Saklı Gerçekler – Özlem Abut Otluoğlu

Yazdığı kitaplarda kadınların yaşadığı sorunları heyecan verici ve düşündürücü hikâyelerle işleyen yazar Özlem Abut Otluoğlu’nun üçüncü romanı Saklı Gerçekler ilgi, merak ve heyecanla okuyacağınız bir kitap. Çocuklukta yaşanan travmalar insan hayatını nasıl etkiler? İnsan sırlarını nereye kadar saklayabilir, sırlar ortaya çıktıkça bedelini kimler öder? Yazar romanında bu soruların cevabını arıyor.

Kitabın konusu nedir?

Romanın ana karakteri Ünal, tutarsız, şımarık, egolu, zengin ve ünlü bir iş insanı olarak karşımıza çıkıyor. Kişiliğindeki sorunlarını, geçmişini, yalanlarını parası ile gizlemeyi başaran, servetinden ve arzularından başka bir şey düşünmeyen, züppe bir karakter. Bir uçuş sırasında ilginç bir şekilde tanıştığı hostes Ela’ya âşık oluyor ve onu elde etmek için zenginliğini, çevresini, cazibesini ve tüm gücünü kullanıyor.

Annesiyle yaşayan idealist hostes Ela ise Ünal’ın kalbini çalmasıyla hayatı değişen akıllı, güçlü ve duygusal bir kadın. Ünal’ın hayatına girmesinden kısa bir süre sonra Ali adındaki küçük bir çocuk ve lüks bir bakımevinde kalan felçli annesiyle yolları kesişiyor. Bu karşılaşma ile birlikte gizemli birçok soruya cevap aramaya başlıyor.

Ela, sevdiği adam ile rüya gibi başlayan evlilikleri ilerledikçe değiştiğini, kendisine karşı tutarsız davranışlar sergilemeye başladığını görüp korkuya kapılsa da harekete geçmesi gerektiğini anlıyor. Ünal’ın şiddeti, giderek artan cinsiyetçi eylemleri ve kendisini bir arkadaşıyla aldatmasıyla kadınlık gururu iyice zedelenen Ela, kocasından uzaklaşmaya başlarken onunla mücadele etme gücünü toplamaya çalışıyor.

Şeytanın dostluğu, dar ağacına kadardır…

“Lütfen annem de babam da ölsün! Onları yanına alırsan bir daha yaramazlık yapmayacağıma söz veriyorum Allah Baba! İyi bir çocuk olacağıma da…”

Annesi ile babasının ölümünü dileyen Ali isimli dört yaşındaki çocuğa olan bağlılığını ve onu evlat edinme isteğini sürekli dile getiren Ünal, Ela’nın soruları karşısında sırlarını saklamakta günden güne zorlanıyor.  Ela, bir yandan Ali’yle tanışmaya çalışırken öte yandan Ünal’ın geçmişini araştırmaya başlıyor.

Hiçbir sır sonsuza kadar saklı kalmaz. Buna malikânede büyük söz hakkı olan yardımcıları Gülizar’ın sırları da dâhil! Küçük Ali’yi Gülizar ve Ünal’dan başka neden kimse göremiyor? Kimin saklı gerçekleri daha acı? Kimin travması daha büyük? Kim, ne zaman, neyin bedelini ödeyecek? Ela, kafasında giderek çoğalan soruların yanıtını ararken, şeytanın dostluğunun dar ağacına kadar olduğunun farkında değildir.

“Güven, kolaylıkla yitirilen, pahalı bir değerdi.”

Ela’nın hamile kalmasıyla yavaş yavaş ortaya çıkan saklı gerçekler karşısında kocasına olan güvenini iyice yitirirken Ünal’ın da bu hamilelikten sonra Ela’ya olan güveni kökten sarsılıyor, psikolojisi iyice bozuluyor.

Peki, henüz dört yaşında iken bir cinayete tanık olan küçük Ali bundan sonra kime güvenebilir?  Yok olan güven duygusunun insanı nasıl bir canavara dönüştürebileceğini sayfaları çevirdikçe şaşırtıcı bir şekilde anlıyorsunuz.

Yazarın toplumsal olaylara bakışını, inceden eleştirilerini kitabı okurken hissediyorsunuz. Ele aldığı konular hepimizin etkilendiği türden olsa da kurgusu ve yalın anlatımı ile okumanızı kolaylaştırıyor. Kitabı bitirdiğinizde, üzerinizde derin bir etki bırakmasına hazırlıklı olmalısınız.

Saklı Gerçekler’ de, paranın ve şöhretin adaletin önüne nasıl geçtiği, insanların zaaflarına nasıl yenik düşebildikleri gibi sosyal ve psikolojik olaylara dayanan alt temalara da rastlıyorsunuz. Çocukluk travmalarının, insan hayatı boyunca ne kadar etkili olduğu çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriliyor.

Diğer kitap incelemelerini okumak için tıklayın.