız?
Bookinton Nisan ayı yazarı olan Behiç Ak hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayarak yazar dosyamıza göz atın.
Diğer kitap incelemelerini okumak için tıklayın.
Yorumlar
Henüz Bir Yorum Yok