Varoluşçular Kahvesi – Sarah Bakewell

Editör: Zerrin Maral

Varoluşçular Kahvesi kitabının yazarı Sarah Bakewell, “İnsan varoluşu muğlaktır, belirli sınırlara hapsolmuş olmasına rağmen aşk ve heyecan doludur,” diyor ve bizi varoluşçuluğun dünyasında gezintiye çıkarıyor.

 

Sitede Yayınlanma Tarihi: 11 Şubat 2022

Ülke: Türkiye

Türü: Kurgu dışı

Okur Yaşı: Genel okur kitlesi

Hedef Kitle: Biyografi ve otobiyografi eserlerine ilgi duyan okurlar

Sayfa Sayısı: 428 sayfa

İmla: ☺️

Ebat: 15 x 23 cm

Kategoriler:

İnceleme

Biyografi olarak kurgulanmış roman tadındaki Varoluşçular Kahvesi kitabı Jean Paul Sartre, Simone de Beauvouir, Albert Camus, Edmund Husserl, Martin Heideger, Karl Jespers, Maurice Merleau-Ponty ve diğerleri eşliğinde felsefenin varoluşçuluk akımını anlatıyor. 1933 Paris’inde Jean Paul Sartre, Simone de Beauvouir ve Raymond Aron, Montparnasse’da bir barda kayısı kokteyli içerlerken sohbet ediyorlar ve sanki okuyucu da bir sandalye çekip sohbete dâhil oluyor.

Yazar, hayatlarını değiştirmekle meşgul ve özgürlüklerinden söz eden bu üç kişiye soruyor, “Bayım ne korkunç bir şey bu varoluşçuluk! Nedir bu varoluşçuluk?”

“Biz Neyiz ve Ne Yapmalıyız?”

Varoluşçuluk; bireyin, geleceğini kendisinin belirleyebileceğini ileri süren felsefi bir anlayışa dayanan, insanın her durumda kendini aşması gerektiği, hür olmaya mecbur olduğu bir dünyada “Biz neyiz ve ne yapmalıyız?” sorularını ele alıyor. Varoluşçuluk Kahvesi’nde varoluşçuların büyük çoğunluğu için en temel konu olan özgürlük, hem bireysel hem de siyasi açıdan ele alınmış. Sarah Bakewell kitapta yer alan görüşlerden bahsederken, “Özgürlük üzerine Sartre’ı, örtülü baskı mekanizmaları üzerine Beauvoir’ı, kaygı üzerine Kierkegaard’ı, başkaldırı üzerine Camus’yü, teknoloji üzerine Heidegger’i veya bilişsel bilim üzerine Merleau-Ponty’yi okuduğumuzda bu metinlerin daha dün yazılmış gibi geçerliliklerini korudukları hissine kapılabilirsiniz,” diyor.

Özel hayatlar

Sarah Bakewell felsefeyle biyografiyi harmanladığı eserde, Jean Paul Sartre’ın fikirlerinin kaynağını, kişilik özelliklerini, Simone de Beauvoir ile yaşadığı özgür ilişkisini gözler önüne seriyor. Sartre’ın kendi fikirlerini olumlamak için pek çok olgudan yararlanarak, -vertigo hissi, röntgencilik, utanç, sadizm, devrim, müzik ve seks- iç dünyasını ve psikolojisini canlı bir şekilde aktarıyor.

Beauvoir’ın da varoluşçu olarak yazdığı eserlerle aynı çizgide olduğunu ifade eden yazar, bu düşüncesini, “Beauvoir’ın insan ilişkilerinde ana fikri, kadın olarak yetişmenin bireyin yaşamında, kadınların kendileri de dâhil, çoğu insanın fark ettiğinden daha büyük bir fark yaratmasıydı,” şeklinde açıklıyor.

Son söz

Fenomenoloji ve Varoluşçuluk ekseninde hareket eden kitap okuru sıkmadan akıcı, heyecanlı bir dille yol alıyor. Sarah Bakewell, Nazi rejimi öncesi ve sonrası Almanya; II. Dünya Savaşı; Sovyet komünizminin yayılması; 1930’lu yıllarda Paris’te alevlenen varoluşçuluk akımını ustalıkla aktarıyor. Felsefenin yanı sıra tarih, sosyoloji, kültür gibi toplumsal disiplinlerin de uluslararası yankılarını gözler önüne seriyor.

Sarah Bakewell Kimdir?

1963 yılında Bournemouth, Birleşik Krallık’ta dünyaya geldi. Başvuru kitapları, biyografi ve edebiyat kategorilerinde eserler yazmış, on altı yaşındayken Jean Paul Sartre’ın “Bulantı” adlı eserini okuduktan sonra genç bir varoluşçu olmuştur. National Books Criticks Circle ve Duff Cooper gibi ödülleri kazanan yazar, hâlen Londra’da yaşamakta ve City Üniversitesi’nde yaratıcı yazarlık dersleri veriyor.

Diğer kitap inceleme yazıları için tıklayın. 

Yorumlar (0)

Yorumlar

Henüz Bir Yorum Yok

Be the first to review “Varoluşçular Kahvesi – Sarah Bakewell”

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Diğer İnceleme ve Tanıtımı Yapılan Kitaplar