Bir Katilin Güncesi – Kim Young-ha

Kitap Yazarı:
Yayınevi:
İnceleme Editörü: Özlem Gökbel
Webmaster

Kapitalizmin deforme ettiği sıradan hayatların arasında sıra dışı olanları, içlerindeki çarpıklığa rağmen en insani yönleriyle kurgulayan, Güney Kore edebiyatının yıldız kalemi Kim Young-ha’nın Timaş Yayınları tarafından yayımlanan Bir Katilin Güncesi romanını okumak, âdeta sürreal bir ormanda geri geri koşmak gibi… Hiçliğe doğru!

Sitede Yayınlanma Tarihi: 7 Temmuz 2022

Ülke: Güney Kore

Türü: Polisiye - Roman

Okur Yaşı: Yetişkin Okur Kitlesi

Hedef Kitle: Hedef Kitle: Polisiye

Sayfa Sayısı: 144 Sayfa

Çevirmen: Özlem Gökçe - Açelya Yavuz

Çeviri: ?

İmla: ?

Ebat: 13,5 x 21 cm

Kategoriler:

İnceleme

Size anlatmaya kalkıştığım -belki de cüret ettiğim demeliyim- bu kitap, Kore’deki tüm edebiyat ödüllerine layık görülmüş bir yazarın eseri… Kelimelerimi, senelerce cinayet işlemiş ve yakalanmamış bir seri katilin özenine yakışır şekilde seçmeliyim. Normalden caniliğe, canilikten sıradanlığa, sıradanlıktansa yakalandığı Alzheimer hastalığı yüzünden hiçliğe ulaşan yaşlı Byeongsu Kim’i ve onun vasıtasıyla yaratıcısı Kim Young-ha’yı onurlandırmalıyım.

Alzheimer çevresinde konuşlanan her tür hikâye beni derinden etkiliyor. O yok oluş, o buharlaşma “insan” olgusuna en büyük hakaret, en zalim ceza gibi geliyor, elimde değil. Bir Katilin Güncesi de bir polisiye roman niyetiyle kurgulanmış olsa da bana göre evrensel adaletin en acımasız örneklerinden birini seriyor önümüze. Öyle ki, keyfe keder adam öldüren biri için -neredeyse- üzülüyorsunuz.

“Birini öldürmemin üzerinden yirmi beş yıl geçti. Yok yok, yirmi altı yıl mıydı yoksa? Neyse, aşağı yukarı o kadar oldu işte. O ana kadar beni buna sevk eden, insanların çoğunlukla düşündüğü gibi cinayet dürtüsü, cinsel sapkınlık falan değildi. Daha ziyade içimde ukde kalmasıydı. Daha mükemmel bir hazzın mümkün olabileceği umudu. Kurbanlarımı her gömüşümde aynı şeyi tekrarlayıp durdum. Bir dahaki sefere daha iyisini yapabilirim! Cinayetlerime son verişim, işte tam da bu umudumun kaybolmasından kaynaklandı.”

Emekli seri katil

Yetmişine basmış Byeongsu Kim, eski bir seri katildir. İlk cinayetini 16 yaşında annesine ve kız kardeşine çok kötü davranan savaş gazisi babasını öldürerek işler. O anın ruhunda yarattığı rahatlama, uzun yıllar ona âdeta bir sanatçının üretimlerine eşlik eden ilham perisi gibi yoldaş olur. Kırklı yaşlarına kadar işlediği yüzlerce cinayeti kayıt altına almak ister ve günlük tutar.

“Günlük yazdım. Hamlelerime soğukkanlı bir eleştiriyle yaklaşmaya ya da öyle bir şeylere ihtiyacım vardı galiba. Neyi yanlış yaptığımı, bu yüzden ne hissettiğimi yazmalıydım ki içimi parçalayan hataları tekrarlamayayım diye düşündüm. Sınava giren öğrenciler yanlış cevapladıkları soruları bir defterde toplarlar. Ben de aynı şekilde, cinayetlerimin her aşamasını ve verdiği hissi titizlikle yazdım. Ama boşunaydı.”

En son öldürdüğü karı-kocanın çocuğunu evlat edinmiş, yıllar içinde okutup, meslek sahibi yaptığı kızı Inhi ile birlikte hayatına artık sıradan bir vatandaş olarak devam etmektedir Byeongsu Kim. Can sıkıntısından edebiyat ve şiir kurslarına katılır. “Şair, hünerli bir katil gibi dili ele geçiren ve sonunda onu öldüren varlıktır,” diyerek onu eğlendiren hocalarını hayran bırakan şiirler yazar. Hatta övgü aldığı için onların canını bağışlar.

Katil hem hatili hem de geçmişini kovalıyor!

Bu sakin geçen günler esnasında Byeongsu’nun geçirdiği bir trafik kazası beyninde kalıcı izlere sebep olur ve Alzheimer kapısını çalar. Artık rol çaldığı Azrail’le kendi randevusuna hazırlanmalıdır Byeongsu.

“Emar çektirdim. Beyaz bir tabut gibi görünen emar sedyesine vücudumu yatırdım. Işığın içine girdim. Bir çeşit ölüme yakın deneyim gibi. Göğe yükselip kendi bedenime yukarıdan baktığıma dair bir hissiyata kapıldım. Ölüm yanıma gelmiş duruyor. Biliyorum. Yakın zamanda öleceğim. Bir hafta sonra bilişsel test midir nedir, onu da yaptırdım. Doktor sorular sordu, ben yanıtladım. Sorular kolay, ama cevapları zordu. Akvaryuma elini sokup yakalayabileceğini sandığın ama bir türlü yakalayamadığın balığı çıkarmaya çalışmak gibi mi desem… Şimdiki cumhurbaşkanı kim? Hangi yıldayız? Biraz önce duyduğunuz üç kelimeyi söyleyin. On yedi artı beş kaçtır? Cevabı bildiğimden eminim. Ama aklıma gelmiyor. Biliyorum ama bilmiyor muyum? Nasıl olur böyle bir şey?”

Bu esnada yaşadığı semtte bir katil birbiri ardına 20’li yaşlarındaki genç kadınları öldürmeye başlar. Anti-kahramanımızın seri katil olarak şüphelendiği isim ise, kızının evlenmeyi planladığı Cute’dur. Bu katilin kurbanlarından biri olmasından korktuğu kızı Inhi’yi korumak için çaresizce yöntemler oluşturur. Her detayı yazar, öldürmeyi çok iyi bilen bir dedektif gibi katilin izini sürmeye çalışır ancak hızla küçülen hipokampusu ona katilin yanı sıra geçmişini de kovalatır. Kim olduğunu bilememekle savaşan yaşlı adam, evlatlık kızını nasıl koruyacaktır? Byeongsu Kim artık bugünden başlangıca doğru inen ıslak bir kaydırakta ayağa kalkmaya çalışıyordur.

“Ilık suyun içinde süzülüyorum. Sessiz ve sükunetli… Benim kim olduğum, burasının neresi olduğu… Boşluğun içinde hafif bir esinti var. Ben orada nihayetsizce yüzüyorum. Ne kadar yüzsem de buradan kurtuluşum yok. Sesin ve titreşimin olmadığı bu dünya gitgide küçülüyor. Durmadan küçülüyor. Böylelikle bir nokta hâlini alıyor. Uzayda toz oluyor. Yok, o bile yok oluyor.”

İyi ve kötü, öfke ve merhamet, geçmişsizlik ve geleceksizlik, gerçek ve hayal… 14 dile çevrilen Bir Katilin Güncesi’ni okurken tüm bu kavramlarla hemhâl olacaksınız. Karanlığın içinde insanlığa dair dahice pırıltılarla dolu bu kitap, anti-kahramanın bulanık zihninden dökülen dağınık olay örgüsü ile okuru bir labirent içine çekiyor duygusu yaratabilir. Bundan ürkenlerdenseniz kitabı size tavsiye edemem, ancak bulmaca çözmeye meyliniz varsa ve sürprizlere açıksanız çok beğeneceğinize eminim. Spoiler veremem elbette ama şunu söyleyebilirim; okumaya başladığınız hikâye ile bitirdiğiniz kesinlikle aynı hikâye olmayacak!

“İnsanlar ‘kötü’yü anlamak ister. Beyhude bir istektir. Kötülük gökkuşağı gibidir, ne kadar yaklaşırsan o kadar uzaklaşır. Kötü de anlaşılamadığı için kötüdür ya zaten!”

2017 yılında filmi de çekilen kitap, sinematografik açıdan da oldukça beğeni toplamış ve Asya Film Festivali’nde En İyi Film dalında Seyirci Ödülü’nü kazanmıştı. 7.2’lik bir IMDB puanına sahip filmi ve Alzheimer hastası seri katili canlandırdığı oyunculuğu ile ödüller alan Sol Kyung-gu’nun müthiş performansını izlemek isterseniz bu linke göz atabilirsiniz:

 Merak ediyorum, siz bu kitabı okumuş muydunuz? Sizi en çok etkileyen kısmı neresi olmuştu? Yorumlarda paylaşmanızı çok isterim ?

Kim Young-ha kimdir?

11 Kasım 1968’de Güney Kore’de dünyaya gelen Kim Young-ha, Yonsei Üniversitesi’nde işletme eğitimi aldı. 1995’te Review dergisinde “Ayna Hakkındaki Düşünceler” ile yazarlık hayatına başladı. Kore Ulusal Sanat Üniversitesi’nde drama alanında dersler verdi. 2008’de kendisini tamamen yazarlığa adamak için yaptığı tüm işleri bıraktı. İlk romanı Kendimi Yıkmaya Hakkım Var’ı yazdıktan sonra Kara Çiçek, Bilgi Yarışması, Işık İmparatorluğu, Yalnızca İki Kişi, Abim Geri Döndü, Asansördeki Adama Ne Oldu, Bir Katilin Güncesi gibi eserlerini kaleme aldı. Yazar Kendimi Yıkmaya Hakkım Var adlı romanıyla 1996’da Munhak Dongne Ödülü’nü aldı. 1999’da Modern Edebiyat Ödülü’ne, 2004’te Dong-in, Hwangsunwon ve Isang edebiyat ödüllerine layık görüldü. 20’den fazla eseri birçok dile çevrilen Kim Young-ha, romanları ve öykü kitaplarıyla Kore’nin en yetenekli post modern yazarları arasına yer alır.

Diğer kitap incelemelerini okumak için tıklayın.

Yorumlar (0)

Yorumlar

Henüz Bir Yorum Yok

Be the first to review “Bir Katilin Güncesi – Kim Young-ha”

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

More Products