Bir Aşk Masalı – Ahmet Ümit
Yazan: Aydın Meral
Ahmet Ümit’in masal türünde kaleme aldığı Bir Aşk Masalı, beş farklı prensin beş farklı coğrafyada aynı rüyada aynı kızı görüp âşık olması ve onu gerçek dünyada arama serüvenine dair bir içeriğe sahip. Yapı Kredi Yayınları etiketiyle çıkan kitap, Ahmet Ümit’in çok yönlü yazarlığını gösteren bir eser.
Ülke: Türkiye
Türü: Masal
Okur Yaşı: Genel Okur Kitlesi
Hedef Kitle: Masal, efsane konulu kitapları sevenler.
Sayfa Sayısı: 248 sayfa
İmla: ☺️
Ebat: 13,5 x 23 cm
İnceleme
Ninatta’nın Bileziği ve Masal Masal İçinde ile yolu keşisenler bilir ki Ahmet Ümit, polisiye türünden apayrı bir kurgu ve dil yapısına sahip olan mitik ve masalsı türlerde de başarılı metinler yaratmakta başarılı. Ninatta’da Hititleri yazar masasında işleyen Ümit, Masal Masal İçinde de masallar arası bir geçiş yaparak süreğen bir kurgu yaratıyor. Yeni kitabında ise aşk ve masalı bir devingenlik içinde işleyen yazar, çok boyutlu kurgulaması ile metnine canlı bir yön katmış. Bir Aşk Masalı’nı masal türüne özgü dil ve içerikle hazırlayan yazar, bu iki unsuru kurguda bütünsel olarak kullanmış ve ortaya masalın metinsel bağlamına uygun bir eser çıkmasını sağlamış.
Bir Aşk Masalı’nda metinsel geçişler
Ahmet Ümit’in polisiye eserlerdeki iz sürme yönü kendini bu kitap da gösteriyor. Masalda yaşananların birbiriyle ilintili olması, yazarın bu olaylar arasında bağlantılar kurmasını gerektiriyor ve bir mekân, zaman ve olaylar ağı ortaya çıkarıyor. Masalın genel geçer kurallarını da barındıran kitap, modern kurgulamayı da barındıracak şekilde geniş bir kapsamda yaratılmış. Bu açıdan düşünüldüğünde okuyucu modern zamanda yazılmış kadim bir metin türüne ulaşmış oluyor.
Masal meydanı
Masala ait motiflerin başında gelen iyi-kötü, statü, aşk, sihir, fabl unsuru yapılar ve arayışlar Bir Aşk Masalı’nda da işleniyor. Beş sayısının sık sık tekrar edilmesi, Kaf Dağı, gerçek yaşamda olmayan mekânlar ve karakterler masal türünün temel ögelerinin kullanıldığını gösteriyor ve yazar bunları metnin tüm bileşenlerinde kullanıyor. Mekânların gerçeklik ögesinden uzakta yaratılması, belirsiz tarihler ve olağanüstü olaylar masal türünün belirginleşmesini sağlıyor. Beş prensin, beş ayrı yerde aynı rüyası görmesi, beşinin de yanına beş savaşçı alıp farklı coğrafyalarda ve farklı serüvenlerin içine girmesi metne kurgusal açıdan masal şablonunun daha da yerleşmesini sağlıyor. Olay anlatımları, birbirini etkileyen mistik silsileler ve efsanevi anlatımlar okuyucuda eser sanki eski zamanların bir metniymiş hissi uyandırıyor. Rüyanın gerçek yaşamda bulunmak istenmesi, bunun için savaşların göze alınması ve tüm bu çetin yaşayışlardan sonra beş prensin de vardıkları güzel kızın düşlerindeki kız olmadığını anlaması üzerine hayal kırıklığı yaşaması masal türünde sık rastlanan kavuşma temasının tam tersini gösteriyor. Burada okuyucunun alımlayacağı şey kuşkusuz amaç-sonuç bağlamının yarattığı zıtlık olacak.
Kıssadan hisse
Aranan ruhsal güzellik mi ya da kendimize ördüğümüz duvarları fark etmek mi? Ahmet Ümit’in kitabı kurgularken bunu düşünüp düşünmediği ayrı bir konu ancak okuyucu elbette böyle düşünebilir. Bu kitabın sonunda prenslerin rüyalarında gördükleri kenti uzun zaman ve emekten sonra inşa etmeleri, beşinin de sevdiği kızın bu kente gelmesi, kendi içlerinde birbirlerini rakip olarak görmeleri, içten içe kızın kendilerini seçmelerini istemeleri, kızın hiçbirini seçmemesi ve üstüne beşinin de yarattıkları kentte mahsur kalmaları bize böylesi bir ihtimali gösteriyor.
Metnin kırılma anlarında ortaya çıkan Aşk Tanrıçası ve prenslerin aşk yolculuğuna çıkmalarında kilit rol oynayan kahinlerin söylemleri yolculuğun, amacın ve aşkın fiziksel/tensel bir arzu olmadığını hissettiriyor. Aşk, belki de bir ruhsal yolculuk ve insanın amacı bu olmalı. Belki de çöldeki kabileden bir erkeğin dediği gibi aşkta kadının erkeği seçmesi en doğrusu.
Kitap, salt bir olay-kurgu bağlamında gitmiyor. Sıklıkla akışa eklemlenen olay örgüleri kendi içinde çıkarımlarda bulunuyor. Felsefe, inanç, kültürel kodlar, tarihsel süreçler ve bireysel tutumların işlendiği bölümler kitabın geniş bir skalaya evrilmesini sağlamış. Kitabın gerek akışta gerekse de sonunda varılan noktaysa aşka dair görüşlerdir. Burada belki de okuyucuya hissettirilmek istenen şey aşkın hassaslığı ve bu hassaslığını var eden ya da yıkan bağlamların varlığı. Prenslerin, aşkları için ölümü göze almalarına rağmen sevdiklerini düşündükleri kadına ulaştıklarında hayal kırıklığı yaşamaları bireyin aşka ilişkin tutumlarında sorgulamalar başlatacak cinsten. Aşk dış mıdır yoksa için düşlediği mi, gibi sorular beş ayrı bağımsız masalda geçerken kitabın sonunda kahramanların içine girdikleri girdapsa aşka dairliği farklı bir noktaya taşıyor.
Beş farklı coğrafyada geçen beş apayrı yaşantının sağladığı yönler, kitabın okur açısından çok seçkili bir yön kazanmasını sağlamış. Ana izlekler aynı olsa da bu olaylarda kullanılan karakterler, olaylar, bağlantılar çok yönlü bir kitaba ulaştırıyor bizi.
Diğer kitap incelemelerini okumak için tıklayın.
Yorumlar
Henüz Bir Yorum Yok