Bookinton

Tüm sene hasretle beklediğimiz günler geldi. Dışarıda yaz, evlerde seyahat planları… Herkesin bir yerlere gidesi, dertten tasadan uzaklaşıp kendini billur denizlere atası, yeni tatlar, yeni duygular, yeni insanlar keşfedesi var. Var ama, sonradan bize zehir olmasın diye seyahate çıkmanın da püf noktaları var. Gideceğiniz yer hakkında gezi kitapları okumak da bunun bir parçası mesela… Bu haftanın uzman görüşünde tam bir gezgin ve 7 gezi kitabının yazarı olan Melih Uslu’ya sorduk: Nedir bu işin sırrı?  

Özlem Gökbel

Sevgili Melih, bir gezginle sohbet ediyor olmak oldukça imrendirici… Sence kimdir gezgin? Kimler gezgin olabilir? 

Seyahat etmek için yeterli bütçeye, zamana, kondisyona ve motivasyona sahip herkes gezgin olabilir. Gezme eylemi, günümüzde farklı amaçlar için yapılabiliyor; alışveriş, balayı, yemek, fotoğraf ya da selfie çekmek vb. için. Gezmek benim için; öğrenmenin, gözlem yapmanın ve yazmaya ilham bulmanın en eğlenceli yolu. İçinde bulunduğumuz dünyanın karmaşıklığının ve zorluklarının üstesinden gelmenin çaresini kendi hayal dünyamda yaşamakta ve her fırsatta yolculuğa çıkmakta görüyorum. Yeryüzündeki eşitsizliği, yoksulluğu, savaşları ve zulmü kaldırabilen biri değilim. Daha iyi bir dünya için tavrımla ya da yazılarımla elimden geldiğince mücadele etmeye çalışıyorum elbette. Fakat mesele benim için dayanılmaz noktaya geldiğinde gezmek, okumak ve doğaya sığınmak kurtarıcım oluyor. Gezginliğin bir de üst mertebesi var: Seyyahlık. Bu, gidilen yere adaptasyonu ve yerel halk gibi yaşamayı gerektiriyor. Bir gün modern bir seyyah olarak anılırsam bundan büyük mutluluk duyarım.  

Seyahate çıkarken yapılan en büyük yanlış nedir? Nelere dikkat etmeliyiz? Nasıl hazırlanmalıyız? Tercih yaparken kriterlerimiz ne olmalı?

Seyahatler, gündelik yaşamın boğucu koşullarından sıyrılmamıza olanak sağlar. Yollara düşmenin belki de en güzel yanlarından biri, insanın kendini yenilemesine olanak sağlamasıdır. Yolculuk boyunca gördüğünüz her obje, tanıdığınız her insan ve yaşadığınız her bir deneyim, hayatınızı güzelleştiren yapbozun birer parçası olur. Gülümseyerek döndüğünüz her seyahat, hayata daha mutlu gözlerle bakmanızı sağlar. Peki seyahatin ruhu ve bedeni yenileyen bu özelliklerine nasıl sahip olabiliriz? Yanıtı basit, kendimizi tanıyarak ve beklentilerimizin farkında olarak… Ülkemizde tatiller yaygın biçimde temmuz ve ağustos aylarına sıkıştırılıyor. Tercihler, genellikle klişe bilgilerle yapılıyor. Nasıl bir seyahatin size iyi gelebileceğini, beklentilerinizi, tatilde kim ya da kimlerle birlikte olmak istediğinizi sorgulayarak ilk adımı atabilirsiniz. İple çektiğiniz bir seyahate hazırlanmanın en iyi yolu, gideceğiniz yer ya da yerlerle ilgili okumaktan ve izlemekten geçiyor. Latin Amerika’ya gidecekseniz G. G. Márquez, yolunuz Dublin’e düşecekse James Joyce okumadan yola çıkmayın. Bir de yanınızda mümkün olduğunca az eşya götürmenizi öneririm. Alışageldiğiniz konformizmden bir parça da olsa sıyrılmak, seyahatlerinizi daha anlamlı hâle getirecek.   

Okuduğun ilk üniversitenin hakkını vermişsin. Bir iletişim mezunu olarak editörlük, yayın yönetmenliği ve metin yazarlığını Gezi Travel, Skylife, Food & Travel, Daily Telegraph, Le Figaro gibi çok önemli yayınlarda icra etmişsin, hâlen de ediyorsun. İkinci üniversitense rehberlik üzerine ama henüz profesyonel turist rehberliği yapmıyorsun? Senden daha iyi rehber mi olur! Nedir beklediğin?

Yazma virüsü size bir kez bulaştığında ondan kolay kopamıyorsunuz. Tam da çok sevdiğim Sait Faik’in dediği gibi, “yazmasam çıldıracaktım.” Yazmadan yaşayamama sendromu galiba bende de var. Sanırım bu nedenle turist rehberliği yapmayı hep erteliyorum. 2017 yılında İstanbul’dan Ege’ye taşınırken, artık dergi işi yapmayacağım, diye kendime söz vermiştim. Ama kazın ayağı öyle olmadı. Yıllardır iki dergide birden editörlük ve yazı işleri müdürlüğü yapmaya, farklı dergilere ve ayrıca kitap yazmaya devam ediyorum. Kısaca ben, yazdıklarımla seyahate çıkanlara rehberlik ediyorum ve bu beni çok motive ediyor.

Görmediğin, gezmediğin köşesi kaldı mı ülkemizin? 

Gezmek, benim için sonu olan bir şey değil. Bir şehre kaç kez gidersem gideyim yeni şeyler öğrenebiliyor, farklı hikâyelerle karşılaşabiliyorum. Bu anlamda Türkiye benim için sonsuz bir hazine. Hemen her yöresinde yine, yeniden keşfedilebilecek şeyler bulabiliyorum. Ülkemizde henüz görmediğim şehir kalmadı. Hatta birçok şehre birden fazla kez gittim. Son beş yılda, benim de bizzat içinde yaşadığım Ege, asıl ilgi alanımı oluşturuyor. Ege, kültürel ve tarihi mirası çok zengin, özel bir coğrafya. Homeros’tan Kazancakis’e, Halikarnas Balıkçısı’ndan Azra Erhat’a pek çok isme ilham vermiş, hikâyesi ve sürprizi bol bir bölge. Düşünün, insanlık tarihine başlı başına dev bir mitoloji armağan etmiş bir yerden söz ediyoruz. Yörede kadim uygarlıkların günümüze sirayeti var. Bugüne dek Türkiye ve Yunanistan’da sayısız seyahat yaptım. İki yakanın günlük yaşamına karıştım, uzun uzun gözlem yapma fırsatı buldum. Ege, toplumsal kodlarına ve yaşam tarzına aşina olduğum bir bölge. İnsanlarını ve onların davranış biçimlerini, alışkanlıklarını iyi biliyorum. Açıkçası Ege’nin günlük hayatını değerli buluyorum. Her insanın şekillendiği bir şehir, bir mahalle, bir sosyal habitat var. “Ege’yi Gör ve Yaşa” adlı kitabımı bu nedenle yazdım. 

melih uslu - gezi kitapları

2006 yılından beri gerek makalelerinle gerekse kitaplarınla insanları gezmeye-görmeye teşvik ediyorsun. İç turizmin gelişimi açısından bu çok kıymetli. Şu ana dek basılmış 7 kitabın dışında yeni çıkacaklar var mı

Evet, biri baskı, diğeri hazırlık aşamasında olan iki kitabım var. Bu yaz yayımlanacak ilk kitabımın adı, “Güneşli Patikalarda Akdeniz”. Ama ben ona “mavi kitap” diyorum. Berrak deniz Akdeniz, ışık içinde yüzen düşsel bir dünyadır benim için. Denize girerseniz vücudunuz fosforlu bir balık gibi parlar. Halikarnas Balıkçısı, Akdeniz’e şu sözlerle selam çakar: “Mağrur dağları ve uçurumlarıyla tüm Akdeniz’e, usta bir sanatçının elinden çıkmış sanat yapıtı denebilir.” Kadim uygarlıkların, dünyanın en eski ve en sağlıklı mutfağının beşiği; zeytinin, incirin, üzümün yurdudur Akdeniz. Dülgerler, sinaritler, kılıç balıkları, mercanlar ve daha niceleri ona âşıktır. Bu kitabım, Türkiye’de Akdeniz karakterine sahip yerlerde yapılmış yolculukların notlarından oluşuyor. İkinci kitabım, “Soul of Istanbul”(İstanbul’un Ruhu) ilk etapta İngilizce ve İtalyanca yayımlanacak ve hem basılı hem dijital olarak pek çok dünya şehrinde okuyucuya sunulacak. 

Çok güzel, kalemine sağlık. Bu sene İngilizce ve İtalyanca yayımlanan bir kitabın daha var: The Magnificent Treasures of Türkiye ve I Magnifici Tesori Della Turchia… Ülke tanıtımına katkın için de tebrik ediyoruz seni. Nereleri anlattın kitapta? Nasıl tepkiler alıyorsun?  

Padova merkezli yayınevim Casa Editrice Altano’nun İtalya’da Türkiye’ye ve Türk kültürüne olan büyük ilgiyi tespit etmesi üzerine ortaya çıktı bu kitap. “Türkiye’nin Muhteşem Hazineleri” kitabı sıradan bir gezi rehberi değil. Özgün yorumlar, az bilinen heyecan verici keşifler, yerel portreler, ünlü görüşleri ve çok daha fazlasını içeriyor. 320 sayfalık kitap okuru, Anadolulu ozan Homeros, İngiliz şarkıcı-söz yazarı David Bowie, Fransız romancı Pierre Loti, İtalyan yazar ve düşünür Umberto Eco gibi önemli isimlerin de eşlik ettiği derinlikli bir yolculuğa çıkarıyor. Bununla da kalmayıp gezginleri sakin koylara, köy pazarlarına götürüyor; limon, zeytin ve badem ağaçları arasında yürüyüşlere çıkarıyor, Anadolu’nun eşsiz doğası ve sakin yaşam tarzıyla tanıştırıyor. Batılıların Türkiye’ye yönelik oryantalist merakı geçmişte olduğu gibi bugün de devam ediyor. Yayın danışmanım Guilia dal Pra, İtalya’da ülkemiz üzerine bir seyahat kitabı bulmanın çok zor olduğunu, Lonely Planet’in Türkiye edisyonunun ise çoktan tükendiğini söylüyordu. Piyasadaki bu boşluk çok işimize yaradı. İtalya’nın en okur-yazar sekiz kentine 2 binden fazla kitap yolladık. Henüz ilk haftamızda 208 sipariş aldık. İtalya’nın kültür kanalı RAI3’te kitabımız detaylı biçimde tanıtıldı. Torino Kitap Fuarı’ndan davet geldi. İtalyan entelektüellerinin sosyal medyadaki önemli buluşma platformlarından Medio Oriente e Dintori’de yaklaşık 1,5 saatlik canlı yayına katıldım. “Türkiye’nin Muhteşem Hazineleri” kitabı, sadece İtalya’daki okurlardan değil, Türkiye’deki turistlerden de ilgi görüyor. Beyoğlu’ndaki Ada Kafe & Kitabevi gibi kitapçılarda bulabilirsiniz.   

Malum herkesin bir yerlere gitmek için sabırsızlandığı mevsimdeyiz. İlk kitabının adını yöneltelim sana soru olarak: Bu yaz nereye gitmeli sence? 

Kaş’ı merkez alarak Kalkan’dan Meis’e, Kekova’dan Patara’ya geniş bir hat çizebilirsiniz. Akdeniz’in en mavi-lacivert parıltılarına sahip tatil merkezi Kaş, hemen karşısındaki Meis ile birbirine kavuşamamış ama hiçbir zamanda ayrılamayacak iki sevgili gibi… Huzuru, doğayı, tarihi ve renkli gece hayatını bir arada sunan iki yakayı keşfetmek gerek. Kaş’ta konaklamak için Molino Hotel’i önerebilirim. Üstelik Kaş seyahatini Meis gezisi ile taçlandırmak sanılandan çok daha kolay. Kaş’tan 20 dakikalık keyifli bir deniz yolculuğu ile ulaşılan Meis Adası, yaklaştıkça güzelleşiyor. Adanın Yunanistan’daki resmî adı Megisti, İtalyanlardan miras yaygın ismi ise Kastellorizo. Misafirlerini müze olarak kullanılan Osmanlı camisi ile karşılayan Meis, dört asır boyunca Türklerin idaresinde kalmış. Bu nedenle de Türk izleriyle dolu. Kıyıları son derece girintili çıkıntılı ve sarp olan adaya, doğu kıyısındaki doğal limandan giriliyor. Adanın ana yerleşimi de bu limanın kıyılarına ve sırtlarına kurulmuş. Ancak çoğu ziyaretçinin yaptığı gibi adanın sadece liman çevresini gezmek, Meis’in birçok güzelliğini kaçırmak demek çünkü adanın tepelerine tırmandıkça adanın güzellikleri önünüze seriliyor.   

Seyahat kitapları nasıl kullanılmalı? Sen yola çıkmadan önce okuma yapar mısın? Neleri okursun? 

Seyahat kitapları hafife alınacak, sabun köpüğü yapıtlar değildir. Doğru seçimler yaparsanız seyahatlerinizi ve hayatınızı zenginleştirirler. Seyahat edebiyatı şemsiyesi altına dâhil olan eserler, her zaman başucu kitaplarım arasında yer alırlar.  Yaşar Kemal’den Sabahattin Ali’ye, Cesare Pavese’den Ernest Hemingway’e pek çok isim ciddi biçimde seyahat edebiyatı yapmıştır. Seyahat kitapları, şehirlere dair gelecek kuşaklara kaynaklık oluşturacak bir bellek yaratırlar. Şehirleri, değerli kılan belleklerdir. Ahmet Oktay “Metropol ve İmgelem” adlı kitabında bunu anlatır. Kavafis’e göre de şehir, onu bıraksanız bile arkanızdan gelendir. Bu açıdan seyahat yazarları önemli bir işlevi yerine getirirler. Antik tarihçilerin, Strabon’un, Heredot’un, Evliya Çelebi’nin, Avrupalı seyyahların, Marco Polo’nun, Piyer Loti’nin yazdıkları olmasaydı ne çok bilgiden mahrum olurduk değil mi? Kendi adıma her seyahatimden önce ve sonra haftalar, hatta bazen aylar süren okumalar yapıyorum. Bu sayede gittiğim yerlerin ruhuna inebiliyor; şehirlere görünenin ötesinde, farklı yaklaşımlarla bakabiliyorum.

Bookinton okurlarına seyahat odağında rehber veya ilham olabilecek hangi kitapları tavsiye ediyorsun? 

Ufuk açıcı birkaç kitap önermek isterim: 

  • Büyük Orfoz – Yaman Koray
  • Siyah Sert Berlin – Enis Batur
  • Ceylanlar Suya İndi – Fikret Otyam
  • Merhaba Akdeniz – Halikarnas Balıkçısı
  • Kıyı Kıyı Kent Kent – Orhan Duru 
  • Boğaziçi Sayfiyeleri – G. V. İnciciyan
  • Doğu’da Seyahat – Gerard De Nerval 
  • Mavi Yolculuk – Azra Erhat
  • Ahşap Fanus: İran – Özcan Yurdalan 
  • Yürüyerek İstanbul – Melih Uslu  

Melih Uslu kimdir? 

1976 doğumlu Uslu, eğitim sürecini önce Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde ardından da Kapadokya Üniversitesi Turist Rehberliği Bölümü’nde tamamladı. 2000’li yılların ilk yarısında Türkiye’nin en büyük dergi grubu olan 1 Numara Hearst Yayıncılık bünyesindeki Gezi Travel’da ardından Türk Hava Yolları Skylife’ta editörlük, SunExpress SunTimes’ta yayın yönetmenliği ve 12 ülkede yayınlanan FOOD and TRAVEL dergisinin Türkiye edisyonunda yazı işleri müdürlüğü yaptı. İngiltere’den The Daily Telegraph, Fransa’dan Le Figaro, Almanya’dan Die Welt, Hollanda’dan Levenin Turkije ve Körfez ülkeleri, Rusya, Kuzey Kıbrıs gibi çeşitli ülkelerden 20’den fazla gazete, dergi ve internet sitesi için içerik hazırladı. Hâlen İstanbul ve Londra merkezli BuKafa Medya bünyesinde kadrolu metin yazarlığı görevini sürdüren Uslu, @goturkiye ve çatısı altındaki şehirlerin Instagram sayfalarına yazılar yazıyor.

TRAVELounge Türkiye dergisi yazı işleri müdürü ve Türkiye Fotoğraf Vakfı resmî yayını FOTOSFER dergisi editörü olan Uslu, Hürriyet Seyahat gazetesi yazarlığını ve jüri üyeliğini de sürdürüyor. Oksijen gazetesinde ve TRT Radyo canlı yayınlarında periyodik aralıklarla yol hikâyeleri anlatan, Akdeniz Koruma Derneği gönüllüsü Uslu’nun şu ana dek yayımlanmış 7, baskı aşamasında olan da 2 yeni kitabı mevcut. Datça’nın kültür ve turizmine katkılarından dolayı Datça Belediyesi tarafından 2023 yılında verilen “fahri hemşehri” belgesi dâhil pek çok ödülün de sahibi olan Uslu, hayat arkadaşı Filiz ile birlikte “cennetim” dediği Marmaris’te yaşıyor.  

Kitapları
2024, Soul of Istanbul (editoryal süreçte)
2023, Güneşli Patikalarda Akdeniz (baskı aşamasında)
2023, I Magnifici Tesori Della Turchia
2023, The Magnificent Treasures of Türkiye
2022, Doğu Seyahatnamesi (2. baskı)
2021, Arabayla Anadolu
2019, Ege’yi Gör ve Yaşa (2. baskı)
2018, Yürüyerek İstanbul (4. baskı)
2016, 50 Ünlüyle 50 Rota
2006, Nereye Gitmeli?

Bir Yorum Bırakın

Epostanız gözükmeyecek.