Evelyn Hugo’nun Yedi Kocası – Taylor Jenkins Reid
Amerikalı, ödüllü yazar Taylor Jenkinks Reid, Yabancı Yayınları tarafından yayımlanan Evelyn Hugo’nun Yedi Kocası romanında yarattığı efsanevi sinema yıldızı Evelyn Hugo’nun yedi evliliği üzerinden Hollywood’un altın çağında yaşanan entrikaları, skandalları, sahte ışıltıyı okuruna aktarıyor. Kitap, ABD’de ilk yayımlandığı 2017 yılından beri bir milyonun üstünde sattı.
Orjinal Adı: The Seven Husbands Of Evelyn Hugo
Ülke: ABD
Türü: Kurgu
Okur Yaşı: Genel Yetişkin Okur Kitlesi
Hedef Kitle: Tarihi Kurgu, Biyografi, Otobiyografi Sevenler
Sayfa Sayısı: 431 Sayfa
Çevirmen: Elif Nihan Akbaş
Çeviri: ?
İmla: ?
Ebat: 13,5 x 21 cm
İnceleme
Taylor Jenkins Reid, Evelyn Hugo’nun Yedi Kocası adlı romanında, Küba asıllı ünlü film yıldızı Evelyn Hugo’nun hayatından 1950’lerden günümüze uzanan geniş bir kesit sunarken okuru Hollywood’un gerçek yüzünü keşfedeceği bir yolculuğa çıkartıyor. Sıra dışı bir aşkı merkezine alan kitap, çarpıcı bir hayat öyküsü üzerinden toplumsal ön yargıların insan hayatına nasıl yön verdiğini dile getirerek derinlik kazanıyor.
Roman irdelediği konularla toplumsal ön yargılara dikkat çekiyor
Romanı elime ilk aldığımda itiraf etmeliyim ki okuyup okumama konusunda ikileme düştüm. Kitabın kapağında şuh bir sarışının gösterilmesi ve arka kapak yazısının bende bıraktığı ilk intiba pek de olumlu değildi.
Arka kapaktaki ilk cümleyi yeri gelmişken alıntılamak isterim, “Hollywood’un en parlak ikonlarından olan Evelyn Hugo, şaşaalı ve skandallarla dolu hayatıyla ilgili gerçekleri anlatmaya nihayet hazırdı.”
Hollywood’da yaşadığı varsayılan parlak bir ikonun şaaşalı ve skandallarla dolu hayatının anlatıldığı bir romandan beklentim ne olabilirdi ki? İlkini güçlükle bitirdiğim, E.L. James’in Grinin Elli Tonu (Fifty Shades Of Grey) üçlemesine benzer bir romanla karşılaşacağımı zannederken Taylor Jenkins Reid bana ters köşe yaptı.
Cinselliğin ön plana çıkarıldığı, sığ bir kitap olacağını düşündüğüm Evelyn Hugo’nun Yedi Kocası, gerçekçi olduğu kadar çarpıcı da olan bir hayat hikâyesi üzerinden toplumsal ön yargılara, LGBT’ye, ırkçılığa, cinsiyet ayrımına ve daha pek çok olguya dikkat çekiyor, irdeliyor, üzerinde düşündürüyor.
Reid, vermek istediği mesajları okura çarpıcı ve sürpriz biçimde aktarıyor. Evelyn’in yedi defa evlenmesine karşın yaşadığı tek gerçek aşkı mercek altına alınırken kimi zaman toplumla kimi zaman yazarla ters düşüyor; kendinizi kişi, olay ve olguları yargılarken buluyorsunuz.
Karakterlerin gerçek olduğu hissine kapılıyorsunuz
Reid, mekân ve dönem tasvirlerinde öyle başarılı bir iş çıkartmış ki kendinizi neredeyse olaylara birebir şahit olurken buluyor, zamanda bir yolculuğa çıkmış gibi hissediyorsunuz.
Aynı övgüyü karakter kurgusu da hak ediyor. Kitapta yer alan ana karakterler de yan karakterler de en ince ayrıntısına kadar, okurun aklında hiçbir soru işareti bırakmayacak biçimde hayata geçirilmiş. Kitabı okurken karakterlerin gerçek olduğu hissine kapılıyorsunuz. Evelyn Hugo gözünüzün önünde Elizabeth Taylor, Marilyn Monroe, Ava Gardner ya da Rita Hawworth kadar hakiki bir Hollywood efsanesi gibi canlanıyor.
Romanın kurgusu başarılı
Bana göre kitabın bu denli sevilmesinin sebebi kurgusunda yatıyor. Evelyn Hugo’nun herkesin öğrenmek için can attığı hayatını tanınmayan, çaylak muhabir Monique Grant’a anlatmaya karar vermesiyle başlayan roman beni daha ilk sayfada yakaladı. Kendimi birbiriyle alakası olmayan bu iki kadının bir araya gelmesindeki gizemi çözmeye çalışırken buldum.
Zaman akışları, olaylar ve çatışmalar başarılı bir röportaj kurgusu üzerinden neredeyse eksiksiz ilerliyor. Reid, kimi bölüm aralarına Evelyn Hugo hakkında manşetten verilen haberleri serpiştirmiş. Olay örgüsüne bu sayede canlılık kazandırmasını çok sevdim.
Romanın yaşanmış bir hayat hikâyesini ele almamasına karşın içerisinde gerçek ögelerin kullanılmasını isabetli buldum. Evelyn Hugo’nun kariyerinin en önemli iki dönüm noktasının Louisa May Alcott’ın ünlü eseri Küçük Kadınlar ile Tolstoy’un unutulmaz Anna Karanina’sının sinema uyarlamasında rol alışı Evelyn’e yadsınamayacak bir gerçeklik katmış.
Reid aynı şeyi Evelyn’ın Max Girard’la bir konuşması sonrasında sayfa 335’de kendini sorgulaması sırasında gerçek sinema efsanesi Rita Hayworth’ten söz ederek bir kez daha yapmış, “Gülümsedim ama aklımda yalnızca Rita Hayworth’un meşhur sözü vardı: Erkekler yatağa Gilda ile giriyorlar ama benimle uyanıyorlar.”[1]
Kitaptaki gizemli unsurlar
Monique’nin, 79 yaşındaki Evelyn ile New York’taki evinde röportajı gerçekleştirmek için buluşmasıyla haftalara yayılan bir süreç başlıyor. Görüşme ilerledikçe Evelyn’in olağan dışı hayatı deşifre olurken Monique ile aralarında giderek artan gerilim romana farklı bir merak unsuru kazandırıyor. Okur, Evelyn’in hayatına odaklanmışken Monique ile aralarında kitabın sonuna kadar çözümlenmeyen esrarengiz bir bağlantıyı keşfediyor.
Çevirinin geneli hakkında olumsuz yönde fikir beyan etmenin haksızlık olacağını düşünmeme rağmen kimi yerlerde dilimize tam oturmayan ifadelere yer verildiğini söylemek isterim. Öte yandan kitabın kaliteli cildi, okuma keyfini arttırmış.
Taylor Jenkins Reid kimdir?
Amerikalı yazar Taylor Jenkins Reid, 1983 yılında Maryland, ABD’de doğdu. Küçüklüğünden beri sinemaya olan ilgisi nedeniyle Boston, Emerson College’a gitti. Yirmi bir yaşında Hollywood’da ilk oyunculuk deneyimini yaşayan Reid, kısa sürede oyunculuğun kendisine göre olmadığını anlayarak yazarlığa yöneldi. Peş peşe sekiz roman yayımladı. Sonsuza Dek, Ayrı (2013), Evet Dedikten Sonra (2014), Belki Başka Bir Hayatta(2015), Yasak Aşkın Kanıtı (2016), Evelyn Hugo’nun Yedi Kocası (2017), Papatya Jones ve The Six (2019), Malibu Yükseliyor (2021), Carrito Soto Geri Döndü (2022). 2020 yılında Goldsboro Books Glass Bell Ödülü’nü Daisy Jones & The Six romanıyla, 2021 Goodreads Choice Awards En İyi Tarihi Kurgu ödülünü ise Malibu Rising
[1] Rita Hayworth’un 1946 yılı yapımı; Şeytanın Kızı – Gilda- isimli Hollywood yapımı filmde oynadığı film karakteri.
Diğer kitap incelemelerini okumak için tıklayın.
Yorumlar
Henüz Bir Yorum Yok