Normal İnsanlar – Sally Rooney
Yazan: Esra Sidre Burak
Can Yayınlarından 2018 yılında çıkan Normal İnsanlar, bugüne kadar on dört baskı yaptı. British Book Awards, An Post Irish Awards, Costa Awards gibi pek çok ödül alan kitap, dünya çapında övgüler aldı. Sally Rooney’nin özellikle gençlerin büyük ilgi gösterdiği bu kitabı, hem çok romantik hem de ilişkileri cesurca sorguluyor.
Orjinal Adı: Normal People
Ülke: İrlanda
Türü: Kurgu, Roman
Okur Yaşı: Genel Yetişkin Okur Kitlesi
Hedef Kitle: Çağdaş aşk romanları okumayı seven herkes.
Sayfa Sayısı: 264 sayfa
Çevirmen: Emrah Serdan
Çeviri: ☺️
İmla: ☺️
Ebat: 13,5 x 21 cm
İnceleme
Aslında hayatımızın tam ortasında duran ama varlığına inanabilmemiz için bu kitabın yazılmasını beklediğimiz bir kadın-erkek ilişkisini anlatıyor Normal İnsanlar. Zıt kutuplar birbirini çeker mi ya da asla bir arada olamazlar mı sorusunun cevabını arıyoruz kitap boyunca. Her anlamda zıt olan iki insanın aslında birbirleriyle ne kadar uyumlu olabileceğini görüyoruz.
Connell ve Marianne
Marianne çok zengin, dışarıdan bakıldığında çok soğuk duran biri ama aslında içindeki çekingen ruh, Connell için her şeyi yapmaya razı. Connell ise Marianne kadar nadir olmayan bir insan tipi. Daha popüler ve göz önünde ama aslında toplumdaki pek çok kişi gibi o da kalabalıklar arasında tek başına kalmış biri. İtiraf edemese de onun için var olan tek kişi ise Marianne…
Nereye kadar saklanacağız?
“Connell bu kez kahkahayı bastı. ‘Marianne,’ dedi, ‘Hiç inançlı biri değilim ama bazen Tanrı’nın seni benim için yarattığını düşünüyorum.’”
Hiç çok sevdiğiniz birinden, kimse tarafından sevilmiyor diye alay konusu olacağınızdan korkarak vazgeçtiğiniz oldu mu? Siz korkmadıysanız bile korkan biri var: Connell. Yaşadığı korku yüzünden kitap boyunca iyi başlayan şeylerin nasıl kötüye gidebileceğine tanık oluyoruz. Bu yaşına kadar istemeden de olsa herkesten saklanan Marianne’i bu kez Connell herkesten saklıyor. Ne onu sevmekten vazgeçiyor ne de aşkını açıkça yaşayabiliyor.
Bizi ele geçiren sonsuz kaygılarımız
“Marianne’in son derece özgür bir hayatı vardı, bunu görebiliyordu. Connell ise çeşitli kaygılarla kapana kıstırılmıştı. Başkalarının hakkında ne düşündüğünü önemsiyordu. Hatta Marianne’in ne düşündüğünü de önemsiyordu, bu kadarı belliydi artık.”
Siz hiç önemser misiniz insanların sizinle ilgili ne düşündüğünü? Peki önemsiyorsanız bile kontrol edebilir misiniz insanların fikirlerini? Connell işte tam da bu yüzden istediği şekilde yaşayamıyor. Sürekli kendisi hariç herkesi düşünüyor. Özellikle Marianne’i tabi. Bu açıdan kitap bize karakterleri psikolojik açıdan tanıma fırsatı veriyor. Kaygılar herkesin içinde. Kim daha iyi mücadele ediyorsa o kazanıyor hayat savaşını. Sizce Marianne ve Connell beraber mi verecekler bu mücadeleyi yoksa kaygılar onları ele mi geçirecek?
İnsan güzel giden her şeyi gözünü kırpmadan bozabilir
Hayatımızda kendimizi ve yaşadıklarımızı sorguladığımız zamanlar olabiliyor. Hatta bazen karamsarlığa kapılıp kendimizi her şeyden ve herkesten uzaklaştırmak istiyoruz. Yolunda giden her şey, bu düşünceler yüzünden tepe taklak oluyor.
Marianne etrafındaki herkesin ilişkilerini bilmesini göze alıyor. Sürekli Connell’ı övüyor ve onu hayatında tanıdığı en iyi insan olarak tanıtıyor. Connell onun için resmen bir ilah ama Connell aynı şeyleri hissetmiyor. Çok düşünüyor ama kendi ile ilgili düşünceleri iyi değil. Çok güzel giden ve bir tılsımı olan bu ilişkiyi bitirmeyi göze alıyor ve arkasında kırık bir kalp bırakıyor. Burada Connell’a kızmalı mıyız yoksa Marianne için üzülmeli miyiz emin olamıyoruz.
Bitmeyen sevgi
“Ona olan hisleri, başkalarına karşı olan hislerine benzeyebilir miydi hiç?”
Zaman her şeyi ve herkesi unutturuyor insana. Zamanla acılar da diniyor kaygılar da. Sevgiyi kolay kolay aşındıramıyor zaman. Sevgi içimizde kalıyor ve bence “bitmeyen sevgi” dedikleri bir efsane değil gerçek. Connell ile Marianne’in sevgisi bir döngü içerisinde devam ediyor. Araya zaman da giriyor insanlar da. İçten içe birbirlerini kıskanıyorlar, duygularını belli edemiyorlar, saklıyorlar ve kalplerine gömüyorlar.
Normal mi gerçekten insanlar?
“’Neyim var, bilmiyorum,’ diyor Marianne. ‘Niçin normal insanlar gibi olamıyorum, bilmiyorum.’”
Normal olmak nedir ya da normalleştirdiklerimiz normal midir? Kitabın asıl derdi de bu sorulara cevap bulmak. Yazar iki karakterin trajikomik aşkındaki normal ya da anormal olan durumları bulmamızı istiyor.
Akıcı bir dille yazılmış bu kitabın sonunu çok etkileyici buldum. Bu ikili bir araya gelebilecek mi? Birbirlerinden vazgeçecekler mi? Merak edenlerle son sayfasına kadar zevkle okuduğum Normal İnsanlar kitabında buluşalım!
Son söz: Hayat kısa ve kuşlar da uçarken seven sevdiğine bir an önce sevdiğini söylemeli.
Peki siz Normal İnsanlar kitabını okudunuz mu? En çok dikkatinizi çeken neydi? Yorumlarda paylaşır mısınız?
Bookinton mayıs ayı yazarı olan Sally Rooney hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayarak yazar dosyamıza göz atın.
Diğer kitap incelemelerini okumak için tıklayın.
Yorumlar
Henüz Bir Yorum Yok