29 Haziran 1900’da, Fransa’nın Lyon şehrinde, aristokrat bir ailede dünyaya geldi. Okulda başaralı değildi çünkü ilgisinin odağında on iki yaşında tanıştığı uçaklar vardı. On iki yaşındayken bir pilot onu uçağına aldı ve uçurdu. Bu ilk tecrübesinden sonra uçmak hayatının tutkusu hâline geldi. Yirmi bir yaşında orduya çağrıldı. Eğitimini yarıda bırakıp askere gitti. Bu süreçte Fransız Hava Kuvvetleri’nde teknisyen olarak görev yaptı, pilotluk eğitimi aldı. Ordudan ayrıldıktan sonra Paris’te çalışmaya başladı ama ticaret yaşantısında başarısız oldu. Bu dönemde eser vermeye başladı. 1926 yılında, posta servisi yapan uçağın pilotu olarak tekrar uçmaya başlamıştı. 1929’da yayımlanan ilk eseri Güney Postası’nda burada edindiklerini paylaştı. 1931’de yayımlanan Gece Uçuşu adlı romanında Arjantin’de yaşadıklarını anlattı; kısa sürede büyük başarı elde etti ve Femina Ödülü’nü kazandı. Paris’te evlendi. Otuz beş yaşındayken bir uçuşunda uçağı arızalandı ve Tunus’ta çöle zorunlu iniş yaptı, kayboldu. Dört günlük zorlu çöl macerası ardından bir Bedevi tarafından bulundular. İspanya İç Savaşı boyunca Fransız gazetesi adına muhabir olarak görev yaptı. Havacılık alanında birçok buluşa imza attı. Gece uçuşlarını düzenleyen cihazların geliştirilmesine katkı sağladı. II. Dünya Savaşı sürecinde Fransa, Almanya tarafından işgal edilince sağlık durumu el vermemesine rağmen savaşmak için orduya döndü. Fransa yenilince ABD’ye gitti. 1939 yılında yakın dostu André Gide’in ısrarıyla bir pilotun gözünden kaleme aldığı İnsanların Dünyası Fransız Akademisi Roman Büyük Ödülü’nü kazandı. 1943 yılında ünlü romanı Küçük Prens yayımlandı. Daha sonra ABD ordusuna katılarak yüzbaşı rütbesiyle Kuzey Afrika’ya gitti. 31 Temmuz 1944’te Marsilya açıklarında denize düşen uçağının enkazı 2000 yılında balıkçılar tarafından bulundu.

  • Mektuplar – Antoine de Saint-Exupéry, Consuelo de Saint-Exupéry

    Küçükken “En sevdiğiniz kitap?” sorusuna cevabım çok uzun bir süre Küçük Prens’ti. Tek çocuk olarak büyümüş ve kendi zihninin içinde çokça zaman geçiren ben, hayal gücü böylesine geniş bir kurgu karakteri bulunca ona sımsıkı tutunmuştum. Küçük Prens benim için özeldi. Sonra büyüdüm, varlığını sadece benim bildiğini sandığım küçük prensim bir anda herkesin favori kitabı oldu. Bir kitabı herkesin beğenmesi onu daha mı az özel yapar? Bu sorunun cevabını size bırakıp ben çocukluk arkadaşımın yaratıcısı Antoine S. Expuéry ve eşi Consuelo’nun Mektuplar’ına dönmek istiyorum.

  • Küçük Prens – Antoine de Saint-Exupéry

    Dünyada farklı dillere en çok tercüme edilen, yarattığı etkiyle gök taşına, müzelere, köylere ismini veren, operaya, tiyatroya, şarkılara ilham olan, her yaşta defalarca okunabilecek bir baş ucu kitabı… Mavibulut Yayıncılık’tan çıkan Küçük Prens kitabında Fransız yazar ve pilot Antoine de Saint-Exupéry’nin suluboya resimleriyle hayat verdiği altın saçlı çocuğun, içimizdeki çocuğu uyandıran öyküsüne konuk oluyoruz.