Aile Çay Bahçesi – Yekta Kopan

Yayınevi:

Yazan: İmre Polat

Aile Çay Bahçesi’ni okumaya başladığınızda senin, benim, hepimizin hikâyesi olduğunu fark etmeniz çok uzun sürmüyor. Hemen her gün bir şekilde duyduğumuz, gördüğümüz; hatta birçoğumuzun kendinden izler bulacağı “aile” kavramı ekseninde içimizdeki çocuğun hikâyesi.

Sitede Yayınlanma Tarihi: 3 Haziran 2022

Ülke: Türkiye

Türü: Roman

Okur Yaşı: Yetişkin Okur Kitlesi

Sayfa Sayısı: 142 sayfa

İmla: ☺️

Ebat: 12,5 x 19,5

Kategoriler:

İnceleme

Aile Çay Bahçesi, Müzeyyen’in hikâyesi gibi görünse de kendi içinde birçok hayat hikâyesinden oluşuyor. Bir aile büyüğünün ısrarıyla yapılan evlilikle kurulan ailede, hayatından memnun olmayan ancak sıkışıp kaldığı kabuğu da kıramayan, elleri mütemadiyen çamaşır suyu kokan bir anne; bazı geceler eve gelmeyen, ailesine karşı ilgisiz bir baba… Kitap, böyle bir temele dayandırılan bu evlilik sonucunda, hayatları bir yerlere savrulan aile bireylerinin sıradan gibi görünen fakat çarpıcı bir şekilde sona eren hikâyesini anlatıyor.

Anneler ve babalar içimizdeki boşluğun tamamlanamayan parçası…

Yekta Kopan’ın Aile Çay Bahçesi romanını okuyup bitirdiğimde onu benim için özel kılan şey biraz da içinde aile geçmeyen bir “aile” hikâyesi olmasıydı. Aynı evin içinde anne, baba, kardeş vardı ama aile yoktu. Zaten canımızı en çok da varken bile yok olanlar acıtmaz mı?

Müzeyyen’den bağımsız, bir okur hatta bir birey olarak düşündüğümde, dünyaya karşı duyulan tüm kırgınlıkların, kızgınlıkların, öfkenin sebebi biraz da bu diyorum içten içe. Çünkü insanın annesinin ve babasının doyuramadığını dünya da doyuramıyor.

“Baba. O kelime yok ki benim sözlüğümde! Yok!”

“Babamı, evin içine yerleştiremiyorum.”

“Ağlardı annem. Sigarası söner sönmez yenisini yakardı. Sokaktan gelip geçenlere bakardı. Babam gelmezdi.”

“Bir an dursa dengesini yitirip düşecekmişçesine çalışırdı annem.”

Aile Çay Bahçesi’nde olduğu gibi çareyi kaçıp saklanacak başka yerlerde arayan ebeveynlerin gölgesinde, ilgisiz ve sevgisiz büyüyordu çocuklar. Bir çocuk dünyaya getirmek onu besleyip büyütmekten, en iyi okullara göndermekten, üstünü başını giydirmekten çok daha fazlası kuşkusuz… Bütün fiziksel ve maddi olanakları sağlayabilirsiniz. Peki, tüm bunları yaparken bir çocuğun ruhunda açtığınız boşluklardan kaçının farkına varıyorsunuz?

Romanın temelinde aile var ama…

Yekta Kopan Aile Çay Bahçesi’nde, birçok röportajında da bahsettiği gibi Hayat Bilgisi kitaplarında resmedilmiş ve zihninde yer edinen bir fotoğrafın yıllarca peşinden koşuyor.

Hepimizin aklına gelen “mutlu ve kutsal aile” fotoğrafına, kendi deyimiyle “iki yüzlü aile meselesi” olarak yaklaşıp o fotoğrafın ardında ne çok mutsuzluğu, ne çok travmayı barındırdığını bir kez daha gözler önüne seriyor; her dönemin insanının bazen gizli saklı bazen de açık seçik kanayan yarasına parmak basıyor.

“Aile dediğin şey, bitmeyen bir mide yangısıdır.”

Çok tanıdık, çok bildik…

Aile Çay Bahçesi’nin adından çok söz ettiren bir karakteri var; Müzeyyen… Adının anlamından ziyade kendini şu cümleyle tanımlıyor bize: “Hep kenarda durmayı seven Müzeyyen.”

Onun hikâyesinde kayıp bir duygunun ardı sıra gidip sonra o çok tanıdık, çok bildik yerde buldum ben de kendimi.

Kendini bulamayan; izlediği, okuduğu her şeyde bile kendinden bir iz arayan; şu koca dünyada kendine bir yer bulamayan ama dönüp dolaşıp yolu çocukluğuna varan; içindeki boşluğu yıllar geçse de dolduramayan bu yüzden de kendi hikâyesindeki rolünü, ailesindeki yerini hep sorgulayan Müzeyyen.

Aile Çay Bahçesi’nin hem günahsızı hem günahkârı Müzeyyen sorguladıkça yer yer derin hesaplaşmalarda, büyük yüzleşmelerde çıkıyor karşımıza.

“Müzeyyen. Annesinin kuzusu. Babaannesinin biriciği. Babasının… Sahi ben babamın neyiydim?”

“Ömrüm boyunca, ikinci el eşya satan bir dükkânın vitrinine bakar gibi baktım hayatıma.”

“O tadına doyum olmaz bir şiirdi, ben taslak hâlinde bir roman.”

“Ben geçip gitmek isterdim hayattan, o iz bırakmak için uğraşırdı.”

Siz bu kitabı okudunuz mu? En çok dikkatinizi çeken mesaj neydi? Yorumlarda paylaşır mısınız?

Yekta Kopan kimdir?

1968’de Ankara’da doğdu. Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu. Yazar, seslendirme sanatçısı ve televizyon sunucusudur.

Seslendirme sanatçısı olarak uzun yıllar yaptığı çalışmalarda, sesi özellikle Jim Carrey, Arabalar filmindeki Şimşek McQueen, çizgi film karakteri Sylvester ve Buz Devri filmindeki Sid ile özdeşleşti.

Yazın hayatına şiir yazarak başladı. İlk şiiri Yarın adlı edebiyat dergisinde yayımlandı. Altyazı sinema dergisinde film eleştirileri yazdı.

İlk kitabı aynı zamanda bir öykü olan Fildişi Karası 2000 yılında yayımlandı, Aşk Mutfağından Yalnızlık Tarifleriadlı öykü kitabı 2001 yılında yayımlandı ve 2002 yılında Sait Faik Hikâye Armağanı’na, Karbon Kopya Dünya Kitap adlı öykü kitabı 2007 yılında Yılın Telif Kitabı Ödülü’ne, Bir de Baktım Yoksun adlı öykü kitabı ise 2010 yılında Yunus Nadi Öykü Ödülü ve Haldun Taner Öykü Ödülü’ne değer görüldü.

Burun, Burun Tatilde, Komşuluk Şarkısı, Uzun Kocaman Çok adlı kitapları ve Orman Lokantası adlı oyunu ile çocuklar için de üretti.

Türk öyküsü üstüne bir sözlük çalışması olan İpekli Mendil’in editörlüğünü yaptı.

Kitapları ve öyküleri İngilizce, Almanca, İtalyanca, Japonca, Farsça ve Arapça başta olmak üzere çeşitli dillere çevrildi.

Diğer kitap incelemelerini okumak için tıklayın. 

Yorumlar (0)

Yorumlar

Henüz Bir Yorum Yok

Be the first to review “Aile Çay Bahçesi – Yekta Kopan”

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Diğer İnceleme ve Tanıtımı Yapılan Kitaplar