Patronun Gözü: Yapay Zekânın Sosyal Tarihi kitabı yapay zekânın gelişimini yalnızca teknik bir süreç olarak değil toplumsal ve ekonomik açıdan eleştirel bir yaklaşımla ele alıyor. Matteo Pasquinelli kitabında yapay zekânın sadece bir teknoloji olmadığını, tarih boyunca iş bölümü ve emek ilişkileriyle şekillendiğini savunuyor. Kitap, yapay zekâ çalışmalarının genellikle kolektif bilgi ve emeğin katkısını göz ardı ettiğini belirterek zekâ ve otomasyon arasındaki bağlantıyı inceliyor. Sanayi devriminden günümüzün dijital çağlarına uzanan bu araştırma, yapay zekânın tarihsel köklerini, bilim insanları ve filozoflar arasındaki tartışmalarla birlikte ele alıyor. Pasquinelli, yapay zekânın toplum üzerindeki etkilerini anlamak için onu yalnızca mühendislik açısından değil, politik ve ekonomik sistemlerle nasıl iç içe geçtiği bağlamında da değerlendirmek gerektiğini öne sürüyor. Kitap, teknoloji ve toplum ilişkisini derinlemesine kavramak isteyen araştırmacılar ve eleştirel yapay zekâ çalışmalarına ilgi duyan okurlar için önemli bir kaynak niteliğinde.
Yapay Zekâ nedir? Yüzyıllar boyu kölelerden, emekçilerden beklenen bezdirici işleri halledecek bir “bedelsiz işçi” mi? İnsan beynini taklit edip aşan “üstün zekâ”sıyla tüm dertlerimizi çözecek bir “dost yabancı” mı? Sonsuz gelişme potansiyeliyle sonunda insanlığı alt edecek bir gizemli güç mü? Yoksa insan uygarlıklarının kadim zamanlardan beri geliştirdiği temel soyutlama işlemlerinin devasa ölçeklere taşınmasından ibaret bir istatistik makinesi mi?
Sistemin işleyişinin her zamankinden çok gözlerden gizlendiği, masallarla mitlerle örtüldüğü günümüzde, her aşamasında dünya kaynaklarını acımasızca tüketen, insanlığın biriktirdiği kol ve zihin emeğine el koyarak çalıştırılan Yapay Zekâ olgusuna daha yakından bakmamız gerekiyor.
Patronun Gözü, Yapay Zekâ’nın biyolojik zekâyı değil emeğin ve toplumsal ilişkilerin zekâsını taklit ederek geliştirildiğini anlatıyor. Bu kitapla 2024 Deutscher Memorial ödülünü kazanan Pasquinelli, Yapay Zekâ’nın epistemolojisiyle ve bilgi hafriyatçılığı rejimiyle mücadele etmek için kolektif bir “karşı-zekâ”nın öğrenilmesi gerektiğini söylüyor ve okura tavır alma çağrısı yapıyor: “Bizim asıl ihtiyacımız, tüm sorunları teknolojiyle çözmeye kalkmak veya tersine teknolojiden tümden vazgeçmek değil, topluluklara ve kolektife ihtimam gösteren, failliği ve zekâyı asla tümüyle otomasyona terk etmeyen bir tasarım, planlama ve icat kültürü yaratmak.”
“Ben bu kitapta, sanayi çağından YZ’nin gelişmesine kadar emek sürecini analiz etmek üzere yapılan bu incelemeleri ele alıyorum; amacım, teknolojik yeniliklerdeki “zekânın” çoğunlukla insan pratiğine ve kolektif davranışlara ilişkin bu soyut şemaların taklit edilmesiyle ortaya çıktığını göstermek.”
Matteo Pasquinelli Kimdir?
Venedik’teki Ca’ Foscari Üniversitesi Felsefe ve Kültürel Miras Bölümü’nde Bilim Felsefesi alanında doçent olan Matteo Pasquinelli, daha önce New York Pratt Institute ve Karlsruhe Sanat ve Tasarım Üniversitesi’nde ders vermiştir. 2018-23 yılları arasında “Künstliche Intelligenz und Medienphilosophie” (Yapay Zekâ ve Medya Felsefesi) araştırma grubunu kurmuş ve yönetmiştir. Zihin felsefesi, siyasal iktisat, bilgi ve kültürel üretimin otomasyonu konularının kesişimine yoğunlaşan araştırmacı, son olarak “Algoritmik Modellerin Kültürü: Yapay Zekânın Tarihsel Epistemolojisini Geliştirmek” adlı proje üzerinde çalışmaktadır.
Yazıları Journal of Interdisciplinary History of Ideas, Qui Parle, Radical Philosophy, Les Mondes du Travail, South Atlantic Quarterly, Parrhesia, Theory Culture & Society, Multitudes ve e-flux gibi dergilerde yayınlanan Pasquinelli’nin eserleri arasında, derlediği Alleys of Your Mind: Augmented Intelligence and its Traumas (Meson Press, 2015) adlı antoloji ve Vladan Joler ile birlikte yazdığı “The Nooscope Manifested: AI as Instrument of Knowledge Extractivism” (AI & Society, 2022) adlı görsel makale sayılabilir.
Kaynak: Metis
Yeni çıkan kitap tanıtımlarını incelemek için tıklayın.
Etiketler: Yapay Zekâ, Teknoloji, Otomasyon
Yorumlar
Henüz Bir Yorum Yok