Zemberekkuşu’nun Güncesi – Haruki Murakami

Yayınevi:
Editör: Zerrin Maral

Haruki Murakami, Doğan Kitap tarafından yayımlanan Zemberekkuşu’nun Güncesi kitabında Japon kültüründe hemen her yerde önümüze çıkan kuyu imgesini inceliyor. Biçim bakımından başlı başına bir kuyuyu andıran roman, iç içe geçmiş rüyaların, tılsımların anlatıldığı dokunaklı bir kurgu.

Sitede Yayınlanma Tarihi: 22 Haziran 2022

Orjinal Adı: Necimaki-dori kuranikuru

Ülke: Japonya

Türü: Büyülü Gerçeklik - Kurgu

Okur Yaşı: Genel Yetişkin Okur Kitlesi

Hedef Kitle: Japon edebiyatı severler.

Sayfa Sayısı: 240 sayfa

Çevirmen: Nihal Önol

Çeviri: ☺️

İmla: ☺️

Ebat: 20 x 14 cm

Kategoriler:

İnceleme

Bize çağdaş, postmodern masallar sunan dehâ Haruki Murakami ile İmkânsızın Şarkısı adlı romanıyla tanıştım. Sonrasında bir geç kalmışlık duygusuyla her kitabını açlıkla soluksuz okudum.Tek sıkıntı, Murakami’den sonra yeni bir kitaba başlamam zor oluyor. Birbirine karışan ama bir o kadar da paralellik gösteren, sade, yalın ifade edilmiş bir kurgudan sonra içimdeki yavan, boşluk hissini dolduramıyorum.

Zemberekkuşu’nun Güncesi’ni incelemeye başlamadan önce Haruki Murakimi’nin yazın özelliklerinden az da olsa söz etmek istiyorum: Romanlarındaki karakterler hep bir arayış içinde kendi hikâyelerini bulmaya çalışarak çözemedikleri bir sırrın peşindedirler. Cinsel anlamda çekici ve gizemli kadınlar romanlarının olmazsa olmazlarıdır. Yazarın ifadesiyle kadınlar, “Birer medyum – gelecek dünyanın müjdecileridirler.”

Hep bir melodinin peşinde koşan Murakami’nin romanlarının isimleri de şarkılara atıftır. Örneğin; İmkânsızın Şarkısı, orijinal ismiyle Norwegian Wood (This Bird has Flown) bir Beatles şarkısıdır.

Hayâl ve gerçeklik sınırında kalan karakterler çoktur, kırılma noktalarında siz de onlarla kâh gülersiniz kâh sessizleşirsiniz…Bir anda ortaya çıkan kediler ise gizemli bir şekilde ortadan kaybolabilir ya da Sahilde Kafka’da olduğu gibi konuşabilirler.

Paralel evren, gizemli dünyalara geçişi sağlayan giriş taşı… Üstelik mistik bir anlatımla maddi dünyadan manevi, ruhani bir dünyaya geçişi sağlayan taşlar…Ve en sevdiğim metaforlar: Hafıza ve zamanı hatta belleksizliği simgeleyen Orman, zihnin derinliklerini simgeleyen Kuyu Murakami’nin en bilinen metaforlarıdır.

Hırsız saksağan uvertürü ve sıradan bir gün

“O kadın telefon ettiğinde mutfakta kendime makarna pişiriyor, bir yandan da Rossini’nin radyoda çalan Hırsız Saksağan uvertürüne eşlik ediyordum.” Hukuk bürosunda çalışıyorken zam teklifine rağmen istifa edip kendini ev işlerine, yemek, alışveriş gibi işlere adayan Toru Okada, anlatıcı, otuzlu yaşlarda evli bir erkek. Karısı Kumiko Okada ise gazeteci, bir dergide editörlük yapıyor. Sessiz, sakin sürek evliliklerinde Kumiko bir kez hamile kalmış ancak maddi zorluklar nedeniyle aldırmak zorunda kalmışlar. Çocuk sahibi olamamak içlerinde hapsedilen bir öfke olarak kalmış. Günün birinde kedileri Noboru Vataya’nın (Toru’nun kayınbiraderi, kötü bir politikacı) diğer adıyla uskumrunun kaybolmasıyla hayatlarının akışı değişiyor ve ardından Kumiko da kayıplara karışıyor…

Toru Okada, kayıp kedilerini aramaya başlamasıyla, sıra dışı, gizemli insanlarla tanışır: İlk başlarda hemen hemen her gün Toru’yu arayıp kendisini tanıdığını, telefonda seks yapmak istediğini ve yalnızca adını hatırladığında özgür olacağını söyleyen gizemli bir kadın; Neşeli, yeniyetme kız May Kasahara; Bedensel zerrecikler takıntısı olan kırmızı şapkalı medyum Malta Kano ve kendisini “zihin fahişesi” olarak tanımlayan, geçmişi intihar girişimleriyle dolu küçük kız kardeşi Creta Kano; Teğmen Mamiya, İkinci Dünya Savaşı’nda sayısız acılar yaşamış, toplama kamplarında kalmış ama bir türlü ölmemiş yaşlı bir adam, gazi; Kendilerine Nutmeg ve Tarçın Akasaka diyen bir anne ve oğlu; Anne Muskat Akasaka, Toru Okada’yı himaye eden gizemli kadın ve hiç konuşmayan oğlu Tarçın Akasaka; Ki kiii ki! ve her gün ötüşüyle dünyanın zembereğini kuran ama bir gün görevini aksatınca işleri karıştıran Zemberekkuşu!

Kuyu, yıldızlar ve mavi

“Bir kuyunun dibinden yıldızları seyretmek aynı gökyüzüne bir tepeden bakmaktan çok farklıydı. Sanki ruhum, bedenim ve varlığım şu daracık deliğin ötesindeki bu yıldızlara sağlam bağlarla bağlanmış, birleşmişti.”

Toru Okada, kediyi aramaya çıktığında evinin arka sokağında terk edilmiş bir konağın bahçesinde suyu kurumuş bir kuyu keşfediyor. Toru, kedinin ve ardından karısı Kumiko’nun kaybolmasıyla anlamlandıramadığı şeyleri düşünmek için bu kuyunun dibine iniyor. Bedeni ile karanlığın, varlığı ile yokluğun, bilinci ile bilinçsizliğin, gerçekle düşün arasında kendini deneyimliyor. İlk inişinde üç gün kalıyor kuyuda, az su ve açlıkla perişan şekilde çıkıp evine dönüyor.

Kuyuya ikinci inişinde yanağında bir mavi leke ile dışarı çıkıyor. “Deneyimlerimiz yüzünden aynanın yansıttığı görüntünün gerçek olduğuna inanırız.” Leke, kuyuda geçirdiği ruhani zamanlardır. Kendinde ve hayatındaki belirsizlikler, açmazlar, kaygılar yerini bir anlama bırakıncaya kadar mavi lekeyi yüzünde taşır.

Haruki Murakami, Zemberekkuşu’nun Güncesi’nde, roman kahramanı Toru Okada’nın etrafına serpiştirdiği bu karakterlerin hikâyelerini ve aralarındaki bağlantıları ustalıkla gösteriyor. Bölümler arasında her karakterden izler var. Satırlar arasında gezinirken kendinizi, içinize çektiğiniz parfümü koklarken ya da kucağınızdaki kedinin mırıltılarını dinlerken bulabiliyorsunuz.  Canlı canlı derileri yüzülen Japon subayları okurken ise korkuyla merak iç içe geçiyor. Zemberekkuşu’nun Güncesi, büyülü gerçekliğin en güzel örneklerinden, postmodern bir roman. Dili sade ve akıcı. Hacimli bir kitap olmasına karşın kolay okunuyor. Hatta okumaya ara verdiğinizde kurulmayı bekleyen bir Zemberekkuşu sizi takip ediyor!

 Haruki Murakami kimdir?

Haruki Murakami, 12 Ocak 1949 yılında Japonya’nın Kyoto kentinde dünyaya geldi. Babası Budist bir din adamı olan yazar gençlik yıllarını Kobe’de geçirmiştir. Tokyo Vaseda Üniversitesi’nde klasik drama eğitimi aldı. Eserleri tüm dünyada ellinin üzerinde dile çevrildi. Batı edebiyatına duyduğu ilgiden dolayı eleştirilmiş olsa da postmodern yazarlardan olan Kurt Vonnegut ve Richard Brautigan’ın etkisinde kalmıştır. Büyülü gerçeklik, fantastik, roman türlerinde eserler kaleme alan yazar, Nobel Edebiyat Ödülü’ne de aday gösterilmiştir. Murakami, yazarlık kariyerinin yanı sıra J. D. Salinger, F. Scott Fitzgerald gibi dünyaca ünlü yazarların kaleme aldığı eserleri Japoncaya çevirmiştir. Kitapları pek çok ödüle layık görülmüştür. Bunlardan bazıları: 1982 Noma Literary Prize – Yaban Koyunun İzinde, 1995 Yomiuri Prize for Literature – Zemrekkuşu’nun Güncesi, 2005 New York Times Yılın En İyi 10 Kitabı – Sahilde Kafka, 2006 Frank O’Connor Uluslararası Kısa Hikâye Ödülü.

Eserlerinden bazıları; İmkânsızın Şarkısı, 1Q84, Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu, Sadece Müzik, Pinball 1973, Dans Dans Dans, Yaban Koyununun İzinde, Sahilde Kafka,Zemberekkuşu’nun Güncesi, Karanlıktan Sonra, Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında, Koşmasaydım Yazamazdım, Sputnik Sevgilim.

 Diğer dünya edebiyatı kitap incelemelerini okumak için tıklayın.

Yorumlar (0)

Yorumlar

Henüz Bir Yorum Yok

Be the first to review “Zemberekkuşu’nun Güncesi – Haruki Murakami”

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Diğer İnceleme ve Tanıtımı Yapılan Kitaplar