Leibowitz İçin Bir İlahi – Walter M. Miller, Jr.
Yazan: Buket Sert
İnsan ırkının geçmişi ve geleceği tekerrürden mi ibaret? Ölüm ve yeniden doğum bizim karakterimiz mi? Eğer öyleyse, daha iyi bir dünya için nasıl umut besleyebiliriz?
Orjinal Adı: A Canticle for Leibowitz
Ülke: ABD
Türü: Bilim kurgu
Okur Yaşı: Genel okur kitlesi
Hedef Kitle: Sosyolojik bilim kurgu sevenler
Sayfa Sayısı: 392 sayfa
Çevirmen: Sönmez Güven
Çeviri: ☺️
İmla: ☺️
Ebat: 15 x 23 cm
İnceleme
Leibowitz İçin Bir İlahi bize ne anlatıyor? Korktuğumuz başımıza gelir de bir nükleer savaş sonrası her şeyimizi kaybedersek ne yaparız? Geçmişimiz tarihe karışır, kültürümüz yeryüzünden, birikimlerimiz zihnimizden silinir de hepsi öldürdüğümüz toprağa karışıp kaybolursa nasıl devam ederiz?
Leibowitz İçin Bir İlahi, bunun hikâyesi. Yok oluşun ardından inşa edilen yeni dünyanın, hafıza kaybı yaşamış bir ırkın geçmişinden ders alamayıp aynı hataları tekrarlayışının hikâyesi. Bu kitap belki de henüz yaşamadığımız geleceğimizin tarihi.
Sahne: Savaş ve kıyamet sonrası dünya
Leibowitz İçin Bir İlahi, Üçüncü Dünya Savaşı sonrası kendini büyük çoğunlukla yok etmeyi başarmış insan ırkından geride kalanları konu alıyor.
Nükleer silahların kullanılması nedeniyle savaşta yaşam neredeyse sonra ermiş, medeniyet yok olmaya yüz tutar. Teknoloji ve bilimi bu yıkımın sorumlusu olarak gören, savaştan sağ çıkmış bir kesim, bilim insanlarını avlamaya başlar. Cehalet bir akım hâline gelir, okuma yazma bilen herkes öldürülür ve kitaplar yok edilir.
Hayatta kalan son bilim insanlarından biri olan Leibowitz, elektrik mühendisidir. Kurtardığı kitapları çoğaltarak medeniyetin son zerrelerini cehalet ordusundan korumayı hedefler. Peki Leibowitz bunu başarabilir mi?
Kitap her ne kadar kıyamet sonrası bir dünyayı resmediyorsa da günümüz insanına tanıdık gelecek pek çok öge var. Leibowitz İçin Bir İlahi, bilim kurgu kategorisinde yerini alsa da pek çok bilim kurgu romanı gibi dünya gündeminde yer yer kendine gerçeklik bulan zamansız ögeleri sergiliyor. 21. yüzyılın hâlen savaşlarla kavrulan insanları ne demek istediğimi hemen anlayacaktır.
Radyoaktif, çorak dünyanın kuruluş amacını hatırlamayan manastırlar
Bu kitap aslında Leibowitz’in hikâyesini anlatmıyor. Leibowitz’in ölümünden çok sonrasıyla da buluşturuyor. Leibowitz öldükten sonra aziz ilan edilmiş ve adına manastır kurulmuştur. Aziz Leibowitz manastırının müritleri, geçen zaman içerisinde artık Leibowitz’in kim olduğunu hatırlamıyordur ancak ondan dualarını esirgemezler. Keşişler, yitirilen bilimsel ve teknolojik buluşları keşfedip korumaya kendilerini vakfetmiştir.
Siz de bu manastırın birkaç yüz yıllık tarihine tanıklık edeceksiniz. Bu yolculukta zaman zaman acımasız, korkunç gerçekler karşısında içiniz çekilecek, kimi zaman da bir elektrik devresinin şemasını bulup ne olduğunu anlamadığı bu diyagrama kutsal metin muamelesi yapan keşişlerin çaresiz cehaletine sempati duyacaksınız. Böylesi bir kıyamet sonrası ortamda bile okuyucunun yüzüne bir gülümseme kondurabilen yazarların ve eserlerin kıymetli olduğuna siz okuyucular da kanaat getireceksiniz.
İnsan varsa ölüm de var, umut da.
Tekerrür kitabın baskın temalarından biri. Hafıza kaybı yaşamış insan ırkının dönüp dolaşıp nasıl aynı hataları tekrarladığına şahit olacaksınız ve aklınıza şu soru gelecek: Yıkım ve yeniden doğuş insanlığın kaçınılmaz akıbeti mi? İnsan, geçmişinden ders alabilse bile yine aynı hataları yapmaya mahkûm mu?
“Dünya elli yıldır krizde olmayı alışkanlık hâline getirdi. Elli mi? Ben neden bahsediyorum? Kurulduğundan beri kriz içinde… Sadece son yarım yüzyıldır bu dayanılmaz bir hâl aldı. Üstelik neden, Tanrı sevgisinden mi? Asıl kışkırtıcı olan şey, gerilimin özü nedir? Siyasi görüşler mi? Ekonomi mi? Nüfus baskısı mı? Kültür ve inanç farklılıkları mı? On uzmana sor, on değişik yanıt al. İşte yine şeytan. Kardeşim, bu canlı türü doğuştan mı zırdeli? Eğer doğuştan deliysek, Cennet’i nasıl ümit edebiliriz? Sadece inanmakla mı? Yoksa hiç mi umut yok?”
Zirvede bırakan bir yazar
1960’da Hugo En İyi Roman Ödülü’nü almış, türünün en iyi örneği yakıştırması atfedilen bu kitap aynı zamanda Walter M. Miller, Jr.’ın tek romanı. Kitabın konusu olan yıkım Miller’a hiç de yabancı değil. Yazar, İkinci Dünya Savaşı’nda 55 çatışmada görev almış, telsizci ve uçuş eri olarak hizmet etmiş ve bu kitabı savaştan yaklaşık 15 sene sonra yazmış. Miller yıllarca savaş sonrası depresyon ve stres bozukluğu ile mücadele etti. Eşini kaybettikten sonra 1996’da intihar etti.
Miller aynı zamanda bir katolikti. Bir yaratıcıya inanın veya inanmayın, Leibowitz’in başrahiplerine duyacağınız sempatide Miller’ın dinî inançlarının payı olduğunu düşünüyorum.
Diğer kitap inceleme yazıları için tıklayın.
Yorumlar
Henüz Bir Yorum Yok