İsmail Güzelsoy’un Saf-Suya Anlat romanı, ilk kez 2013’te yayımlandıktan tam 12 yıl sonra yazarın yeniden ele alıp baştan sona dönüştürdüğü bir eser olarak okur karşısına çıkıyor. “Aslında ilk yazmak istediğim romandı,” dediği bu metinde Güzelsoy, zaman içinde demlenmiş bir hikâyeyi tekrar kurarken, kadim bilgeliğin, masumiyetin ve aşkın izini bugünün dilinde sürüyor.
Genç bir şaman olan Subala’nın hem fiziksel hem de varoluşsal yolculuğunu merkeze alan roman, Doğu masallarını andıran bir anlatı evreninde geçiyor. Subala’nın “Biz burada değiliz, yola vuran gölgeleriz” diyerek çıktığı yolculuk, insana ve hayata dair sorularla örülü: Bilgelik kaç hayatın toplamıdır? Kaç aşk bizi biz yapar? Kaç kez yıkılınca tek başımıza ayağa kalkmayı öğreniriz? Fantastik öğelerle iç içe geçmiş bu katmanlı anlatıda Güzelsoy, tasavvufi göndermeler ve şiirsel bir dil eşliğinde, okuru hafıza, zaman, saflık ve insan olmanın sınırları üzerine düşünmeye davet ediyor. Saf-Suya Anlat, bir masal gibi başlayıp, yeryüzünün kırılgan gerçeklerine usulca dokunan bir yol romanı.
“Biz burada değiliz, yola vuran gölgeleriz,” dedi. Bu veda sözüyle yola çıktı genç Şaman Subala.
On bir buçuk hayat yaşadı. On bir buçuk hayata kaç hikâye sığar, kaç hayat yaşayınca bilgeliğe varır bir yolcu? Kaç aşk bizi kendimizle tanıştırır? Kaç kez yıkılınca tek başımıza ayağa kalkmayı öğreniriz?
İsmail Güzelsoy, nüvesini onlarca yıl önce oluşturduğu bu “yeniden” eseri Saf-Suya Anlat’ta, bilgeliğin son aşamasının; sahip çıkılmış masumiyetin ta kendisi olduğunu fısıldayan bir anlatı şöleni sunuyor okura. Yüzlerce yıl öncesinden günümüze uzanan yolları ve hikâyeleri izlerken bir yerden sonra yolun ve hikâyenin tek bir şey olduğunu gösteriyor. Saflığın doğasını, bilgeliğin sınırlarını ve tabii ki aşkın sonunun olmadığını da…
Yalnızlıkla lanetlenmiş bir karakter, tüm “unutulganlıklarımıza” karşı “hatırlatmak” göreviyle, yüzyıllar önceden kalmış bir defter yapraklarının arasından sesleniyor. Unutulganlık? Öyle bir kelime yok, ama olsun, yine de güzel.
“Anladım ki mürekkep sudur ve ben meramımı suya anlatıyormuşum hep.”
İsmail Güzelsoy Kimdir?
İsmail Güzelsoy, 1963 yılında Iğdır’da doğmuş, çocukluk ve gençlik yıllarını İstanbul ile Iğdır arasında geçirmiştir. Eğitimine İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde devam etmiş, ardından İsveç’te edebiyat üzerine çalışmış ve uzun yıllar boyunca İsveççe ve İngilizce rehberlik yapmıştır. Yazın hayatına çeşitli dergi ve gazetelerde yayımladığı yazılarla adım atan Güzelsoy, ilk öykü kitabı Seni Seziyorum–Kitab-ı Mukadder’i 2000 yılında yayımlamış; 2004’te çıkan Ruh Hastası ile romancılığa yönelmiştir. Bunu takip eden Banknot Üçlemesi ve Fenni Sihirler Üçlemesi gibi roman dizileriyle özgün anlatım tarzını pekiştirmiştir. Romanlarında çok katmanlı yapı, türler arası geçiş ve tarihsel olaylara dayalı kurgular dikkat çeker. Edebiyatı popüler eğlenceden çok, dönüştürücü bir güç olarak gören Güzelsoy, çağdaş Türk edebiyatında özgün sesiyle öne çıkan yazarlar arasında yer alır. Aynı zamanda İstanbul’un tarihi dokusunu ve rehberlik deneyimini harmanladığı gezi kitaplarıyla da bilinir. Hâlen İstanbul’da yaşamaktadır ve edebi çalışmalarını sürdürmektedir.
Kaynak: Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü
Yeni çıkan kitap tanıtımlarını incelemek için tıklayın.
Etiketler: Yol Hikayesi, Bilgelik, Aşk
Yorumlar
Henüz Bir Yorum Yok