Usta ve Margarita – Mihail Bulgakov

(3 Yorum)
Editör: Tutku Çetin
Başak Bingüler

İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan, Mihail Bulgakov’un inanılmaz hayal gücünün, parlak zekâsının ve aşkının hayat verdiği bir kitap olan Usta ve Margarita alışılmadık kurgusuyla sıra dışı bir başyapıt.

Sitede Yayınlanma Tarihi: 4 Ekim 2022

Orjinal Adı: The Master and Margarita

Ülke: Eski Sovyetler Birliği

Türü: Kurgu - Büyülü Gerçekçilik

Okur Yaşı: Genel Yetişkin Okur Kitlesi

Hedef Kitle: Kara mizahı, hicvi, fantastik kitapları ve aşk hikâyelerini sevenler. Sovyet dönemi Rus edebiyatına ilgi duyanlar.

Sayfa Sayısı: 505 sayfa

Çevirmen: Mustafa Kemal Yılmaz

Çeviri: ☺️

İmla: ☺️

Ebat: 21 x 13 cm

İnceleme

Usta ve Margarita hakkında ne yazarsam yazayım haddimi aşacağımı biliyorum çünkü onunla ilgili sayısız değerli yorum önemli edebiyatçılar tarafından zaten yapılmış. Benimse yapmak istediğim tek şey, Mihail Bulgakov’a saygı duruşunda bulunmak çünkü o bunu fazlasıyla hak ediyor.

Moskova’da Sadovaya caddesinde kırk yaşlarında iki adam yürür: Biri, 1929 yılının soğuk bir kış gününde; diğeri, bu kitabı okuduğumuz her seferinde. İkisi de yorgun ve umutsuz, ikisi de dışlanmış ve yalnız. Adamlardan ilki, yaşamını yazmak üzerine kurmuş olan Mihail Bulgakov’dur. Sovyet rejiminin en karanlık günlerinde açlıkla, yoklukla, yok sayılmakla mücadele eder; hayatı elinden alınır, tüm kapılar yüzüne kapanır. İşte bu günlerde yaratır, onunla aynı caddede yürüyen, aynı acıları çeken Usta’yı. Usta, Bulgakov’un ta kendisidir ve on iki yılda yazdığı bu kitap, bu benzersiz yazarın zorluklarla, acılarla, hayal kırıklıkları ve imkânsızlıklarla boğuşarak geçen ömrünün damıtılmış halidir.

Oysa eğlencenin ve mizahın en şahanesi var satırlarında. Bulgakov çağdaşları gibi ağıt yakıp kasvet yaratmak yerine keskin bir hicvi, kara mizahı, alegoriyi, büyüyü, fanteziyi sonuna kadar kullanarak büyülü gerçekçiliğin en önemli eserlerinden birini yaratır. Eğlenceli, kıvrak ve rengârenk olan kitapta Bulgakov âdeta, “Bedenime zarar verseniz de ruhuma dokunamazsınız,” diyerek sisteme meydan okur; tıpkı, hapsedilmeye çalışılan bir ruhun olanca zenginliğiyle dışarıya taşmak istemesi gibi. Belki de bunca mizaha ve eğlenceye karşın kitabın aynı zamanda duyguyla yüklü ve hüzünlü olmasının nedeni de budur.

Arkadaşım şeytan

Kim demiş yaşam doğrusal akılla anlaşılacak kadar mantıklıdır diye? Sınırsız bir hayal gücünün özgürce koşturduğu bir hayat, fanteziyi de büyüyü de tıka basa barındırır. Böylece bir bahar gününde şeytan yanında avanesiyle birlikte insan kılığında Moskova’da belirebilir. Konuşan dev bir kedi, süpürgeleriyle uçan kadınlar, sihirli kremler, domuza dönüşen insanlar, şömineden oluk oluk akan misafirler olağan hâle gelir. Absürtle doğal olan yer değiştirir. Bulgakov eserlerini yasaklayan bürokratları, resmî edebiyatın temsilcilerini ve toplumun ileri gelenlerini tüm ikiyüzlülükleri ve çıkarcılıkları ile gözler önüne sererken dünyanın en eğlenceli taşlamasına şahit oluruz, kara mizah ve hiciv tavan yapar. Öyle ki şeytan bile bu açgözlü insan topluluğunun yanında iyi niyetli ve adaletli görünür; kötülük yapmasına gerek kalmaz, insanlar yeterince kötüdür zaten.

Kudüs’ün Moskova’da işi ne? 

Olaylar Moskova’da bir karnaval havasında cereyan ederken bir başka öyküyle karşılaşırız; İsa ve Roma Valisi Pontius Pilatus’un öyküsü. Bir yazar olan Usta, Yahudiye Valisi Pontius Pilatus ile İsa arasında geçen ve İsa’nın çarmıha gerilmesine yol açan olayları anlattığı bir kitap yazar ama kitabı dönemin yazarlar birliği tarafından saçma bulunup linç edilince Usta kitabıyla birlikte hayatını da yakıp akıl hastanesine kapatılır.

Usta’nın yazdığı öyküyle Moskova’da geçen öykü birbirlerine paralel şekilde ilerler, her ikisinde de ortak motifler vardır. Her iki öykü Çarşamba günü başlayıp cumartesi günü biter, her ikisinde de hava güneşliyken aniden rüzgâr çıkar ve her ikisinde de dolunay vardır. Ve en önemlisi İsa-Yeşua ile Usta arasındaki benzerliktir: Her ikisi de siyasi iktidarın masum kurbanlarıdır. İsa, Usta ve Bulgakov aynı kaderi paylaşırlar. Pontius Pilatus’un içten içe çektiği vicdan azabını Stalin de çekmiş midir acaba, diye düşünmeden edemedim.

Kitaptaki üçüncü hikâye Usta ve Margarita’nın ölümsüz aşkıdır. Usta’ya yeniden hayat veren, yaktığı kitabı yeniden başlatan Margarita, Usta’nın iyiliği için kendini feda etmekten çekinmeyip şeytanla iş birliği bile yapar.

Mizah mı trajedi mi?

Bazen, insan neden yazar diye düşünüp kendimce cevaplar verirdim ama Usta ve Margarita’yı okuduktan sonra gerçek cevabı buldum: Çünkü yazmazsa olmaz. Yoksa tüm bu canlılık, yaşam, duygular, hayaller, ruh, akıl, içinde patlar insanın ve ölür o zaman.

Bu kitabı tanıtırken konuyu özetleyip fantezi, hiciv diyerek kolayca sınıflandırmak haksızlık olur çünkü söz konusu olan, bir kitaptan çok daha fazlası. Anlatılan, yeteneğine, aklına, birikimine rağmen sırf normlara ve dayatılan düzene uymadığı için dışlanan, yaratımları elinden alınan, zorluklarla ve hayal kırıklıklarıyla mücadele etmek zorunda bırakılan yazarın kendi hayatı. Kitapta duyguların da mizah kadar önemli yeri var. Usta, öyle savunmasız, öyle umutsuz bir şekilde teslim olmuş ki acısını yaşarsınız.

Bulgakov yüzlerce tarihi ve dinî kitabı, el yazmasını inceleyerek oluşturmuş romanını. Üzerinde on iki yıl çalışmış olsa da bitirememiş çünkü düzeltmelere her seferinde birinci bölümden başlamış ve kitabın tamamını elden geçirecek zamanı bulamamış. Bu yüzden ikinci bölüm pek çok insana zayıf gelebilir ama büyük bir çaba ve aşkla yazılmış bu romanın varlığı bu hâliyle bile yeter.

Müsveddesine, ölmeden önce bitir diye not düşen Bulgakov göz bebeği olan kitabını yaşamının son günlerinde bile elinden bırakmamış. Hasta yatağında “Yeter ki bilsinler, yeter ki…” diye güçlükle fısıldarken eserinin, ölümünden yirmi altı yıl sonra bile olsa basılacağını ümit eder gibiymiş.

Çok sayıda karakter ve olay yer aldığı için başlangıçta göz korkutucu görünse de zorlanarak girdikten sonra çıkmak istemeyeceğimiz bir deniz gibi Usta ve Margarita. İş Bankası Kültür Yayınları girişteki bu zorluğu azaltmak için roman karakterlerinin listesini ek olarak vermiş ve gerçekten işe yarıyor.

Yürekleri burkarken aynı anda neşelendiren, eğlence ve hüznü bir arada yaşatan, hicivle, mizahla, büyü ve aşkla dolu bu eseri siz de okudunuz mu?

Diğer kitap incelemelerini okumak için tıklayın. 

Yorumlar (3)

Usta ve Margarita – Mihail Bulgakov için 3 değerlendirme.

  1. ASLI SABUNCU

    Hep okumak istediğim ama bir türlü zaman yaratamadığım kitap. Bu inceleme yazınız sonrasında artık daha fazla erteleyemeyeceğim.

  2. Pınar Taşcı

    Merak ettiğim ama sever miyim acaba diye düşündüğüm bir kitaptı. İncelemeniz için teşekkürler. En kısa zamanda okumayı planlıyorum.

  3. Pınar Taşcı

    Merak ettiğim ama sever miyim acaba diye düşündüğüm bir kitaptı. İncelemeniz için teşekkürler. En kısa zamanda okumayı planlıyorum.

Ortalama Puan

5.00

3 Yorum
5 Yıldız
100%
4 Yıldız
0%
3 Yıldız
0%
2 Yıldız
0%
1 Yıldız
0%
Yorum Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

More Products