Çocuk Geliyor – Han Kang

(3 Yorum)
Yayınevi:
Editör: Onur Yılmaz
Başak Bingüler

April Yayıncılıktan çıkan, Han Kang’ın Çocuk Geliyor isimli kitabı, Kore’deki bir siyasi kriz zamanında gerçekleşen Gwangju Ayaklanması sonrasında yaşanan trajediler üzerine şekillenen bir roman.

Sitede Yayınlanma Tarihi: 19 Kasım 2022

Orjinal Adı: 소년이 온다

Ülke: Güney Kore

Türü: Tarihi kurgu

Okur Yaşı: Genel Yetişkin Okur Kitlesi

Hedef Kitle: Güney Kore kitaplarını sevenler.

Sayfa Sayısı: 166 sayfa

Çevirmen: Göksel Türközü

Çeviri: ☺️

İmla: ☺️

Ebat: 21 x 14 cm

Kategoriler:

İnceleme

Başkan Chung-Hee’ye yapılan suikast sonrası, Kore halkı gençlerin öncülüğünde demokrasi talebiyle protestolar yapmaya başlar, ardından işçilerin eylemleri takip eder. İktidar yönetimi koruma derdindeyken ordu müdahale eder. Bu olayın ardından çok sayıda tutuklamalar ve işkenceler başlar, silahsız eylemcilere açılan ateş yüzlerce ölü, binlerce yaralıya sebep olur. Bu olay Gwangju Ayaklanması olarak tarihe geçer. Devlet Başkanlığı güvenlik şefi Ça Ciçol’un Başkan Bag Conğhi’ye “Kamboçya’da iki milyondan fazla insan öldürüldü. Bizim böyle yapmamamız için bir sebep yok,” dediği iddia edilir.

Han Kang, bu karanlık ve kanlı dönemin kapılarını aralarken ölenler ve onların ardında bıraktığı insanların derin yaralarını deşiyor ve dünyada benzer makus tarihe sahip ülkelerin kederli insanları ile ortak bir evrensel dile sahip bir roman ortaya koyuyor.

Olayların kalbindeki insanların trajediye şahitliği  

Kölede yere yatırılmış 7 cansız bedene bakıyorsun. Genç bir kız veya bir çocuk arayanlara sadece yüzleri gösteriliyor çünkü çok korkunç hâldeler. İçlerinde en kötüsü en dipteki kız, İlk gördüğümde onlu yaşlarının ya da yirmili yaşlarının başında bir kızdı ama cesedi çürüdüğünden bedeni artık yetişkin bir erkeğe benziyor. Örtüyü her açtığında karşılaştığın çürüme hızına şaşırıyorsun. Kızın alnından itibaren sol gözünde, elmacık kemikleri ve çenesinde, sol göğsü ve böğründe sayısız bıçak darbesi var. Başının sağ tarafı cop darbesi almış gibi hafifçe oyulmuş, kafatası görünüyor. Önce göze çarpan bu yaralar çürüdü, ardından bedenin üstündeki morluklar çürüdü. Ayak parmaklarında yara yoktu ama zaman geçtikçe zencefil yumurtaları gibi kalınlaşıp karardırlar. Baldırlarını tamamen kapatan puantiyeli pilili etek, kızın şişmiş dizlerini artık örtemiyor.” (Sayfa 10)

Daha ilk sayfalarından okuru içine alan bir eser Çocuk Geliyor. Yazarın anlatım dili çok etkileyici, yormuyor, sıkmıyor, bunaltmıyor, gereksiz bilgi yığınını sırtınıza yüklemiyor. Bu da hızlı, kesintisiz, akıcı ve çok sürükleyici bir okuma imkânı sunuyor. Elbette, kitabın çok trajik, çok yürek yakan kısımlarında soluk vermek zorunda kalıyorsunuz, hatta kitabı okumayı bırakıp ertesi gün devam ettiğim zamanlar oldu çünkü bunca acıya, şiddetin yarattığı sancıya katlanmak zordu. Dünya sandığımız gibi harika bir yer değil. Evet, güzel kısımları var ama korkunç kısımları da var. Çoğunluğu da insanlıktan kaynaklanıyor. İnsanların kötülüğü gezegende hayat sürdükçe asla bitmeyecek, sona ermeyecek.

Büyük değişimler cesur insanlar sayesinde sağlanır

“Ben mücadele ediyorum. Her gün tek başıma savaşıyorum. Hayatta kalıp, hâlâ yaşıyor olmanın utancıyla savaşıyorum. İnsan olmanın acımasız gerçeğiyle savaşıyorum. Ölümün bu gerçekten sıyrılmamı sağlayacak tek yol olduğu düşüncesiyle savaşıyorum. Siz, benim gibi bir insan olan siz, bana ne diyebilirsiniz?”

Evet, ne denilebilir ki ancak çoğu insanın vicdansızca sessiz kalıp hiçbir demeyeceğini de biliyoruz. Ancak, toplumların tarihlerindeki büyük değişimler cesur, kararlı ve her şeyi göze almış insanlar sayesinde gerçekleşmiştir. Tüm bu mücadelenin kendilerinden sonraki nesillerin iyiliği ve yararına olacağı düşüncesiyle ölüme doğru yürümüşler korkusuzca ve kararlılıkla. Ve denilebilir ki anlatılan senin hikâyendir.

Okurken yutkunmakta zorlanacağınız satırlar

Romanın en çarpıcı, sarsıcı, afallatıcı kısmı, okurun bir anda kendisini bir ceset ve kan okyanusuna dönüşen olayların tam ortasında bulduğu bölüm. Ülke bayrakları ile demokrasi haykırışları ile sokaklara çıkan gençler bir anda gaddar bir diktatörlüğün çok sert ve acımasız müdahalesi ile karşılaşırlar. Üst üste yığılan cesetler, binlerce yaralı sonrası kendi insanlarından gördükleri bu zulümü anlamlandıramayan gençler. Bu dehşetli yıkım sonrası artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Ölenlerin yakınları, sağ kalanların bizzat kendilerinde ağır bir trajedi ve karanlık bir gün olarak yerini alacaktır. Bundan sonrası bu deneyimi yaşamış olanlar için geçmek bilmeyecek bir hayal kırıklığı, kaybolmuşluk hissi, yabancılaşma ve bulunduğu yere ait olma eksikliği olacaktır.

Mikrofonu tutan adam telaşla bağırıyor: Sayın halkımız, lütfen oturun. Anma töreni henüz bitmedi. Bu yağmur erkenden giden ruhların döktüğü gözyaşlarıdır.”  (Sayfa 19)

Peki siz Çocuk Geliyor’u okudunuz mu? En çok dikkatinizi çeken neydi? Yorumlarda paylaşır mısınız?

Han Kang kimdir?

Güney Koreli doğumludur. Suyuri’de büyüdükten sonra Kore’nin en iyi üniversitelerinden biri olarak bilinen Yonsei Üniversitesi’nde Kore dili ve edebiyatı bölümünü bitirdi. 1993 yılında Edebiyat ve Toplum dergisinde yayınladığı beş şiir ile edebi çıkışını şair olarak yaptı. Vejetaryen adlı kitabıyla Man Booker Uluslararası Ödülünü kazandı.

Diğer kitap incelemelerini okumak için tıklayın.

Yorumlar (3)

Çocuk Geliyor – Han Kang için 3 değerlendirme.

  1. ASLI SABUNCU

    Onur Bey elinize sağlık. Çok güçlü bir kitabı çok güzel özetlemişsiniz. Dediğiniz gibi kitabı alsam bile bazı bölümleri kitabın incelemesinden anladığım kadarıyla okurken yutkunarak okuyacağım.

  2. Günnur Aksakal Baykan

    Henüz tanışmadığım bir yazardı ancak inceleme vesilesiyle okumayı öne alacağım kesin. Elinize sağlık.

  3. Günnur Aksakal Baykan

    Henüz tanışmadığım bir yazardı ancak inceleme vesilesiyle okumayı öne alacağım kesin. Elinize sağlık.

Ortalama Puan

5.00

3 Yorum
5 Yıldız
100%
4 Yıldız
0%
3 Yıldız
0%
2 Yıldız
0%
1 Yıldız
0%
Yorum Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

More Products