Bookinton

Bookinton editörleri bu kez farklı alanlarda yaşamda iz bırakmış kadınların biyografilerine, hatta kendi yaşamlarını kaleme almış önemli kimliklerin otobiyografilerine mercek tuttu ve sizler için seçkin bir kitap öneri listesi hazırladı.

Özlem Gökbel

“Anlatsam hayatım roman olur!” Hepimizin zaman zaman diline düşer bu manidar cümle. Doğaldır; bin bir macerayla dolu yaşamlar sürüyoruz. Ancak kimileri var ki onlar anlatmasa da romanlaşır. Hayatlarını âdeta bir ders kitabı gibi satır satır sindireceğimiz, verdikleri mücadeleler ve başarıları ile ilham dolacağımız, kiminin azmini kiminin yaratıcılığını kimininse felsefesini örnek alacağımız kadınlar… Evet, mart ayında kadınların ilham veren yaşamlarını anlatan bir kitap öneri listesi ile karşınızdayız. 

İpek Sabahlık – Osman Balcıgil

Yayınevi: Destek Yayınları
Öneren Editör: Tuğba Gönderiç Akbaş

Osman Balcıgil’in İpek Sabahlık kitabı Nazım’a, “Bence sen de şimdi herkes gibisin.” “Ağlasa da gizliyor gözünün yaşını, bir kere eğemedim bu kadının başını.” gibi unutulmaz dizeleri yazdıran başı dik bir kadını anlatıyor. Gazetecilik ve yazarlık alanında adını ülke sınırlarının ötesinde duyuran kalemi keskin bir yazar ve dönemin tüm baskıcı tavrına rağmen aydınlık olmayı inatla sürdüren korkusuz ve gözü pek bir gazeteci olan bu kadın; Suat Derviş.

Kitap, her şeyden evvel müthiş bir araştırmanın ürünü diyebilirim. Zira dönemin sosyal, kültürel, sanatsal ve siyasi durumunu âdeta bir ressam estetiğiyle gözler önüne seren yazar, döneme damgasını vuran edebî şahsiyetlerle birlikte Taksim’den Moda ve Çamlıca’ya, Sirkeci’den Şişli’ye gezinme ve dünyaya onların gözüyle bakabilme fırsatı sunuyor. 

Şartlar ne kadar değişirse değişsin tüm hayatı boyunca yaptığı seyahatlerde bavulunun her zaman en üstünde bulunan ipek sabahlığı, hayatının son gününde yine üzerinde oluyor Suat Derviş’in. Osmanlı Devleti’nin son yılları ve savaş sonrası genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarına tanıklık eden Suat Derviş eserlerinde bu dönemlerden izler taşıyor. Peki ya sırça köşklerde pamuklar içinde yetiştirilmiş olan Suat Derviş siyaset, ekonomi ve dünya meselelerini irdeleyen bir gazeteciye nasıl evriliyor? Yazın dünyasında ayağına kırmızı halılar serilerek açılan kapılar nasıl olup da bir bir yüzüne kapanıyor? Nereden estiği belli olmayan hayat rüzgârı Suat Derviş’i bir yaprak gibi yoksulluğun kollarına nasıl savuruyor? 

Hepsinin ve daha fazlasının cevabını bu kitapta bulabilirsiniz. 

Gertrude Stein – Philippe Blanchon

Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Öneren Editör: Zeynep Ceren Burak

Üç savaş gören Gertrude Stein’ın biyografi kitabı Amerika ve Avrupa’nın geçirdiği siyasi ve sanatsal evrime eşlik ediyor. Picasso, Hemingway, Matisse, Rene Crevel gibi dönemin en ünlü sanatçıları ile dostluklar kuran Gertrude Stein’in edebiyat hayatı erkek kardeşi Leo’nun sanatsal zekâsının ışığında ve tabii en büyük aşkı Alice’e olan bağlılığı ile şekil alıyor.

İlk kitabı Üç Hayat’ı 35 yaşında ve tüm masraflarını kendisi karşılayarak bastırabilen Stein’ı modern, bir önceki çağ ile bağlarını koparmak isteyen, bunun için hırsla çalışan, şaşırtıcı bir edebiyatçı olarak tanımlamak mümkün.

Hayatlarını tüm sınırları zorlayarak ve görkemli bir şekilde yaşamak güçlü kadınların ortak özelliğidir. Gertrude Stein da pek çokları gibi hak ettiği üne geç kavuşmuş, çok kere de yanlış yorumlanmış bir kadın yazar bence. Yazarın yaşadığı yıllara hâkim tüm dönüm noktalarını okura çok güzel anlatan Philippe Blanchon tarafından yazılmış ve Yapı Kredi Yayınlarından çıkan Gertrude Stein biyografisini okumanızı içtenlikle tavsiye ediyorum. 

Seçkin – Zeynep Miraç 

Yayınevi: Everest Yayınları
Öneren Editör: Gonca Gül Kurtulmuş

Gazeteci kimliğiyle ortaya harika bir biyografi çıkaran Zeynep Miraç, dilimize Marquez’in müthiş eserlerini kazandıran değerli çevirmen Seçkin Selvi’nin hayatını Seçkin kitabında anlatıyor. Kitap boyunca Selvi’nin Gabriel García Márquez’in Yüzyıllık Yalnızlığı‘nı cezaevindeyken çevirmesinin hikâyesini, o dönemin toplumsal ve kültürel gerçeklerini, zorluklarını ve ilginç yönlerini de ele alan Miraç bize âdeta koca bir dönemin portresini de çiziyor. Seçkin Selvi’nin tüm zorluklara göğüs gererek dilimizi kalkındırmak ve zenginleştirmek için yaptığı katkıları gözler önüne serildiği bu kitapta Miraç bizlere aynı zamanda bir yazar ve çevirmenin insani varoluş mücadelesini de aktarıyor.

Günlükler – Sylvia Plath

Yayınevi: Kırmızı Kedi Yayınevi 
Öneren Editör: Setenay Vurdem

Bazı kitaplar vardır, hızla okuyup kendisini bitirmenize izin vermezler. Nasıl ki yeni tanıştığınız birinin hayatını bir oturuşta dinleyemezseniz, Sylvia Plath’ın Günlükler’inin de sonunu görebilmeniz için ona zaman tanımanız gerekecek. Günlükler’in fırtınalı bir sonbahar akşamında, rüzgârın uğultusuna eşlik edecek bir tınısı var. Bir yazar olduğu kadar kadın kimliğinden bağımsız düşünemeyeceğimiz Sylvia Plath, sayfayı çevirdiğiniz her kâğıt hışırtısında kulağınıza hayata dair sorgulamalarını fısıldayacak. Kendi hayatına son veren bir yazarın size ilham veren kadınlar listesine neden girdiğini merak ediyor olabilirsiniz. Sylvia Plath’ın hayatına dair ufak bir bilginiz varsa, o inişli çıkışlı yolculuğunda zihninin içinden geçenleri okumak ilginizi çekiyorsa, Günlükler size bu fırtınalı kadının hayatına onun gözlerinden bakma fırsatı verecek. Daha önce zihninize uğramış düşüncelerle kitapta tekrar karşılaşmak sizi korkutmasın. Hepimizin içinde sessizce sorgulamaya devam bir Sylvia Plath yok mu? 

Bir Dinozorun Anıları – Mîna Urgan

Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Öneren Editör: Burcu Gebeş

İngiliz edebiyatı profesörü, yazar ve çevirmen Mîna Urgan’ın ölmeden 2 sene önce yazdığı, 1998 yılında yayımlanan Bir Dinazorun Anıları benim en sevdiğim otobiyografi kitaplarından biri. Mîna Urgan’ın samimi ve içten bir dille anlattığı hayatı ve anılarıyla dolu bu kitapta pek çoğumuzun imrendiği yazarlar, şairler ve dönemin siyasetçileri de bulunuyor. Annesinin de bizzat yakından tanıdığı Mustafa Kemal Atatürk, Oğuz Atay, Halet Çambel, Ahmet Haşim, Necip Fazıl, Sait Faik, Yahya Kemal ve daha niceleri yazarın gözünden anlatılıyor. Bunun yanı sıra Urgan, yine deneyimlerine dayanarak yazdığı yaşlılık, ölüm kavramı, çocukluk günleri ve siyasi düşüncelerini, kendine has diliyle okuyucuya aktarıyor.

Kâh hüzünlenip kâh güleceğiniz olayların anlatıldığı bu kitabı sadece bir anı kitabı olarak düşünmeyin. Mîna Urgan’ın yazdıkları o kadar değerli ki aydın ve umut dolu düşünceleriyle kişiye farklı bir bakış açısı kazandırıyor. 

Aşk ve Acı – Rauda Jamis 

Yayınevi: Everest Yayınları
Öneren Editör: Begüm Saracel

Biz onu otoportreleriyle, kafasına taktığı rengârenk çiçeklerle, hayata meydan okuyan bakışlarıyla ve gözlerindeki o sessiz cümleleriyle tanıyoruz. Kimden mi bahsediyorum; tabii ki Frida Kahlo’dan. Peki, 20. yüzyılın popüler simgelerinden olan ressam, devrimci ve feminist olarak tanıdığımız Frida Kahlo’yu, Frida olarak tanımak istemez misiniz? Everest Yayınları’ndan çıkan Unutulmayan Kadınlar serisinin birinci kitabı Aşk ve Acı, Frida’nın yaşam öyküsünü Rauda Jamis’in akıcı kalemiyle okurlarına sunuyor. Aslında kitabın ismi bile birçok şeyi özetlemeye yetiyor. Aşk, acı, mücadele ile örülmüş bir yaşam ve her şeye rağmen kendi doğrularından vazgeçmeyen cesur bir kadın… Frida, çektiği bütün acıları yaşadığı bütün hayal kırıklıklarını sanata dönüştürüp ölmeden hemen önce yaptığı resme Viva la Vida (Yaşasın Yaşam) ismini verecek kadar hayata bağlı bir kadın. 

Kitabın bir kısmının da Frida’nın güncelerinden oluşması, beni kitaba daha çok bağladı. Belki de bu yüzdendir ki yıllar önce okuduğum bu kitabın, hâlâ ara ara elime alıp rastgele açtığım bir sayfasına sığınıyorum. Dalgalanan ruhumun dinginleşmesini Frida’nın kelimelerinde arıyorum. O yüzden hepimize söyleyecek farklı sözleri olduğuna inandığım Frida Kahlo’nun hayatını bir de bu kitaptan okumanızı tavsiye ederim. Tabii, dönemin önemli olaylarına tanıklık etme ve kişileriyle tanışma fırsatını da kaçırmadan. 

Bonus: 

Bu öneri listesinde biyografi ve otobiyografi odağında kalacaktık ama usta kalem Ursula K. Le Guin’in bir nevi otobiyografi sayılabilecek söyleşilerinden oluşan bir derlemeyi es geçemezdik. Neredeyse bir asrı görmüş, bol ödüllü, Amerikan edebiyatının bu efsane yazarını da bonus olarak bu seçkimize eklemek istedik. 

Ursula K. Le Guin’le Konuşmalar – Derleyen: Carl Freedman  

Yayınevi: Agora Kitaplığı
Öneren Editör: Utku Özer

Feminist edebiyatın en önemli isimlerinden Ursula K. Le Guin’in Türkçe olarak yayımlanmış bir biyografisi yok. 1980-2006 yılları arasında Ursula K. Le Guin’le gerçekleştirilen on röportajı bir araya getiren Ursula K. Le Guinle Konuşmalar kitabı da bir biyografi ya da otobiyografi değil. Bir anlamda her ikisi olarak da okunabilecek bir kitap. Carl Freedman da kitabın giriş bölümünde Le Guin’in kişisel hayatıyla geçmişinin çeşitli yönlerini tartışmaktan çekinmemesi nedeniyle röportajların bir tür biyografi kapsamında okunabileceğini belirtiyor. Bunların Le Guin’in kendisi tarafından anlatılıyor olması kitabı otobiyografiye de yaklaştırıyor.

Kitapta yer alan röportajlar boyunca Le Guin, çocukluğunu, yazar annesi ve antropolog babasının etkilerini, nasıl yazdığını, neden bilim kurguyu tercih ettiğini, yayıncılık dünyasında karşılaştıklarını, sevdiği, etkilendiği yazarları ve kitapları, kendi eserleri hakkındaki düşüncelerini anlatıyor. Siyasi görüş ve aktivizmi ile özellikle feminist hareket öğretisinin kitapları üzerindeki etkisini de yine kendisinden dinlerken Ursula K. Le Guin’e tekrar hayran olmamak mümkün değil. 

Diğer kitap öneri listelerini okumak için tıklayın.

1 Yorum

Bir Yorum Bırakın

Epostanız gözükmeyecek.