Nefesler tutulmuş, favoriler belirlenmiş ve bahisler açılmış beklerken 2023 yılı Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Jon Olave Fosse oldu. 64 yaşındaki, roman ve oyun yazarı, “söylenemeyeni dile getiren yenilikçi oyunları ve düzyazıları için” İsviçre Bilim Akademisi tarafından bu yılki ödüle layık görüldü.
Gökçe Kalaycı
Her ne kadar Hariku Murakami, Anne Carson, Salman Rushdie, Margaret Atwood ve Stephen King gibi ağır toplar listede olsa da açıklanan olasılık listesi ve bahis oranları edebiyat severlere bu yıl da farklı bir tablo çizdi. Sonucun pek de sürpriz olmadığı bu yarışta Jon Fosse, Çinli yazar Can Xue’den sonra kazanma ihtimali en yüksek görülen adaydı.
İkinci favori isim olarak Fosse gösterildiyse de elbette burada yine oranlar devreye girdi zira ödülü Fosse alsın diye bekleyen çılgın bir okur kitlesinin varlığından söz etmek güç olurdu. Özellikle Murakami hayranları, yazarlarının bu yıl da olasılık listesinde gerilerde kalmasına biraz içerlediler ve hatta sonucu buruklukla beklediler. Geçen yıl ödüle en yakın görülen isimler arasında gösterilen Salman Rushdie’nin ise bu yıl kendine anca on yedinci sırada yer bulmuş olması ise yine şaşırtıcı gelişmelerden biriydi.
Peki kimdir bu Jon Fosse?
Jon Olave Fosse, 29 Eylül 1959’da dünyaya gelmiş, Norveçli bir yazar. Bergen Üniversitesi’nde karşılaştırmalı edebiyat üzerine lisans eğitimini tamamlayan Fosse’nin ilk romanı 1983 yılında yayımlandı. İlk tiyatro oyunu 1994 yılında tamamlanarak aynı yıl sahneye kondu. Her ne kadar roman ve oyun yazarı olarak tanınsa da şiir, kısa öykü ve çocuk kitapları türünde de çalışmaları olan Fosse’nin eserleri pek çok farklı dile çevrildi.
Bir yazarın alabileceği en prestijli ödülü bu sene kucaklayan Fosse, kariyeri boyunca İskandinav Kurulu Edebiyat Ödülü ve Brage Ödülü gibi farklı ödüllere de layık görüldü. Geçen yıl, Eit nytt namn: Septologien VI-VII (A New Name: Septology VI-VI) adlı kitabıyla Booker ödülüne de aday gösterildi.
Ünlü yazar kategorisine koyup koyamayacağımız biraz tartışılır olsa da Jon Fosse, kırk yıldır yazan ve edebiyat camiasında tanınan biri aslında. Fosse’nin Türkçeye çevrilmiş üç kitabı var; Sabahtan Akşama, Üçleme ve Melankoli. (Monokl Yayınları)
Birçok edebiyat severin Fosse ile Nobel adaylığının açıklanmasının ardından tanıştığını gerek haberlerden gerekse sosyal medyadan öğrendik bu süreçte. Eylül Görmüş, Üçleme’nin yazarla tanışma kitabı olduğunu ve umduğunu bulamadığını belirtirken, sonucun açıklanmasının hemen ardından, kendisini ilk kez ve merakla okuyacağını söyleyen çok fazla okur da mevcut.
Jon Fosse ise, kendi yazarlık serüveninden söz ederken yirmi yıl boyunca oyun yazdıktan sonra artık bundan yorulduğunu ve düz yazı yazmaya başladığını anlatıyor. Belirli bir amaca sahip olmadan, yalnızca kendini dinleyerek düşüncelerini yazıya döktüğünü ifade eden Fosse, bu yavaş ilerleyen süreçten ve akıştan çok keyif alıyor belli ki.
Nobel ve sonrası
Ödüle layık görülmesinin hemen ardından Fosse’nin kendisi ise bir yazarın belki de dünya gözüyle görüp görebileceği bu en muhteşem an için duygularını ifade ederken hem deyim yerindeyse “şaşkına döndüğünü” hem de “nedense biraz ürktüğünü” aktardı. Elbette bu prestijli ödüle sahip olmak yalnıza pür neşe ve mutluluk hali getirmiyor olsa gerek ki Fosse bu büyük sorumluluğu şimdiden omuzlarında hissetmiş olacak.
Bjørnstjerne Bjørnson, Knut Hamsun ve Sigrid Undset’in ardından Nobel Edebiyat Ödülü kazanan dördüncü Norveçli yazar olan Jon Olave Fosse, 2011 yılında Norveç Kraliyet Sarayı’na ait Grotten Binası’nda oturma hakkıyla onurlandırılmış bir yazar aynı zamanda. Bu kez, Nobel Edebiyat Ödülü sayesinde bir başka kral tarafından daha onurlandırılacak olan Fosse, Stockholm’de yapılacak özel bir törenle ödülünü İsveç kralı Gustaf XVI’nın elinden alacak.
“Nihayet evime kavuştum”
Üçleme adlı kitabında “Nihayet evime kavuştum,” diye yazan Jon Fosse ödüle kavuştuktan sonra kendini nihayet evini bulmuş bir yolcu gibi mi hissediyor mudur bilinmez ama artık adını daha çok duyacağımız bu yazar sayesinde okurların sığınacak bir liman daha bulmuş olduğu kesin.
Hazır gözümüzü Nobel’e dikmişken, bu yılki adaylara daha yakından bakmak isteyenler için de güzel bir haberim var: Fosse’nin yanı sıra eserleri Türkçeye çevrilmiş başka isimler de göze çarpıyor. Ngũgĩ wa Thiong’o’nun Ağlama Çocuk, Gerald Murnane’in Bulutlarda Bir Ömür ve Düzlükler gibi eserlerini, çeşitli yayınevlerinin hazırlamış olduğu Türkçe çevirilerinden okumak mümkün.
Bir başka Nobel hikâyesi ve sonu
Annie Ernaux rüzgârına sanki daha dün kapılmışız gibiyken zaman yine çabucak geçti ve bir Nobel Edebiyat Ödülü daha sahibini buldu. Önümüzdeki senenin aday listesine, favorilerine, bahis oranlarına ve tartışmalarına kadar, sağlıcakla ve edebiyatla kalın.
“Söylenmeyeni dile getiren” yazar Jon Fosse’nin, düzyazı üretme süreci hakkında dile getirdiklerini merak edenler aşağıdaki videoya göz atabilirler.