Frankenstein – Mary Shelley

(1 Yorum)

Yazan: Fatma Doğru

Kutsal bilginin imgesi ateşi, tanrılardan alıp insanlara veren Prometheus, John Milton’un Kayıp Cennet’indeki Lucifer (Şeytan, İblis) ve Frankenstein. Sayılan isimlerin ortak özelliği ne olabilir? İki yüz beş yıl önce yazılan Gotik bir romanı yapay zekâyla ilişkilendiren nedir? Böyle pek çok sorunun cevabını İletişim Yayınları’ndan çıkan Frankenstein romanının sayfalarında bulabilirsiniz.

Sitede Yayınlanma Tarihi: 24 Kasım 2023

Orjinal Adı: Frankenstein or The Modern Prometheus

Ülke: İngiltere

Türü: Kurgu

Okur Yaşı: Genel Yetişkin Okur Kitlesi

Hedef Kitle: Klasik eserleri, bilim kurguyu, korkuyu, psikolojiyi sevenler.

Sayfa Sayısı: 300 sayfa

Çevirmen: Serpil Çalışkan (Sonsöz Barış Özkul çevirisi)

Çeviri: ☺️

İmla: :I

Ebat: 13 x 19,5 cm

İnceleme

Frankenstein, dünya edebiyatının ünlü metaforlarından birisini barındıran romandır. Ortaya çıkış hikâyesi de bence metaforun kendisi kadar yaratıcı.

1816’da İsviçre Alpleri Cenevre Gölü civarında bir ev kiralanır. Evde dönemin ünlü İngiliz şairi Lord Byron, doktoru John William Polidori, yazar Mary Shelley, sevgilisi ünlü şair Percy Shelley ve Mary’nin kız kardeşi Claire Clainmont kalmaktadır. Kaldıkları dönemde hava şartları iyi değildir, dışarı çıkamazlar. Yine kötü bir havada Lord Byron herkesten hortlak hikâyesi yazmasını ister, yazılanlar okunduktan sonra birinci olan eser belirlenecektir.

Mary gördüğü bir rüyadan esinlenerek şu cümleleri not eder, “Gözlerimi dehşet içinde açtım. Bu fikir aklımı başımdan öyle aldı ki içimin ürperdiğini hissettim ve ürkütücü hayallerimin yerini çevremi kuşatan gerçekliğin almasını istedim. Tiksinç hayaleti aklımdan çıkaramıyordum. Zihnim onunla doluydu. Başka şeyler düşünmeliydim. Birden hayalet öykümü hatırladım, o usandırıcı, talihsiz hayalet öykümü!”

Mary ertesi gün kurguyu yazmaya başlar, grubun birincisi olur. Percy Shelley, eserin tamamlanıp kitap şekline gelme aşamalarında yazara destek olur. Böylece bana göre bilim kurgu ve korku edebiyatının önemli eserlerinden biri ortaya çıkar.

Frankenstein

Avrupa’da kadınlara uygulanan cadı avının yeni sonlandığı bir dönem. Henüz on sekiz yaşındaki Mary Shelley, romanı okuyucusuyla buluştuğunda bunun yıllar hatta yüzyıllar sonrasına ulaşacağını bilemezdi. Olumlu anlamda düşündüğümde Shelley’nin kendisi bir yaratıcı, eseri de bir bakıma ilham verici yaratık olmuştur.

Kitabı okuduğunuzda kendinizi bazı sorgulamalardan geçiriyorsunuz. Bu, hem bireysel hem toplumsal bir süreç. Ben hayali bir aynanın ruhumu tarayışını yaşadım. O iç hesaplaşma, sizi bir parça yorabilir sonra ait olduğunuz toplum, yaşadığınız coğrafya, dünya sırasıyla sahnede yerini alır. Sayfalar boyunca teknolojik bazı gelişmelerin gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi mümkün üzücü sonuçlarıyla da kederlenebilirsiniz.

Okuyucuya Notlar

Frankenstein bir başyapıt. Sinema, tiyatro, dizi film, psikoloji, felsefe, sosyoloji gibi pek çok alanın ilham ve araştırma kaynağı olmuştur. Yakın zamanda yazar, yönetmen Çağan Irmak’ın dijital bir platformda gösterimde olan Yaratılan adlı mini dizisini izledim. Çok etkilendim, dizinin esin kaynağı olan Frankenstein’i tekrar okudum. İnsanı geren hırs, heyecan, pişmanlık, endişe tünelinden ürpererek geçtim. Yazara dünyanın en anlamlı madalyalarını taktım.

18.yüzyılda İngiltere’de ortaya çıkan Gotik kurgularda kasvetli ortamlar, doğaüstü olaylar, hayaletler ve nihayetinde korku duygusu etkiliydi. Bir taraftan da Sanayi Devrimi, kapitalist sistemin ayak sesleri eserleri şekillendiriyordu. Yeni yerler, gelişen bilim, kadının yeri,… Yazarın eserine bu içerikleri ustaca yerleştirdiğini düşünüyorum.

1818 yılında eserin ilk baskısı yapıldı. İlk baskıda yazarın adı yoktu, Mary Shelley adı ancak 1831 baskısında konuldu. Bu, kadının yerini evinin duvarlarıyla sınırlayan erkek egemen toplum için yepyeni bir aşamaydı.

Modern Prometheus

Mitolojik karakter Prometheus ve Frankenstein ilişkilidir. Prometheus titan dünyasında bilginin sembolü ateşi, insana verir. Bu başkaldırı, Zeus tarafından uzun zaman sürecek bir işkenceyle cezalandırılır.

Kitapta da Frankenstein yaratıcı yani tanrı rolüne bürünür, yaşamın sırrını keşfetmek ister. Ne var ki ortaya çıkardığı terk edip gideceği bir “yaratık, canavar, ifrit, mahluk” olur. İşte bu aşamada korku okuyucunun zihnine sızar. Okuyucu tırnaklarını yemez ama iki karakterin yaşadıkları arasında ters köşe olur. Eserin sonsözünden alıntı olan aşağıdaki dizeler gerilimli duygulara tercüman olmakta:

“Nasıl ıssız bir yolda yürürken birisi,
Adımlarını korku ve dehşetle atar,
Ve dönüp bir kez ardına baktıktan sonra
Çevirip de başını hiç bakmazsa tekrar
Çünkü bilirse bir adım gerisinde
Kendini izleyen korkunç bir şeytan var”

Kayıp Cennet

Romanda yaratıcısı tarafından terk edilen yaratık bize John Milton’un Kayıp Cennet’ i üzerinden tanıtılıyor. Lucifer yani Şeytan da yaratıcısı tarafından terk edilmiştir. Hem Şeytan hem yaratık yaratıcılarından intikam almak isterler. Yaratık bu duyguyla “Melun, melun yaratan! Neden yaşadım ki? Neden, bana öyle pervasızca bahşettiğin o yaşam kıvılcımını o anda söndürmedim?” der yaratıcısı olan Frankenstein’e.

Okuyucuya son notum romanın kurgusu içinde bize sunulan okuma listesi olacak. Dante: İlahi Komedya, John Milton: Kayıp Cennet, Goethe: Genç Werther’in Acıları, Plutarch: Paralel Yaşamlar, Seneca: Söylevler.

Siz bu kitabı okudunuz mu? Kitaba dair zihninizde kalan şey neydi? Yorumlarda paylaşır mısınız?

Mary Shelley Kimdir?

Mary Shelley 1797’de Londra’da doğdu. Annesi Mary Wollstonecraft Godwin, feminist hareketin öncülerindendi. Babası William Godwin radikal bir filozoftu. Annesi, Mary’nin doğumundan sonra vefat etti. Doğum ve ölüm kavramları sonraları yazarın bilinçaltını hareketlendirdi. Mary, babasının entelektüel çevresinde büyüdü, şiirler yazmaya başladı. Şair Percy Shelley de o çevredendi. Mary, Percy Shelley’e aşık oldu. On altı yaşındayken şairle yaşamaya başladı ve 1816 yılında evlendiler. 1818’de ilk romanı Frankenstein yayımlandı. Mary Shelly, romanını babasına adadı. Ardından Lodore, Falkner, Valperga, Son İnsan, Mathilda adlı romanları yazdı. Mathilda ölümünden sonra yayımlandı. Shelley, doğumundan itibaren sevdiklerini kaybetti. Annesi, babası, kardeşi, çocukları ve eşinin ölümleri bilinçaltından romanlarının kurgularına süzüldü. Dünyanın geçirdiği sosyal, siyasi, ekonomik pek çok olayın etkilerini yaşadı, bunlar da kurgularında yer aldı. Bu sebeplerden dolayı romanları biyografisinden bağımsız değerlendirilemeyecek yazarların başında gelir. Yaşamından hareketle okurunun karşısına çok zeki, yetenekli, cesur, sıradışı bir Mary Shelley profili çıkar. Bu zamansız yazar 1851’de doğduğu şehir Londra’da son nefesini verdi. Yaşamı 2017 yapımı Mary Shelley adlı filme konu oldu. Suudi Arabistan’ın ilk kadın yönetmeni Haifaa Al Mansour’un filmin yönetmen koltuğunda olması da Shelley’in ruhuna gülümsemedir.

Diğer kitap incelemelerini okumak için tıklayın.

Yorumlar (1)

Frankenstein – Mary Shelley için 1 değerlendirme.

  1. Nihat Yıldız

    Bilgilendirici, esin veren ve yeni okumalara teşvik eden güzel bir inceleme olmuş, Fatma Doğru’nun kalemine sağlık. Mary Shelley’in yaşamının Suudi Arabistan’ın ilk kadın yönetmeni tarafından filme alınacağı notu da umut verici. Yaşamı ve katkıları karanlıkta bırakılmış kimbilir daha ne mücadeleci kadınlar var tarihte.

Ortalama Puan

5.00

1 Yorum
5 Yıldız
100%
4 Yıldız
0%
3 Yıldız
0%
2 Yıldız
0%
1 Yıldız
0%
Yorum Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Diğer İnceleme ve Tanıtımı Yapılan Kitaplar