“Lazların büyük bir bölümü Lazca yazılmış bir kitabı eline almış değil.” Annem Laz, babam Laz. Doğup büyüdüğümüz yerdeki hemen herkes Laz. Evet, hayatım boyunca Lazca yazılmış kitap hiç görmemiştim çünkü 20. yüzyıldaki baskılar nedeniyle kimse Lazca eser üretememişti. Şimdi ana dilde yayıncılık yapan bir yayınevi var: Lazika Yayıncılık. Artık Laz kültüründen Lazca öğrenmeye ve Laz dilinde klasikleri okumaya kadar pek çok seçeneğimiz var. Merak ettiklerimizi Lazika Yayıncılık’tan Mustafa Özkurt’a sorduk.
Yeşim Özbirinci
Günümüzde çoğu insanın konuşmadığı bu dili yaşatmak gerçekten önemli mi? Boğaziçi Üniversitesinden Prof. Dr. Balkız Öztürk, Lazcanın ender görülen özelliklere sahip olduğunu ve kuramsal dil bilimi alanına kazandırılması gerektiğini ifade ediyor. Bu dilin neden korunması ve yaşatılması gerektiğini bir kez daha anlayabiliyoruz.
Lazika ekibi, Lazcanın yaşaması için büyük çaba gösteriyor. Biz de ana dilde yayıncılık ile ilgili merak ettiklerimizi Lazika Yayıncılıktan Mustafa Özkurt’a sorduk.
Lazika Yayıncılık nasıl ve kim tarafından kuruldu? Bu oluşum ile neyi hedefliyorsunuz?
Lazika Yayıncılık 2011 yılında Lazca kitaplar yayımlamak üzere Lazcaya gönül vermiş dört kişilik bir ekip tarafından kuruldu. Amaç “piyasa değeri taşımıyor, yeterince satış olmaz” kaygısı ile yayıncıların basmaktan imtina ettikleri -özellikle Lazca yazılmış- kitapları yayımlamaktı.
Nihayet, 11 yılda 80 Lazca ve Lazlarla ilgili kitap yayımlandı. 2022’de ise yayınevi adındaki “kolektif” ifadesini kaldırdık ve yola Lazika Yayıncılık olarak devam etmeyi seçtik.
Lazika’nın öncelikli amacı kâr elde etmekten ziyade Lazca için değer taşıyan kitapların basımı ve Lazca bir külliyat oluşturulması. Diğer yandan, bu alandaki kitapları yayımlayarak Lazca kitaplar için bir adres oluşturmaya çalışıyoruz.
Lazca 20. yüzyıl boyunca baskı altında tutulan, bu yüzden hiçbir eser üretilmemiş bir dil. Bundan dolayı ne yazık ki Lazca yazabilecek yazar sayısı çok fazla değil. Bu da bize, aynı zamanda yazar yetiştirmek gibi bir görevi de yüklüyor. Biz de Lazca yazabilecek durumdaki insanları eser üretme konusunda teşvik ediyoruz ve onların kitaplarını basıyoruz.
Hangi tür kitaplar basıyorsunuz?
Kitap basımında belli bir türe yoğunlaşmıyoruz. Lazlar ya da Lazca açısından önemli bulduğumuz, belli nitelikleri taşıyan kitaplar ilgi alanımıza giriyor. Yayınlarımız arasında hem çeviri hem de telif eserler bulunuyor. Dünya klasiklerinden çeviriler yapıyoruz. Örneğin, 2011 yılında Küçük Prens’i Lazcaya çevirdik ve bastık. Yayınlarımız arasında Jack London’un Beyaz Diş kitabı, klasiklerden Suç ve Ceza ve başka birçok çeviri eser var. Yazar arkadaşımız Murğulişi Muradi’nin Daçxuri (Ateş) isimli Lazca romanını bastık. Bu Lazca yazılmış ve yayımlanmış ilk eserdir. Şu ana kadar 10’un üzerinde Lazca roman bastık. Tabii ki Lazcanın yaşatılması gibi bir misyon üstlendiğimizden dolayı çocuk kitaplarına da önem veriyoruz. Telif ve çeviri olmak üzere çok sayıda çocuk kitabı bastık.
Bunların dışında yayınlarımız arasında Lazca sözlük ve Lazca öğrenmeyle ilgili kitaplar da var. Laz tarihi, Laz kültürü ve edebiyatı konularında yayımlanmış kitaplarımız da bulunuyor.
“Lazca yayıncılık yapan başka bir yayınevi yok”
En çok talep gören kitabınız hangisi?
En çok sözlükler ve ders kitaplarının ilgi gördüğünü söyleyebiliriz. Bunun sebebi ise pek çok insanın Lazcayı öğrenmeyi istemesi. Kendi çapında belli bir okur kitlesine sahibiz. Zaten bizim dışımızda Lazca kitaplar yayımlayan ya da ana dilinde yayıncılık yapan başka bir yayınevi de bulunmuyor.
Tehlike altındaki bir dille ilgili çalışmalar yapmanın yayınevi açısından dezavantajları ve avantajları nedir?
Lazca Türkiye’deki pek çok dil gibi ne yazık ki tehlike altında bulunuyor. Öte yandan hâlâ Lazların büyük bir bölümü Lazca yazılmış bir kitabı eline almış değil. Hatta çoğu insan Lazcanın bir alfabesi olduğunu ve yazılabildiğini dahi bilmiyor. Hayatı boyunca Lazca yazılmış tek bir satır dahi okumamış insanlar için Lazcanın yazılabiliyor olması, Lazca kitapların var olması inanılır olmaktan uzak. Bu da okur kitlesinin son derece sınırlı olması anlamına geliyor. Dolayısıyla kitap baskıları az sayıda yapılıyor ve bu da maliyeti oldukça arttırıyor. Kitabın telifini, diğer hazırlıklarını çıkarsanız bile yine de yüksek maliyetler çıkıyor. Buna rağmen bugüne gelmeyi başarmış bulunuyoruz.
“Lazca bir kitabın ete kemiğe bürünmesi Lazika Yayıncılık için kârın kendisidir.”
Tarihte geriye gittiğimizde Lazca eserler ile ilgili Lazika’dan önce neler yapılmış?
Lazca yayıncılık denilince akla gelen ilk iş OGNİ dergisidir. OGNİ, Türkiye’de yayımlanmış ilk Lazca dergi ve ilk Lazca yayındır. Aynı zamanda kolektif bir ekip tarafından kotarılmış bir iştir. Sonrasında Lazca yayınlar seyrek aralıklarla ve farklı yerlerden çıkmaya başladı. Kitap olarak basılmış ilk önemli eserlerden biri ise 1999’da Akyüz Yayıncılık tarafından yayımlanan İsmail Bucaklişi’nin yazarlarından olduğu Lazca-Türkçe Sözlük’ten bahsedilebilir. 2000 yılından sonra ise Chiviyazıları Yayınevi’nden Lazca değil ama Lazlarla ilgili çok sayıda kitap yayımlandı. Bu alanda nitelik ve sayı olarak ciddi bir atılım Lazika Yayın Kolektifi’nin kurulması ile ancak mümkün olabildi. Çünkü yayınevleri varlıklarını sürdürmek için kâr etmek zorundalar. Oysa, Lazca bir kitap basarak olsa olsa zarar edebilirsiniz ki bu da bir işletme mantığına aykırı bir durum. Lakin Lazika için Lazca bir kitabın ete kemiğe bürünmesi “kâr”ın kendisidir.
Geleceğe dönük planlarınız neler?
Lazika’nın kurumsallaşması ve Lazca literatürün oluşturulmasında dikkate değer yol alınabilmesi gerekiyor. Bu da olgunlaşmış bir yazar kadrosunun ortaya çıkması ve okur tabanının genişlemesi ile mümkün olabilir. Biz her ikisini de geliştirmeye çalışıyoruz.
Okurlarımız için bize kitap önerisi yapabilir misiniz? Laz kültürüne çok aşina olmayan ama bu kültürü merak eden kişiler Lazika’dan hangi kitabı alıp okuyabilirler?
Lazca okurlar için ilk Lazca romanımız olan Daçxuri’yi önerebilirim ama Lazca bilmeyen ve bu dili ve kültürü merak edenler için Laz Kültürü Üzerine Notlar kitabı ilgi çekici olabilir.
Bu kitapları nereden nasıl temin edebiliriz?
Şu anda kitaplarımıza Nadirkitap üzerinden ulaşmak mümkün. Diğer çevrim içi satış sitelerinden de yakın zamanda yayınevimizin kitaplarına ulaşılabilecek.
Mustafa Özkurt kimdir?
1953, 16 Haziran’da Ğvandi (Çayırdüzü) köyünde doğdu. İlkokulu doğduğu köyde, ortaokulu Ardeşen’de okudu. Rize Erkek İlköğretmen Okulu’nu bitirdi. Erzincan ve İstanbul’da sınıf öğretmenliği yaptı. 1984-1990 döneminde Açık Öğretim Fakültesi Eğitim Önlisans ve İktisat Lisans programlarını bitirdi.
Ana dili Lazca ile ilgili müzik, gelenek, tarih ve yaşam tarzı, Laz halk dansları ve tulum enstrümanı üzerine çalışıyor. Şiir ve öykü yazıyor, beste yapıyor. Müzik yapımcısı. Blokflüt, mandola ve bağlama çalıyor. 50’ye yakın Lazca ve Türkçe şarkısı var, iki albüm çıkardı. Laz Enstitüsü kurucularından olan Mustafa Özkurt bilim ve felsefeyle ilgileniyor. Türkçe ve Türk Kültürü öğretmeni olarak 2000’e kadar yedi yıl Almanya’da kaldı.
Çocuklar için Lazca Samarile (Yayla adlı şiir kitabı, 2016) ve Mtuti Kutavi (Ayı Yavrusu öykü kitabı, 2014) kitaplarını yazdı. Evli ve dört çocuk babasıdır.
Diğer Yayınevi Mutfağı röportajlarını okumak için tıklayın.