Servi Nine ve Üç Güzeller – Arlin Çiçekçi

Yazan: Aydın Meral

İthaki Yayınları etiketiyle Kasım 2022’de çıkan Servi Nine ve Üç Güzeller, 2023 Duygu Asena Roman Ödülü’nü kazandı. Seçici kurul gerekçesini şu sözlerle dile getirdi: “Hikâye anlatıcılığında gösterdiği ustalık, Türkçe kullanımındaki yetkinliği, yoğun gerçeklik duygusu, bu topraklarda yüzlerce yıldır kadına ve doğaya uygulanan şiddetin değişmediği gerçeğini İstanbul’daki küçük bir park üzerinden anlatmadaki mahirliği ve kadının adını bulabilmesi, var olabilmesi için sunduğu önermeler gerekçesiyle oy çokluğu ile Arlin Çiçekçi ödüle değer görülmüştür.” Bu yılki ödülün Arlin Çiçekçi’ye verilmesi; romanın çok yönlü temalar barındırması, dil kullanımındaki derinlik, toplumsal yapı ve sorunları yakından takip etmesi nedeniyle yerinde bir karar.

Sitede Yayınlanma Tarihi: 22 Mayıs 2023

Ülke: Türkiye

Türü: Roman

Okur Yaşı: Genel Yetişkin Okur Kitlesi

Hedef Kitle: Türk edebiyatı okumayı sevenler.

Sayfa Sayısı: 208 sayfa

İmla: ☺️

Ebat: 13 x 19,5 cm

Kategoriler:

İnceleme

Başkarakter Suna üzerinde konumlanan Servi Nine ve Üç Güzeller, bilindik kurgulama yönteminden farklı olarak geriye doğru akan bir hikâyeye sahip. Her ne kadar  bir birey olarak varlığı ve kadın kimliği üzerinde dursa da Suna’nın devingen kişiliği, romanın temel çıkış noktası olmuş.

Kadın hakları, doğa katliamı, bireysel sorunlar, toplumsal ve tarihsel geçmiş gibi temel konular ve diğer önemli alt başlıklarla oluşturulan içerik; dil ve tekniklerle harmanlanarak başarılı bir masal-destan-üstkurmaca örneği sunuyor.

Romanın Duygu Asena Roman Ödülü almasını sağlayan en temel yönse kuşkusuz kadına yönelik şiddeti temel alması, bu şiddeti görünür kılması ve kadın olan başkarakterlerin eylemlerinde toplumsal değişimi önceliklendirmesi.

Üst kurmaca ile efsanenin birleşimi

Edebiyatta anlatıcının kullanımında kimi zaman olaylara içerden bakan bir ben ya da her şeye hakim tanrısal bir üçüncü kişi görüyoruz. Arlin Çiçekçi’nin yarattığı ise bu bilindiklerin dışında yeni bir bakış. Anlatıcı hikâyenin başkarakterlerinden biri ve yazar bunu her fırsatta okura açık ediyor. Bu anlatıcı yoluyla yazar, kurguyu hissettiriyor ve anlatılanların yer yer hayali olduğunu ima ediyor. Burada karşımıza üst kurmaca dediğimiz kurgu içinde kurgu tekniği çıkıyor. Başkarakter Suna’nın rüyaları ile anlatıcı kesişiyor ve romanın kurgusu yaratılıyor.

Roman, ileriye değil geriye akıyor. Bir nevi günümüz ve geçmişin kesiştirilmesi ile oluşturuluyor. Bu kesiştirme Osmanlı döneminden günümüze kadar uzanıyor. Hem zaman hem de mekan açısından çoğunlukla İstanbul’da geçen romanda Anadolu coğrafyasının kadim kültürüne de tanıklık ediyoruz. Bu yönüyle içerik yarı efsanevi yarı mitolojik bir kimliğe sahip ve yaşanması olası olmayan unsurlar barındırıyor. Kimi zaman anlatıcının Suna’ya gördürdüğü rüyalar da bunun bir örneği.

Dilin kıvamı

Dil; romanın karakter, zaman ve bağlam yönünü en iyi yansıtan etkenlerden biri. Osmanlı dönemini yansıtan dilin günümüze gelene dek geçirdiği değişimler metinde başarıyla aktarılıyor.

Romanda ara ara tekrarlanan on dört ve kırk gibi sayılar sözlü edebiyata yaslandığının; deyimler, deyişler ve bu yöndeki dilsel unsurlar ise kültürel kodların kullandığının işareti.

Dilin sadeliği, romanın masalsı girişi, yerel ve etnik motiflerin kullanılması roman dilinin çok yönlülüğünü sağlıyor. Meyhane ve külhanbeyi jargonun kullanımı da bu tipteki karakterlerin görünürlüğüne katkı sağlıyor. Kısa cümleler ise dilin, içeriğin başarısını iyi yansıtmasına destek olmuş.

Psikolojik ve toplumsal saptamalar

Roman üç ana tema üzerinde yaratılmış: kadına yönelik şiddet sarmalı ve hak ihlalleri, doğa ve tarihsel olaylar. Bunlara eşlik eden iki alt konu ise aşk ve baba-oğul ilişkisi. Romanın ana omurgasını oluşturan üç güzel ve Servi’nin yani dört kadın karakterin de geçmişinde şiddet görme ve ölümle sonuçlanma var. Burada şiddet sarmalı zaman bakımından günümüzden Osmanlı’ya kadar gidiyor. Burada dikkatimizi vermemiz gereken yön belki de kadına şiddetin tarihsel süreci ve toplumdaki varlığı. Kadınlar, her ne kadar farklı statü ve tarihselliğe sahip olmasa da kendilerine görülen reva aynı. Romanın temel taşı olan olan ve seçici kurulun da vurguladığı İstanbul’daki küçük parksa doğanın savunulan bir parçası konumunda. Başkarakter Suna’nın başarılı olmak için yarattığı hikâye, Dina ve Ararat’ın eklenmesiyle romanın toplumsal ve tarihsel ayağının yere basmasını sağlıyor. Kadın ve doğaya karşı yapılan kıyımın her biri bir hak ihlali ve bu vurgu roman boyunca sürüyor. Okur olarak dikkatimizi belki de en çok çekecek alt unsur ise baba-oğul ilişkisinin yokluğunun kişide oluşturabileceği psikolojik sorunlar. Bunu Suna üzerinden dolaylı olarak görürüz.

Siz bu kitabı okudunuz mu? En çok dikkatinizi çeken mesaj neydi? Yorumlarda paylaşır mısınız?

Arlin Çiçekçi kimdir?

İstanbul, 1981 doğumlu Arlin Çiçekçi, Pangaltı Ermeni Lisesinin ardından İstanbul İletişim Fakültesi Radyo TV Sinema Bölümünü bitirdi. Bir süre farklı medya kuruluşlarında yönetmen yardımcısı ve kurgucu olarak çalıştı. 2008’den itibaren Microsoft’ta bilişim teknolojileri alanında çalışıyor. Yazarın ilk kitabı 2021’de çıkan Beşerbazın Marifeti. 2023 Duygu Asena Roman Ödülü’nü alan Servi Nine ve Üç Güzeller ise ikinci kitabı.

Yorumlar (0)

Yorumlar

Henüz Bir Yorum Yok

Be the first to review “Servi Nine ve Üç Güzeller – Arlin Çiçekçi”

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Diğer İnceleme ve Tanıtımı Yapılan Kitaplar