Geçtiğimiz günlerde James Webb Uzay Teleskobu tarafından çekilen ilk renkli, derin ve detaylı uzay görüntüleri bize ulaştığında, yeniden heyecanlandık. “Dünya dışı yaşam varsa, ben hayattayken keşfedilmesini isterdim. Öğrenemeden ölmek istemiyorum,” diyen Carl Sagan’ı bir kez daha anmış olduk.
Özgü Altındağ
1934 yılında göçmen bir ailenin çocuğu olarak Amerika’da dünyaya geldi. New York Halk Kütüphanesi’nde okuduğu bilim kurgu kitapları ile bilime ilgisi başladı. 1955 yılında Chicago Üniversitesinden mezun oldu. Fizik üzerine yüksek lisans, astronomi ve astrofizik üzerine doktora yaptı. Öğrenciliği süresince genetik bilimci H.J.Muller’in laboratuvarında çalıştı. Burada moleküllerin birbirleriyle etkileşimi, mutasyona uğramaları ve evrim geçirmeleri ile dünyada yaşamın oluşumu üzerine incelemeler yaptı.
26 yaşında doktorasını tamamladıktan sonra, Mars yüzeyinin aydınlanmasına ve kararmasına ilişkin araştırmalar yaptı. Mars yüzeyindeki fırtınaların buna sebep olduğunu öne sürdü. Hipotezi, 1971 yılında Mars’a gönderilen Mariner 9 Uzay Aracı’nın yaptığı gözlemlerle doğrulandı. Satürn’ün uydusu Titan ve Jüpiter’in uydusu Europa’da yaşam olabileceğini öngördü. Günümüzde hâlen araştırmalar devam ediyor. Venüs’te bir zamanlar su bulunabileceğini ve sera gazı etkisiyle buharlaştığını gösteren ilk kişi oldu. Akademik çalışmaları sonucu, Dünya’da da aynı süreçlerin görüldüğünü ve Dünya’nın tehdit altında olduğunu söyledi.
Mariner, Viking, Voyager ve Galileo projelerinde NASA’da danışman olarak görev yaptı. 1961 yılında Harvard Üniversitesi astronomları Fred Whipple ve Donald Menzel tarafından üniversitede ders vermek üzere davet edildi. Ders sonrası yardımcı doçentlik teklifi aldı. Carl Sagan, yaşamı boyunca hiçbir zaman tek bir alanda çalışmak istemedi. Harvard Üniversitesinde akademisyenlik yaparken, aynı zamanda Smithsonian Enstitüsünün Astrofizik Gözlemevi’nde çalıştı. Araştırmalarından dolayı, 1964 yılında Harvard Üniversitesi tarafından Smith Ödülü’ne layık görüldü. Cornell Üniversitesi kadrosuna katılan Carl Sagan, 30 sene boyunda üniversitede araştırmalarına devam etti. Bilimsel bir topluluk olan Planetary Society kurucularından biri oldu. Aynı zamanda SETI (Dünya dışı akıllı yaşam araştırması) programı öncülerindendir.
Bilim popülerleştiricisi
“Bilimin geleceği, halktan göreceği desteğe bağlı. Peki halkın, anlamadığı bir şeye destek vermesi olası mıdır?”diyordu bir konuşmasında. Birçok bilim insanının aksine, araştırmaların sadece akademik bilim olarak kalmasını istemiyordu. Çalışma odalarında, laboratuvarlarda toplumdan soyutlanmış çalışmaların, topluma katkısı olmayacağını düşünüyordu. Halkın bilimden haberdar edilmesi gerektiğini savundu. Böylece, heyecan duyulan gelişmelerle gençlerin bilimle ilgilenmesi sağlanabilecekti.
Carl Sagan, akademik bilimle popüler bilim arasında bir köprü görevi gördü. Her iki dalda da başarılı oldu. 1980 yılında, 13 bölüm çektiği “Kozmos” belgesel dizisi, tüm dünyada milyonlarca insan tarafından izlendi. Belgesel, daha sonra kitap olarak basıldı. 1978 yılında Cennetin Ejderleri adlı kitabıyla Pulitzer Ödülü’nü aldı. 1985 yılında yayımlanan Mesaj adlı kitabı, 1997 yılında filme dönüştürüldü. Filmin yönetmenliğini, Forrest Gump filmi yönetmeni Robert Zemeckis yaptı; dünya dışı yaşam arayışı yapan bilim insanı rolünü Jodie Foster oynadı.
Carl Sagan’ın sadece bilime değil, edebiyata, sanata, eğitime ve çevrenin korunmasına da pek çok katkısı oldu.
Evrende yalnız mıyız?
“Evrende yalnız olduğumuzu düşünmek, okyanustan bir bardak su alıp balinalar yok demekle aynı şey.”
Organik moleküllerin Dünya’ya nasıl gelebileceğini araştırdı. Halley kuyruklu yıldızını inceleyen Carl Sagan, organik kalıntılar tespit etti. Kuyruklu yıldızların, organik moleküllerin taşınmasında etkili olduğu üzerine çalışmalar yaptı. Su ve hava olmadan, mutasyon geçirerek, bulunduğu ortama uyum sağlayabilecek moleküller olabileceğini ve bunların başka gezegenler hatta başka galaksiler içinde yaşam oluşturabildiğini düşünüyordu. 1994 yılında yayımlanan “Soluk Mavi Nokta” adlı kitabında bundan bahsetti.
“Eğer tüm evrende yaşam sadece Dünya’da varsa, bu çok büyük bir yer israfı olurdu.”
Dünya dışı yaşam düşüncesi, toplumda çeşitli UFO ve uzaylı haberlerinin çıkmasına sebep oldu. Sahte haberlere karşı ABD Kongresi önünde brifing verdi. 1996 yılında yayımlanan, İblisli Dünya: Bilimin Işığında adlı son kitabı, uzaylı otopsisinden, şeytan ayinlerine kadar birçok hurafeye değinen denemelerini kapsıyor.
2500 yıllık bilim tarihine rağmen, insanların hâlâ bilime değil, efsanelere inanıyor olmasının kendisinde düş kırıklığı yarattığını söyledi hep. 20 Aralık 1996 günü, iki yıldır savaştığı kemik iliği hastalığına değil, yakalandığı zatürreye yenik düşerek yaşama veda etti ama eserleri hâlâ insanlara bilimi sevdirmeye devam ediyor.
Kitap Listesi
- Evrende Zeki Yaşam (Intelligent Life In The Universe) – 1966
- Kozmik Bağlantı (The Cosmic Connection) – 1973
- Dünya’dan Sesler: Voyager Kaydı (Murmurs Of Earth: The Voyager Interstellar Record) – 1977
- Cennetin Ejderleri (The Dragon Of Eden) – 1977
- Broca’nın Beyni (Broca’s Brain) – 1979
- Kozmos (Cosmos) – 1980
- Kuyrukluyıldız (Comet) – 1985
- Mesaj (Contact) – 1985
- Nükleer Kış: Nükleer Savaş Sonrası Dünya (The Nuclear Winter:The World After Nuclear War ) – 1985
- Kimsenin Düşünmediği Yol: Nükleer Kış ve Silahlanma Yarışının Sonu (A Path Where No Man Thought: Nuclear Winter and The End Of Arms Race) – 1990
- Unutulmuş Atalarımızın Gölgesinde: İnsanlığın Kökenine Bakış (Shadows Of Forgetten Ancestors:A Search For Who We Are) – 1992
- Soluk Mavi Nokta (Pale Blue Dot) – 1994
- İblisli Dünya: Bilimin Işığında (The Demon-Haunted World: Science As A Candle In The Dark) – 1996
Kaynaklar:
- Şubat 1997 TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi
- Kozmos Kitap ve Belgeseli
- Evrim Ağacı
Diğer Yazarlar kategorisi içeriklerini okumak için tıklayın.