Mahrem – Elif Şafak

Yayınevi:

Yazan: Kübra Arar

Başak Bingüler

Elif Şafak, 2000 yılında Türkiye Yazarlar Birliği’nin En İyi Roman Ödülü’nü almış olan Doğan Kitap etiketli üçüncü romanı Mahrem’de masallara ve hayali olana değinirken gerçeği ön plana çıkarıyor.

Sitede Yayınlanma Tarihi: 20 Aralık 2022

Ülke: Türkiye

Türü: Roman

Okur Yaşı: Genel Yetişkin Okur Kitlesi

Hedef Kitle: Gerçeküstü metinleri ve büyülü gerçekçilik akımlarını sevenler.

Sayfa Sayısı: 287 sayfa

İmla: ☺️

Ebat: 14 x 20 cm

İnceleme

Mahrem’in büyülü bir tınısı var. Bu tını da masalsılığından geliyor. Herkes küçükken bir kez olsun masal dinlemiş ya da bir masal kitabını eline alıp okumuştur. Aslında masalların hayali olduğunu ve gerçek olmadıklarını biliriz. Ama bizi normal bir kitaptan daha fazla etkilediği ya da akılda kaldığı da bir gerçek. Andersen Masalları’ndan Ezop’a kadar bu böyle çünkü masalların kendine has özel bir anlatısı var ve bambaşka bir dünyaların içine dalmamızı sağlıyor.

İşte Elif Şafak da romanında bunu yapmış. Mahrem’i masalsı bir şekilde kaleme almış. Romanda masalın içinde masal, olayın içinde olay ve bu olayların ve anlatıların tabii bir de arka planı var.

Görmek ve görülmeye dair…

Evet, romanda en çok işlenen tema görmek ve görülmeye dayalı kurgusal hikâyeler. Bu romanı okuduktan sonra fark edeceksiniz ki dilimizde, davranışlarımızda, alışkanlıklarımızda, düşüncelerimizde kısacası günlük hayatımızda çok sık görme ve görülmeye dayalı kelime, deyim, atasözü kullanıyoruz. Bunu, romanda Be-Ce’nin hazırladığı Nazar Sözlük’te de anlayabiliyoruz. Toplum olarak göz dediğimiz görmeye yarayan organa o kadar farklı anlamlar yüklüyoruz ki görmek ve görülmek bizim için istemsiz bir şekilde büyük önem kazanmış gibi. âdeta görmek ve görülmek kodumuza işlenmiş ve bazı davranışlarımızda kendine yer edinmiş.

Yılanın ayağı

Mahrem romanında tam olarak hayali, gerçeküstü bir evrenin içine giriyoruz ama şaşılacak derecede bir o kadar da toplumumuzu yansıtıyor. Toplumu bu kadar iyi gözlemlemek, insan psikolojini bu kadar başarılı işlemek takdire şayan çünkü toplum ve psikoloji birbirinden zor iki kelime.

Elif Şafak’ın görme ve görünme kavramları çerçevesinde kurguladığı bu metninde Kur’an’dan, mitolojiden, Doğu ve Batı edebiyatı metinlerinden, efsanelerden, dinlerden, tasavvuftan aldığı kıssaları, epizotları, anekdotları yeniden üreterek metinler arası bir metin ortaya koyduğunu görüyoruz. Bu metinlerin en bariz olanlarından biri kuşkusuz ki tasavvufi metinler oluyor çünkü bu metinler toplumumuzu oluşturan şeyler. Bazı davranış ve düşünceleri sergilememizin altında yatan nedenleri de buna bağlıyor Elif Şafak.

Tasavvuftan örnek verecek olursak; tasavvuf yolculuğunda ihtiyaç duyulan ışığın, kalbin ışığı olduğu ve bu ışığın görünenin ardındaki görünmeyeni gösteren ışık olduğu söylenir. Buradan yola çıkarak romandaki Be-ce’nin Nazar Sözlüğü’ndeki ‘yılanın ayağı’ maddesine dikkat çekmek isterim.

“Şu hayatta yılanın ayağını görmeye bak. Yılanın ayağını gören muhakkak cennete gider”dedi nine torununa(…)” 

Ninenin torununa yılanların ayağını görmeye çalışarak yaşaması gerektiğini öğütleyen sözlerine karşılık torununun yılanların ayağının olmadığını söylemesi, kırgın gözlerle birbirlerine bakmalarına neden oluyor romanda. Burada nine torunundan olmayan bir şeyi görmesini bekliyor. Nine torunundan görmeyi herkesin başaramadığı şeyi görmeye çalışarak yaşamasını, kısaca hayatı boyunca kalp gözünü açık tutmasını öğütlüyor aslında. Romanlarında bu gibi detaylara inmeyi seven Elif Şafak, Mahrem romanında da topluma ayna tutmaktan, geleneklerimize ve özümüze dokunmaktan geri kalmıyor.

Mahremiyet

Mahrem bir roman olarak yazarın da belirttiği gibi görmeye ve görülmeye dair fakat görmesi ve görülmemesi gerekenleri de birlikte vererek toplumun karmaşıklığını çok iyi ifade ediyor. Yazar hikâyelerinin sonunda hep görmemesi gerekeni görüyor ısrarcı olmaktan, sırf seyirlik diye seyrine bakılacak suret olmadığını ifade ediyor.

Uçan balon

Mahrem romanı bir otobüs sahnesiyle başlıyor ve kitabın sonuna geldiğimizde baş karakterlerimizden birinin tüm bunları küçük bir çocuğun sayı sayması sırasında düşündüğünü görüyoruz. Bu sayılar önemli.

İnsan yaşadığı şeyleri hayat boyu biriktirir, kimi iyi kimi kötü.

Şişman kadın romanın sonunda o kadar çok yer ki kendini bir balon olarak görür. Aslında yediği şey yiyecekler değil dış gözlerin yargılarıdır. Diğer insanlar tarafından o kadar bakılmış ama görülmemiştir ki sürekli kendini doldurmuştur o bakışlarla.

“Uçan balon, görüldüğü müddetçe var, görülmediği an yoktur.”

Hayatın kendisi mahrem bir şey değil midir? Gözden veya gözlerden uzak kalanın mahrem olduğunu, görünür her şeyin mahremiyetin dışına çıkıp seyirlik olduğu vurgusu sürekli yapılır çünkü seyirlik bir dünya burası ve başkalarının duyması değildir mühim olan, görmesinler yeter….

Elif Şafak Kimdir?

Strasbourg doğumlu Elif Şafak, çocukluğunu ve gençliğini Ankara, Madrid, Amman, Köln, İstanbul, Boston, Michigan ve Arizona’da geçirdi. ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü bitirdi, yüksek lisansını aynı üniversitede Kadın Çalışmaları Bölümü’nde, doktorasını ise Siyaset Bilimi alanında tamamladı.

Türkiye, ABD ve İngiltere’de öğretim üyesi olarak dersler verdi. Oxford/St. Anne’s College onursal üyesi oldu. İlk kitabı Kem Gözlere Anadolu (öykü) 1994’te yayımlandı. Daha sonrasında 20’ye yakın kitap yazan yazar, Londra ve İstanbul’da yaşıyor. Eserleri kırk dile çevrilen Elif Şafak’ın romanları, Viking, Penguin Random House, Rizzoli ve Phebus gibi dünyanın en önemli yayınevleri tarafından yayımlanıyor. Eserlerini İngilizce ve Türkçe olarak yazıyor.

Diğer kitap incelemelerini okumak için tıklayın. 

Yorumlar (0)

Yorumlar

Henüz Bir Yorum Yok

Be the first to review “Mahrem – Elif Şafak”

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

More Products