Beyaz Zambaklar Ülkesinde – Grigoriy Petrov
Yazan: Ayfer Baykan
Rusya’nın tanınmış gazeteci, yazar ve papazlarından Grigoriy Petrov’un en çok bilinen eseri Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabında anlatılan eğitim ve kalkınma modelleriyle fakirleşen ve tembelleşen bir millet yeniden ayağa kalkabilir mi? Atatürk bu kitabı neden tavsiye etti?
Orjinal Adı: страна белых лилий
Ülke: Rusya
Türü: Kurgu Dışı
Okur Yaşı: 14 yaş ve üstü
Hedef Kitle: Genç ve yetişkin tüm okuyucular
Sayfa Sayısı: 102 sayfa
Çevirmen: Giray Özay
Çeviri: ☺️
İmla: ☺️
Ebat: 13,5 x 19,5 cm
İnceleme
Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı eserinde Grigoriy Petrov, 20. yüzyılın başında Finlandiya’nın Rusya’ya karşı verdiği bağımsızlık mücadelesini tüm yönleriyle anlatıyor.
Petrov kitabında Fin halkının kurtuluşunun, yükselişinin ve refah düzeyinin artmasını Fin halkının çalışkanlığına ve azmine dayandırıyor. Halkta bu bilincin oluşmasında ise kitabın baş karakteri Snelman büyük rol oynuyor.
Snelman, Fin kültürünün oluşmasını sağlayan bir halk öğretmeni. Hayatı boyunca yurttaşlara Finlandiya’nın her zaman Rusya ve İsveç tarafından işgal tehlikesiyle karşı karşıya olması sebebiyle güçlü ve emperyalist komşulara karşı kültür ve uygarlık yönünden ileride olunması gerektiğini vurguluyor. Bu düşüncesini de, “Ne zaman bizim küçük milletimiz büyük komşularından daha yüksek uygarlığa sahip olursa ancak o zaman tehlike savuşturulmuş olur!” cümlesiyle özetliyor.
Fin halkının hayatını belirleyen iki önemli olgu var. Biri Rus devrimine kadar Finlerin bağımsız olmaması, ikincisi ise Fin milletinin kendilerine önderlik edecek kişileri kendisinin yetiştirmesi… Bu iki olgu Finlilerin sahip oldukları kültür ve medeniyeti halkın bizzat kendi çabalarıyla inşa etmesi sonucunu doğuruyor.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabını neden okumalıyız?
Beyaz Zambaklar Ülkesi kitabını hayatının herhangi bir alanında kendini faydasız, yetersiz, dibe vurmuş hisseden herkesin okuması gerek çünkü bir halkın yükselişine şahit olunması ve bunun azimle başarılabilir olacağını göstermesi açısından önemli bir kaynak.
Azim varsa, başarının da beraberinde geleceğini kitabı okurken bizzat görüyorsunuz.
“Eğitim almış olanların hepsi, milli düşünceyi geliştirmeye, milli ruhu uyandırmaya, milli iradeyi güçlendirmeye mecburdur. Köylülere, işçilere, halkın alt kesimlerine nasıl daha iyi bir konuma yükselebileceklerini öğretiniz! Halkımıza var olmanın değerini bilmeyi, onu korumayı öğretiniz!”
“Sizler oraya yeni bir hayatın habercileri olarak gidiniz! O ücra köşelerde yaşayan insanların ruhlarını uyandırınız!”
“Ülke insanının çoğunluğunun eğitimden yoksun bırakılmış olması bir cinayettir. Devletin kendi kendini yok edişi, intihar etmesi demektir.”
“Çocukların azarlama, kınama, cezayla itaatkâr ve sevgi dolu olabileceklerini sanmayınız! Çocuklarınızın yanında öyle davranınız ki, sizin meziyetlerinizi bizzat görerek sizi sevmeye başlasınlar.”
Grigoriy Petrov kitabında memurların da ülkeleri için nasıl eğitimci olabileceklerini, anne babaların çocuklarıyla ilişkilerinde nelerin önemli olduğunu, futbolu sevda hâline getiren bir milletin girdikleri o çıkmazdan nasıl çıkacağını, bir zamanlar haydut olan Karokep’in değişimini ve faydalı bir insana nasıl dönüşebileceğini de bize gösteriyor.
Yaptığın işte en iyi olmak
Petrov iyi bir vaiz ve pazar günleri halkı toplayıp onlara vaaz veriyor, bu vaazlarını da el ilanlarıyla duyuruyor. Kitapta Petrov’un vaazını dinleyen Finli Jarvinen, Okunen ve Gulbe’nin bu vaazları dinledikten sonraki başarı hikâyelerini de okuyoruz.
Bu kişiler işlerini büyüterek dünyaya açılıyor ve gerçekten çok ilham verici hikâyeleri var.
Jarvinen kurabiye ve şekerleme satarken nasıl reçel kralı olduğunu anlatıyor, “Ben daha önceden yoksul bir sokak çocuğuydum; şimdiyse yurdumuz için büyük, faydalı bir güç olduğumu söyleyebilirim. Ben şimdiki bu konumumu kime borçluyum? Tesadüfen dinlediğim bir konferansa, değil mi?”
Okunen, dünyanın en büyük ayakkabı kralı olurken, Thomas Gulbe on yılda yumurta kralı olmuş.
Jarvine, Okunen ve Gulbe’nin duvarlarda asılı olan, “İhtiyar, genç, bilgili, cahil herkes davetlidir! Ben bütün hayatımı, güzel ülkemiz Suomi’nin[1] yükselmesine adadım. Boş vakitlerinizde bana haftada bir saat ayırınız! Ümit ediyorum ki bir saat içinde edineceğiniz bilgiler sayesinde, hayatınızın bundan sonrası için ve yurdumuz için faydalı olacaktır,” yazan ilanla katıldıkları konferans sonrasında hayatlarının değişimi okuyucuya ilham oluyor.
Grigoriy Petrov’un Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabı genç ve yetişkin herkesin okuması için yazılmış ve medeniyete tuttuğu ışıkla her millet ve kültürden insana hitap ediyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün de başucu kitaplarından olan eser, Türkiye’nin kurtuluş öyküsüne de ilham kaynağı olmuş. Atatürk’ün talimatıyla okulların müfredatına dahil edilen kitap, vatan bilincinin oluşması ve toplumsal gelişim için önemli bir kılavuz niteliğinde.
Siz bu kitabı okudunuz mu? En çok dikkatinizi çeken mesaj neydi? Yorumlarda paylaşır mısınız?
Grigoriy Petrov Kimdir?
Grigoriy Petrov 1866 yılında Petersburg’da doğdu. Rusya’nın tanınmış gazeteci, yazar ve papazlarındandı. 20. yüzyılın başlarında en çok okunan halk yazarlarından birisiydi. Kiliseyle bağdaşmayan görüşleri nedeniyle işinden kovuldu. Bolşevik Devrimi gerçekleştiğinde ülkeden kaçmak zorunda kaldı. Hayatının büyük kısmını sürgün gibi geçirdi. Eserleri, Sovyet döneminde kendi ülkesi Rusya’da yasaklandı ama Bulgaristan, Türkiye ve etkili oldu.
Petrov’un kitapları Bulgaristan’dan Türkiye’ye gelen göçmenlerle birlikte bize ulaştı. Üç kitabı 1928’de Bulgarcadan Türkçeye çevrildi. Kitaplarının içerdiği yöntemler, ülkede uygulanması gereken bir eğitim ve kalkınma modeli olarak benimsendi.
Grigoriy Petrov 18 Haziran 1925 tarihinde Paris, Fransa’da 59 yaşında mide kanserinden öldü. Yakılan naaşının külleri eşi ve kızının yaşadığı Sırbistan’ın kuzeyindeki Novi Sad kasabasında defnedildi. Mezarı daha sonra kızı tarafından Münih şehrinin Ostfriedhof Mezarlığı’na nakledil
[1] Finlilerin kendi ülkelerine verdiği ad.
Diğer kitap incelemelerini okumak için tıklayın.
xneslihanx –
Bu kitap 1923 yılında yayımlanmış. O tarihte yaşanan sorunların ve çözümlerin günümüzde dahi süregelmesi düşündürücü. Kitabın dili sade ve akıcı. 12 yaşından sonra her okur okuyabilir.