Etini Acıtmak – Orhan Murat Bahtiyar
Orhan Murat Bahtiyar’ın Temmuz 2022’de Doğan Kitap aracılığı ile okurla buluşan ilk kitabı Etini Acıtmak, hayatın acımasız gerçekliği ile yüzleşmek zorunda kalan insanlara dair on bir öyküden oluşuyor. Bahtiyar, kaleme aldığı öyküleri Etini Acıtmak gibi çarpıcı bir başlık altında bir araya getirirken okurun yüreğinde bir sızı bırakıyor, hayatın ikiyüzlülüğünü sorgulamaya sevk ediyor.
Ülke: Türkiye
Türü: Öykü
Okur Yaşı: Genel Yetişkin Okur Kitlesi
Hedef Kitle: Toplumun sosyolojik yapısını irdeleyen eserleri okumayı sevenler.
Sayfa Sayısı: 134 sayfa
İmla: ☺️
Ebat: 13.5 x 19,5 cm
İnceleme
On bir öykü, on bir yaşam, on bir dram… Yolları hiç kesişmemiş, toplumun değişik katmanlarından gelen, sıradan hayatları ve sıradan sorunları içinde kaybolmuş on bir insanın ortak noktası ne olabilir? Orhan Murat Bahtiyar’ın kendine has üslubu ve bakış açısıyla hayat verdiği on bir karakterin de hayatın acımasızlığı karşısında canı yanıyor, yüreği dağlanıyor, eti acıyor. Okur da Bahtiyar’ın kaleminden payına düşeni alıyor, kitabın kapağını kapattığı anda hayatı sorguladığı derin düşüncelere dalıp gidiyor.
Etini Acıtmak’ın arka kapak yazısının başında yer alan “Bir Anlık Bir Şey” adlı öyküden yapılan ve kitabın özünü aktarır nitelikteki alıntıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.
“İnsanlar ikiye değil, üçe ayrılıyor bence: Yaşayanlar, yaşamayanlar ve bir de kendine ait bir yaşam kuramayanlar.”
Herkesin acı eşiği kendine has
“Hayatta hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değildir.”
Orhan Murat Bahtiyar’ın Etini Acıtmak öykü kitabını okuduktan sonra ilk düşüncem bu oldu. Bir ilk kitap olmasına rağmen okurun yüreğine dokunmayı başaran yazarın kalemi sayesinde on bir farklı yaşamın mahremine tanıklık ettim ve gördüm ki herkesin acı eşiği kendine has; ateş düştüğü yeri yakıyor.
Orhan Murat Bahtiyar, kitaptaki ilk hikâyesi Serin Bir Cumartesi’nde irdelediği iki anne karakterinin hayatlarının merkezinde yer alan sıkıntılar arasındaki tezadı ustalıkla kaleme alırken bireylerin hayata dair algısındaki uçurumu gözler önüne seriyor ve bu uçurumu diğer on bir hikâyede de anlatmayı sürdürüyor. Okur olarak daha ilk hikâyede kitabın ilerleyen sayfalarında sizi nasıl bir okuma deneyimin beklediğini hemen anlıyorsunuz, bu Etini Acıtmak öykü kitabının hoşuma giden bir özelliği oldu.
Halının altına ne süpürüldüyse ortalığa saçılıveriyor
Kitabın arka kapağında Orhan Murat Bahtiyar’ın anlaması ve anlaşılması zor değişim, kayıp, ölüm gibi kavramları irdelediği belirtilse de kitapta bundan fazlası var.
Bahtiyar yarattığı karakterlerin yaşamdan aldıkları payı öyle bir açıdan mercek altına alıyor ki halının altına ne süpürüldüyse ortalığa saçılıveriyor. Hikâyeleri okurken insanların aynadaki yansımalarına yabancılaşmasına, tenkit ettikleri ne varsa kendilerinin yapmasına, aldatmalarına, aldanmalarına, mobbinge maruz kalmalarına, mobbing uygulamalarına ve en kötüsü zamane toplumun hayata ve ölüme saygısızlık ettiğine tanıklık ediyorsunuz.
“Bir Kaplumbağa ve Bir Kelebek” adlı öyküden cinsiyetlerinin farklılığını keşfeden ancak baskı altında yetiştirilen biri kız diğeri erkek iki çocuğun yasak olanı keşfetme sürecinde aralarında geçen konuşma şöyle:
… Küçükken babaannem anlatmıştı, sokakta üzerinde oynadığımız taşlar Allah’ın sevmediği çocuklarmış. Günah işlersen bir zaman geldiğinde ansızın yanıp taşa dönüşüverirmişsin. Üstelik bu hemen yalan söyledikten sonra olmazmış, hayatın boyunca hep taş olacağın günü bekleyerek korku içinde yaşarmışsın. “Ölmek de öyle değil mi?” diye sormuştum. “Hayır,” demişti. “Biz ölünce cennete gidiyoruz ama taş olan çocuklar hep sokakta kalıyor. Ahiret gününe kadar bağırıyorlar ama kimse onları duymuyor…”
Yazarak fotoğraf çekilir mi?
Kimi yazarların anlatıları çok süslü ve renklidir, eserlerini okurken gözünüzün önünde yağlı boya bir tablo beliriverir. Etini Acıtmak öykü kitabındaki betimlemeler ise o kadar net ve o kadar gerçek ki öyküleri okurken zihninizde olayların geçtiği sahneler bir fotoğraf karesi gibi canlanıyor. Ankara, İstanbul ve New York’ta kişisel ve karma sergilerde fotoğrafları yer alan Orhan Murat Bahtiyar yazarak fotoğraf çekiyor desem, abartmış olmam.
“Süt, Çamur ve Beton” adlı öyküden paylaşacağım bölümü okuyunca ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
“…Basamakların sonundaki tek çıkış olan, öncekilere göre daha kısa ve dar olan tek kişilik hücrenin kapısı yatay ve dikey demir parmaklıklarla örülmüştü. Bir gece aniden yatağından kaldırılıp pijama ve atletiyle götürülen bu yaşlı adamın üzerinde şimdi onlar da yoktu. Oturduğu taşın rengini almış külotu hariç çırılçıplaktı. Yıllardır su yüzü görmemiş bir mezbaha kokusu sinmişti sanki duvara. İçerdeki yoğun hava, dışarıdaki toz bulutundan daha çok geniz yakıyordu…”
Orhan Murat Bahtiyar Kimdir?
Elektrik ve elektronik mühendisi olan Orhan Murat Bahtiyar, mühendisliğin yanı sıra edebiyat, fotoğraf ve sinemayla ilgili profesyonel çalışmalara imza attı. 2008’de TOBB ETÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra New York Ulusal Akademi ve Görsel Sanatlar Enstitüsü’nde fotoğraf ve sinema eğitimi aldı.
İlk kısa filmi “Boşluk” New York Creative Mischief Show’da gösterilen ilk Türk filmi oldu. Öykü ve makaleleri çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlandı; fotoğrafları Ankara, İstanbul ve New York’ta kişisel ve karma sergilerde yer aldı.
Orhan Murat Bahtiyar, 2016 yılında New York Üniversitesi’nde Teknoloji Yönetimi ve İnovasyon üzerine yüksek lisansını tamamladı. Hâlen Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde teknoloji ve inovasyon danışmanı olarak görev yapıyor.
Doğan Kitap etiketiyle raflardaki yerini alan Etini Acıtmak, Orhan Murat Bahtiyar’ın ilk kitabı.
Diğer kitap incelemelerini okumak için tıklayın.
Ozlem Gokbel –
Çok güzel ve merak uyandıran bir inceleme olmuş. Kitabı okumak için sabırsızlandım 🙂 Kalemine sağlık Özlem Abut Otluoğlu 🙂
ASLI SABUNCU –
Kitabın kapak görseli de ismi de görünce etimi acıttı. Satın alır mıyım bilmiyorum. Belki şimdi değil ilerleyen zamanlarda ama öykü kitabı olması satın almak için avantaj.