Bookinton

Telif hakkı nasıl doğar? Yayıncıyla sözleşme yaparken yazarlar nelere dikkat etmeli? Alıntı yaparken telif hakkı nasıl korunur? Telif hakkı hangi koşullarda sona erer? Avukat Semra Emine Aksoy telif hakları konusundaki sorularımızı yanıtladı.

Mürsel Çavuş

Yazar adayları yayıncılık dünyasına adım atarken bilmedikleri pek çok detayla karşılaşıyor. Telif haklarının nasıl doğduğu, sözleşmelerin nasıl yapılacağı, ISBN ve bandrolle ilgili detaylar ve tabii telifin nasıl ve ne zaman sona ereceği hep merak konusu oluyor. Avukat Semra Emine Aksoy bu konudaki sorularımızı tüm içtenliği ile yanıtladı.

Bir yazarın telif hakkı nasıl doğar? Telif hakkını yazar bir yerde ispat etmeli mi yoksa bu hak zaten kanunen yazara tanınıyor mu?

Telif hakkının oluşması için hiçbir hukuki işleme gerek yok. Eserin üretilmesiyle telif hakkı doğar. Ancak eser sahipleri eserlerinin çalınmasından ya da izinsiz olarak çoğaltılmasından korktukları için maliyetli yöntemlere başvurabiliyor. Kitapların notere tasdik ettirilmesi hiç gerekli olmayan maliyetli bir işlem. Halbuki eserinizi mail ekinde kendinize ya da güvendiğiniz birine göndererek dijital bir iz bırakmak yeterli. Bir diğer yol da eserinizi kendi adınıza, Kültür Bakanlığı’nın telif hakları sayfasına kaydettirmek olabilir. Aşağıdaki linkten komutları izleyerek kolaylıkla eserinizi isminize kaydedebilirsiniz.

http://www.telifhaklari.gov.tr/                       

Kayıt yaptıktan sonra e-devlet üzerinden isminizle sorguladığınızda eserinizin sistemde kayıtlı olduğunu görebilirsiniz.

Yayıncıyla yapılan sözleşmede telif hakları konusunda yazarlar neyi gözetmeli?

Biz hukukçular önleyici hukukun imkanlarına çok inanırız. Yani yazar ve yayıncı arasında sağlam bir sözleşme yapılırsa yazar-yayıncı tarafından hak kaybına uğratılmayacaktır. Hakların korunduğu bir sözleşmeyle hak ihlali olsa dâhi, yasal yollara başvurarak yazar, kaybettiği hakları geri alabilir. Maalesef bazı yazarlarımızın eserlerini yayınevlerine teslim ettiğine, bazı yayınevlerinin telif ödemeden eseri basarak sattıklarına şahit oluyoruz. Yazarlarımız eserlerinin kaç adet satıldığından bile haberdar olamıyor.
Bu nedenle telif haklarının korunduğu bir sözleşme çok önemli. Çünkü eser üzerindeki mali hakların devrinde belli istisnalar dışında sözleşme serbestisi var ve yazar sözleşmeyle neyi taahhüt ederse onu yüklenmiş oluyor. Yazarın haklarının korunmadığı bir sözleşmede mahkemeye gitsek de sonuç alamıyoruz. Çünkü eser sahibi -yazar, şair- sözleşme ile o hak ve yetkileri yayıncılara vermiş oluyor.

Bu olumsuzlukları yaşamamak için sözleşmede mutlaka hangi eseriniz için baskı talep ediyorsanız o eserin ismini yazarak taahhütte bulunduğunuzdan emin olmanız gerekir. Bundan sonra üreteceğiniz tüm eserler için sözleşme yapmak gerektiğinden fazla bağlayıcıdır. Ayrıca kitabın kaç adet basılacağı, satışlardan hangi koşullarda ne kadar ve ne zaman telif ödeneceği, sözleşmenin süresi ve fesih şartlarının da yoruma izin vermeyecek netlikte düzenlenmesi gerekir. Elbette yayınevi de bu işten para kazanmak isteyecektir. Edimleriniz arasında denge olmalıdır. Her iki taraf da dengeli bir şekilde haklara sahip olmalı ve sorumlulukları yüklenmelidir.

Diğer önemli konu ise sözleşme imzalandıktan sonra yazarlar yayınevine ulaşamadıklarından şikâyet ediyor. Bu sık duyduğumuz şikayetlerden biri. Yayınevinizi internette araştırıp yazarlarla sorun yaşayıp yaşamadığını kontrol etmelisiniz.

Yayıncılar editörlük hizmeti, kapak çalışması, reklam ve tanıtım süreçleri ve kitabın basımından sonra dağıtım kanallarına ulaştırılması ve satışıyla ilgili ucu açık ya da gerçekleşmesi mümkün olmayan taahhütler verebiliyor. Çoğu zaman yayıncı diye sözleşme imzalandığınız şirketlerden sadece matbaa hizmeti aldığınızı, eserinizin dışardan bir editöre verildiğini ve kapak tasarımınızın yapay zekâ uygulamalarıyla kotarıldığını çok sonra fark edebilirsiniz. Kitabınızı matbaaya bastırmanın da yanlış bir tarafı yok ancak matbaa yayıncının sağladığı imkanları size sağlamaz. Örneğin; etkin bir dağıtım ağına sahip değildir.

Bunun dışında yayınevi ile sözleşme imzaladığınızda sözleşmeye mutlaka satış rakamlarını gösteren raporlamaların tarafınıza düzenli olarak iletilmesi ile ilgili hüküm eklenmiş olmasına da dikkat etmeniz gerekir.

Kitap yazarken başka bir yazara veya kaynağa referans verirken telif hakkını ihlal etmemenin yolu nedir?

İntihal özellikle edebiyat eserleri için esinlenme ile aşırma arasındaki kalın çizgide gerçekleşen ve yıllardır edebiyat dünyasında tartışmalara ve davalara konu oluyor. İntihal bir eserin tamamını ya da bir kısmını eser sahibinin izni olmadan kendi adıyla ya da usulüne uygun alıntı yapmadan paylaşmaktır.
Edebi eserlerde en sık karşılaşılan intihal hâli, bir eserden parçalar almak ve esinlenmeyi aşan benzerlik içeren metinler oluşturmaktır. Bir eserden parça alırken makul düzeyde alıntı yapmak ve eserin sahibi, eserin adı, yayınevi ve alıntının yapıldığı sayfa numarasına mutlaka yer vermek gerekir. Örneğin bir şiirin tüm dizelerini almak makul alıntı sınırı aşar.

İntihal, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 71. Maddesinin 1, 2, 3, ve 5. bentlerinde tanımlanmış bir suçtur. Başkasının emeğini kendi eserinizmiş gibi göstermek ya da atıf kurallarına uymadan alıntılamak cezai müeyyideye tabidir.

Ancak esinlenmek her zaman mümkündür. Yargıtay bir kararında esinlenmeyi, bir eserin oluşturulmasında, kendisinden önceki eserlerde ortaya konulan düşüncelerden yararlanmak ve bu fikirlerden yola çıkılarak yeni eser ortaya koymak olarak tanımlamıştır. Yani insanlar birbirlerinin fikirlerinden etkilenirler ancak biçimini; aynen, kısmen veya tamamen kullanma intihal suçunu oluşturur. Örneğin, bir yazarın Balkanlardan göç eden muhacir bir aile hakkında bir roman yazması bu konuda yazılmış başka romanlardan çalıntı (intihal) olarak değerlendirilmez, nitekim yaratıcılığı yok etmemek için fikirler kimseye özgülenmez, ancak bunu yaparken karakterlerin özellikleri, mekanlar, olay örgüsü, diyaloglar, final vs. gibi duyguyu ya da düşünceyi ifade biçiminde yoğun benzerlik varsa o zaman intihalden söz edilebilir. Bunun tespitinde uzman bilirkişiler görev yapar ve her iki eser de titizlikle incelenerek benzerlik oranları tespite çalışılır.

Kitap bastırırken bandrol başvurusu yapmak ve ISBN numarası almak yasal olarak zorunlu mudur?

Kitap gibi süreli olmayan yayınlarda bandrol zorunluluğu var. Yayınevleri bunu sizin için yaparlar ama siz de kendi kitaplarınızı basıyorsanız Kültür Bakanlığı’nın sitesinden kendi kitabınız için bandrol alabilirsiniz.
Yazarlar, yayıncıyla sözleşme imzaladıktan sonra Kültür Bakanlığı’nın “Bandrol Sorgulama” alanından adına alınmış bandrol olup olmadığını ve kaç adet bandrol alındığını sorgulamalıdır.

ISBN, yani Uluslararası Standart Kitap Numarası (International Standard Book Number) sistemi, kitap numaralarının uluslararası bir yöntemle standardize edilmesini amaçlar. Bu şekilde belirli bir yayımcının yayınladığı bir materyalin kimliği tanımlanmış olur. Bu numara da ücretsiz olarak Kültür Bakanlığı’nın resmî sitesinden kolaylıkla alınabilir. Yayıncılar bu numarayı da baskı işlemleri öncesinde yazarlar adına alırlar.
ISBN kitap için zorunlu değildir. Ancak dağıtım kanalları satış aşamasında bu kimlik doğrulamasını zorunlu tuttuğundan bir nevi de-facto (fiili) bir zorunluluk oluşmuştur.

Telif hakkı hangi koşullarda sona erer?

Yayınlanmış, kanunun ifadesiyle alenileşmiş bir eser için telif hakkı, eser sahibinin (yazarın-şairin) ölümünden itibaren 70 yıl sonra sona erer. 70 yılın sonunda eser anonimleşir, diğer bir ifadeyle kamunun malı olur. (FSEK m.19 ve 27) Bu sebeple piyasada bazı kitapların bütün yayınevleri tarafından basıldığını görebiliriz.

Semra Aksoy kimdir?

1974’da Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesinde doğdu. 1996’da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. 1999’dan itibaren bir bankada avukat ve hukuk müşaviri olarak görev yaptı. 2016’da bankadan ayrılarak serbest avukat olarak çalışmaya başladı. İlk kitabı Tek Zaman 2022 yılında yayımlandı. Muhtelif edebiyat dergileri için kitap incelemeleri, öykü ve makaleler yazdı. Yaratıcı yazarlık ve editörlük eğitimlerinin ardından bağımsız editörlük, yazar eğitmenliği ve telif hukuku konularında danışmanlık yapmaya başladı. Halen, roman ve öykü kitapları üzerinde çalışıyor, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü/FİSAUM bünyesinde Fikri Mülkiyet Hukuku-Telif Hakları alanında yüksek lisans yapıyor ve edebiyat-kültür-sanat içerikli Bilakis Dergisi’nin sorumlu yazı işleri müdürlüğünü yapıyor.

Diğer haberler için tıklayınız.
 

Bir Yorum Bırakın

Epostanız gözükmeyecek.