Kapak Kızı – Ayfer Tunç
Ayfer Tunç’un Can Yayınları etiketiyle yayımlanan romanı Kapak Kızı, karlı bir günde şehirler arası bir trenin yemekli vagonunda birbirini tanımayan üç kişinin bir erkek dergisinde gördükleri “Ayın Kızı Şebnem”in çıplak fotoğrafları ile kesişen hayatlarını ve yaşadıkları yüzleşmeyi anlatıyor: Hangimiz daha çıplak?
Ülke: Türkiye
Türü: Kurgu, Roman
Okur Yaşı: Genel Yetişkin Okur Kitlesi
Hedef Kitle: Çağdaş Türk edebiyatı okumayı sevenler.
Sayfa Sayısı: 264 sayfa
İmla: ☺️
Ebat: 12,5 x 19,5 cm
İnceleme
Kapak Kızı romanında Ankara-İstanbul arasında seyahat eden bir yolcu treninin yemekli vagonundaki üç yabancının ortak paydası, bir erkek dergisinin kapağında “Ayın Kızı Şebnem”in çıplak fotoğrafını görmüş olmaları. Kitapta, bu fotoğraf ile hem yolları kesişen üç yabancının hikâyelerini hem de –Şebnem’le akraba olan ikisinin anlattıkları kadarıyla– romanın görünmez başkişisi Şebnem’in ortaya çıkan silüetini takip ediyoruz. Söz konusu üç kişi aynı zamanda kitabın anlatıcıları. Şebnem’in birbiriyle tanışmayan uzak kuzenleri Selda ve Ersin ile yemekli vagonun garsonu Bünyamin için dergideki çıplak fotoğraflar sanki onların hayatlarına tutulan bir ayna oluyor. Sonrasında kendilerini sorgulamaları ve yüzleşmeleri başlıyor:
“Bu hayatı sürdüremeyecek kadar farklı, hayatını yeni baştan kuramayacak kadar zayıf olduğunu anladığından beri mutsuzdu…Görünen oydu ki Şebnem cesurdu, güçlüydü, ya hep ya hiççiydi. En dibi göze almıştı.”
“Pencereden baktı. Tren bir şeyleri geçiyor, arkada bırakıyordu; zaman gibi.”
Kitapta ana mekân olarak seçilen yemekli vagon, yolcuların kendi geçmişlerine yaptıkları yolculuğa atıfta bulunması açısından mükemmel bir metafor olmuş. İnsanın kendisiyle en çok baş başa kalabildiği ulaşım araçları şehirler arası trenler oluyor sanki. Kara yolu gibi gözünüzün yolda olması gerekmiyor, deniz yolculuğundan daha konforlu iken uçak yolculuğundan daha uzun sürüyor. Trende geçirilen zamana, yol boyunca pencereden akan manzaralar ile raydan gelen sesler de eklenince yolculuk sinematografik bir hâl alıyor ve herkes kendi filmini geriye sarmaya başlıyor belki de. Yeri gelmişken İranlı yönetmen Abbas Kiyarüstemi’nin de filmlerinde sıklıkla kullandığı araba yolculuğunda geçen sahneleri hatırlatmak isterim. Yönetmenin filmlerinde yolcular arasındaki etkileşim ve diyalog, arabanın sıkışık atmosferinde daha bir koyulaşıyor ve kahramanlar kendileriyle birlikte hayatı sorguluyor. Benzer şekilde, Kapak Kızı romanındaki yemekli vagonun kamusal ve özel alanın birbirine karıştığı sıkışık ve kapalı atmosferi de farklı kahramanların hikâyesini aynı anda anlatmak açısından işlevsel bir mekân olmuş. Romanda geriye dönüş tekniği sıkça kullanılarak kahramanların hayat hikâyesi akıcı bir anlatımla tren yolculuğu süresine sığdırılıyor. (Trenin rötar yapması da akışa yardımcı oluyor. ☺️)
“Tek suçu güzel olmaktı kızın.”
Ayfer Tunç aile kurumu üzerine çok düşünmüş ve kitaplarında bunu çok sorgulamış bir yazar. İlk romanı olan Kapak Kızı’nda da kahramanlar üzerinden modern ailedeki hiyerarşik kuralların, iki yüzlü tavırların ve aile içi çatışmaların bireylerin benliklerini ezerek ileride mutlu yetişkinler olmalarına nasıl ket vurduğuna dikkat çekiyor. Yazarın tüm kitaplarında olduğu gibi Kapak Kızı’nda da karakterlerin psikolojik altyapısıyla ilgili verdiği detaylar, onları daha iyi analiz etmemizi sağlıyor.
Kapak Kızı romanında Şebnem’in güzelliğini annesi Hülya’dan aldığından, Hülya’nın da güzelliğiyle herkesin başını döndürdüğünden sıkça bahsediliyor. Kitabın bir yerinde Selda, “Şebnem güzel çünkü. Çok güzel. İnsanın bu kadar güzel olduğu için onu suçlayası geliyor. Ama güzellik suçtur zaten, cezası mutlaka çekilir,” diyor. Hülya’nın yaşamı boyunca çektiği acılar, yaşadığı mutsuzluklar, sürekli aile içi dedikoduların malzemesi olması da sanki güzelliğinin bir bedeli gibi. Kitapta Şebnem’in kapak fotoğrafı üzerinden verilen çıplaklık, bir cinsel imge olmanın ötesinde. Fotoğraf, ona bakanlara kendi görmezlikten geldiğini tüm çıplaklığıyla yansıtan bir ayna oluyor ve soruyor: Kim daha ahlaklı?
“Zemin aynı zemin, inşa aynı inşa”
Ayfer Tunç’un yirmi beş yaşında yazdığı Kapak Kızı, bir editörlük çalışmasından geçmeden 1992 yılında basılıyor. Kaldı ki kitabın yazıldığı dönemde editörlük kurumundan söz etmek de pek mümkün değil. Yazar daha sonra Yapı Kredi Yayınlarında editörlük yapmaya başlıyor. Bu dönemde, romanın editöryal hatalar olarak gördüğü yerlerini düzeltmek ve bir nevi kelime tasarrufu yapmak isteyince bir dosya gibi gördüğü kendi kitabına editörlük yapıyor. Kitabın bu yeni hâlini, Can Yayınlarından çıkan ilk baskısına yazdığı son sözde “yeniden yazma” değil “aynı metin, aynı inşa” olarak niteliyor. Ayfer Tunç, metinleri yaşayan bir organizma olarak gördüğünü sıklıkla ifade ediyor; kitap olarak yayımlanmış olsa bile yazarın kafasında metnin hâlâ dönebildiğini ve yazarın metni değiştirme ya da dönüştürme hakkının baki olduğunu belirtiyor.
Kapak Kızı, sonraları Ayfer Tunç üçlemesi olarak bilinen serinin ilk kitabı oldu. Yazar 2010 yılında yazdığı Yeşil Peri Gecesi’nde sözü Şebnem’e bırakırken 2020 yılında yayımlanan Osman’da Şebnem’in evlendiği adamın hikâyesini anlatıyor. Ayfer Tunç’un kitaplarında yan karakterler olay örgüsünde öylesine çoğaltıcı bir rol oynuyor ki esas kahramanların yanı sıra onlarla da daha fazla zaman geçirme isteği duyuyorsunuz. Örneğin, ben Kapak Kızı’ndaki beyaz uzun saçlı yaşlı adamın hikâyesini merak ediyorum. Ayfer Tunç’un “acılezzet” Türkçesinden üçlemeye dördüncü bir kitap gelir belki, kim bilir?
Siz bu kitabı okudunuz mu? En çok dikkatinizi çeken mesaj neydi? Yorumlarda paylaşır mısınız?
Bookinton haziran ayı yazarı olan Ayfer Tunç hakkında daha fazla bilgi için yazar dosyamıza göz atın.
Diğer kitap incelemelerini okumak için tıklayın.
Yorumlar (3)
Kapak Kızı – Ayfer Tunç için 3 değerlendirme.
Ortalama Puan
5.00
Yorum yazabilmek için giriş yapmalısınız.
Mürsel Çavuş –
Çok keyifle okudum, kitabı da çok merak ettim. Elinize sağlık.
Burcu Gebeş –
Çok severek okuduğum bir kitaptı. Yeşil Peri Gecesi beni daha da altüst etmiştir.
Burcu Gebeş –
Çok severek okuduğum bir kitaptı. Yeşil Peri Gecesi beni daha da altüst etmiştir.