Kayıp Tanrılar Ülkesi – Ahmet Ümit

(1 Yorum)
Kitap Yazarı:

Yazan: Burcu Gebeş

Webmaster

Tanrılara inanır mısınız? Zeus’a, Kronos’a ya da toprak ana Gaia’ya? Bu romanda Olimposlu tanrılara gönülden bağlanan hatta bunun için canından olan birileriyle karşılaşacaksınız. Mitoloji ve tarihin iç içe geçtiği bu mistik hikâyeyi gelin birlikte inceleyelim.

Sitede Yayınlanma Tarihi: 18 Şubat 2022

Ülke: Türkiye

Türü: Polisiye, Macera, Tarihi Kurgu

Okur Yaşı: Genel okur kitlesi

Hedef Kitle: Polisiye ve tarihi kurgu sevenler

Sayfa Sayısı: 504 sayfa

İmla: ☺️

Ebat: 13,5 x 23 cm

İnceleme

Ahmet Ümit’in son romanı Kayıp Tanrılar Ülkesi önceki kitaplarında olduğu gibi tarihte geçen olaylarla günümüzde yaşanan benzerlikleri yansıtıyor. Ümit kitabı yaklaşık 10 yıl içinde tamamladığını söylüyor. Bu nedenle romana konu olan tarihi çoğu yeri gezmiş, görmüş ve detaylıca araştırmış.[1] Hepsinin gerçeğe dayalı bir kurgusu var. Örneğin kitapta bahsi geçen 1878 Pergamon kazı çalışmaları gerçekten Carl Humann tarafından başlatılmış.[2]  Romandaki Ölmez ailesi ise bu tarihi gerçeğin etrafında kurgulanmış.

Daha önce Ahmet Ümit kitaplarını okuduysanız Nevzat Komiser’i biliyorsunuzdur. Ümit’in çoğu romanlarında bulunan bu karakter bu kitapta çok az bir bölümde karşımıza çıkıyor. Yani Nevzat Komiseri bekleyenler hayal kırıklığı yaşayabilir.

Cezaların en büyüğü: Ölüm!

Ben kitabı üç bölüme ayırdım. İlk bölümde ana karakterimiz Yıldız Karasu Berlin Cinayet Barosu’nun baş komiseri olarak görev yapıyor. Yıllar önce anne ve babasının Türkiye’den Almanya’ya yerleşmesiyle buradan doğup büyüyen Yıldız, Türk kökenli Alman vatandaşı. Cinayet barosunda cevval, zeki bir polis olarak biliniyor.

Romanda Yıldız ve yardımcısı Tobias Beker bir cinayet ihbarı üzerine yola çıkıyor. Kurban bir yazılım firmasında çalışan Cemal Ölmez. Vahşice öldürülen Cemal’in cinayetini diğerlerinden ayıran şey kurbanın öldürülüş şekli ve etrafında bulunan garip çizimler. Duvarda Zeus’un dilinden ihanet edenlerin cezalandırılacağına dair bir mesaj var. Bundan sonraki akışta Zeus’un kendi dilinden hayat hikayesini de dinlemeye başlıyoruz.

Kitap böylelikle bize iki hikaye anlatmaya başlıyor. İki ayrı konu gibi duruyor olsa da özünde işlenen cinayetler, karakterler ve Zeus’un hikayesinin benzer taraflarıyla karşılaşıyoruz.

Türkiye – Almanya arasında

İkinci bölümde Cemal cinayetinin araştırılması sırasında Cemal’in ailesi üzerinden Almanya’ya göç hikayesini, ailenin mitolojiye olan ilgisini, Neo-Nazilerin tutumlarını ve Grandiyöz Paranoya adlı psikolojik rahatsızlığın detaylarını öğreniyoruz. Ümit ırkçılık gibi evrensel bir probleme de değinmeden geçmemiş.

Yine de beni en çok etkileyen Almanya’da yaşayan Türklerin sıkıntıları oldu. Ölmez ailesinin 60 yıl önce Türkiye’den Almanya’ya çalışmak için gitmeleri ve onları orada istemeyen insanların bulunması çok gerçekçi. Diğer yandan her ailede yaşanabilecek mal mülk davası, bir babanın oğlunun cinsel tercihi konusundaki hayal kırıklığı, aile gelenekleri gibi konular da hayli tanıdık ve bizden.

Kitabın üçüncü bölümünde Tobias’ın bir sırrının ortaya çıkması ve Doğu-Batı Almanya savaşının hem toplumsal hem de bireysel olarak insan hayatlarını nasıl etkilediğini görüyoruz. Yazarın geçmişteki hikayeleri günümüzdekilerle birleştirmesi adeta masal ve gerçek arasında bir kara delik varmış hissi yaratıyor.

Hayatın ve insanların içinden bir hikâye

Ben polisiye ve tarihi kurgu sevenlerin kitabı okuması taraftarıyım. Çünkü okurken hem bir maceranın içine düşüyor hem de tarih ve mitoloji ile harmanlanmış, insanı heyecanlandıran duygusal bir hikayenin peşine takılıyorsunuz. Mitoloji ya da tarihle hiç ilgisi olmayan insanların bile konuları ilgi çekici bulabileceğini düşünüyorum.

Günümüz dünyasının meseleleri de göz ardı edilmiyor. Neo-Nazizm, ırkçılık, göçmen sorunları gibi alt temalar da işlenmiş. Hem dil hem de anlatım olarak Ahmet Ümit’i hep sevmişimdir. Tek eleştirim diyaloglar arasındaki konuşmaların biraz fazla ve sıkıcı olması. Onun dışında kitap hayli doyurucu bir içeriğe sahip.

Ahmet Ümit Kimdir?
1960’da Gaziantep’de doğan yazar, Marmara Üniversite Kamu Yönetimi eğitiminin ardından, Moskova’da Sosyal Bilimler Akademisi’nde siyaset eğitimini tamamladı. İlk kitabı 1989 yılında yayımlanan Sokağın Zulası idi. Ardından polisiye tarzı öykü kitapları üzerinde çalışmalar yaptı. Başkomser Nevzat karakteri üzerinden yayımlanan kitaplarıyla bilinen yazar, kitaplarında polisiyenin yanı sıra tarihi konuları da işliyor. Yazarın eserleri 32 farklı dile çevrildi.

[1] https://www.istdergi.com/roportaj/ahmet-umit-katili-saklamak-zor-degil

[2] https://tuerkei.diplo.de/tr-de/themen/kultur/historische-notizen-archaeologie/1797600

Diğer kitap incelemeleri için tıklayın.

Yorumlar (1)

Kayıp Tanrılar Ülkesi – Ahmet Ümit için 1 değerlendirme.

  1. Işıl Duman

    Uzun zamandır kitabı raflarda görüyor ancak elim bir türlü almaya ilerlemiyordu, bu inceleme yazısını okuduğum gün aldım? teşekkürler bookinton?

Ortalama Puan

5.00

1 Yorum
5 Yıldız
100%
4 Yıldız
0%
3 Yıldız
0%
2 Yıldız
0%
1 Yıldız
0%
Yorum Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

More Products