Aşk-ı Memnu – Halit Ziya Uşakligil
Yazılmasının üzerinden yüz yılı aşkın bir zaman geçtikten sonra bugün dahi keyifle okunan Aşk-ı Memnu, arka fona gösterişli bir İstanbul yalısını alarak aşk, ihtiras, kıskançlık, entrika ve ihanet duraklarına tek tek uğruyor, her bir karakterin gerçekten yaşadığına, acı çektiğine bizi sonuna kadar inandırıyor.
Ülke: Türkiye
Türü: Edebiyat
Okur Yaşı: Genel Yetişkin Okur Kitlesi
Hedef Kitle: Türk edebiyatına, insan ilişkilerine ve insan psikolojisine meraklı yetişkinler.
Sayfa Sayısı: 377 sayfa
İmla: ☺️
Ebat: 13 x 21 cm
İnceleme
Hâlâ kitabın konusunu bilmeyen kaldıysa kısaca bahsedeyim. Firdevs Hanım, hafifmeşrep karakteri ile kocası Melih Bey’in ölümüne sebep olmuş, gençlik takıntısı olan lükse düşkün bir kadındır. Kızları Bihter ve Peyker’le birlikte yalıda yaşarlar, camiada “Melih Bey’in Takımı” olarak anılırlar. Peyker, bir aşk evliliği yapıp memur Nihat’la evlenmiştir. Kocasına bağlıdır. Bihter ise, eşini kaybettikten sonra iki çocuğuyla birlikte yalıda yaşayan Adnan Bey’in evlilik teklifini, lüks bir yaşam özlemi ve annesinden uzaklaşma isteğiyle kabul eder. Ne var ki hem kocası ile aralarındaki yaş farkı hem de Adnan Bey’in kızı Nihal’in onu bir türlü kabullenememesi sebepleriyle, Adnan Bey’in çapkın yeğeni Behlül’ün ısrarlı aşk tekliflerine boyun eğer. Bu yasak aşk Bihter için gerçek ancak Behlül için sadece bir hevestir. Adnan Bey’in yalısına taşınan Firdevs Hanım, kızının boşanması halinde rahatının bozulmasından korkarak Behlül ile Nihal’in evlenmesi fikrini ortaya atar.
Nihal, tanıdığı tek erkek olan Behlül’le evlenme fikrine zamanla alışırken, Bihter kendini kullanılıp köşeye atılmış hissedecek, yalıda yaşayanların hayatı, Bihter ile Behlül arasındaki bu yasak aşkın yarattığı mutsuzluk dalgalarıyla alabora olacaktır.
Aşk-ı Memnu gerçekte ne anlatıyor?
Aşk-Memnu, Bihter’in hikâyesi olarak okunabileceği gibi, Nihal’in de hikâyesidir bir bakıma. Ancak biz okurlar sadece bir yasak aşkı değil, kızlarının gençliğini kıskanan lüks düşkünü Firdevs Hanım’ı, karısını yitirmiş Adnan Bey’in kendine yeni bir hayat kurma çabasını, çapkın Behlül’ün sorumsuzluklarını, hassas yapılı Nihal’in dertlenmelerini, annelik ihtiyacını Nihal’le gideren “yaşı geçkin” mürebbiye Matmazel’in ruh halini, Nihal’e umutsuzca âşık “ayrı dünyanın insanı” Beşir’in hissettiklerini de okuruz aynı zamanda. Her bir karakterin iç dünyası, neyi neden yaptığı o kadar iyi anlatılmıştır ki okur için taraf tutmak zorlaşır çünkü biliriz ki Nihal’in yalnız kalma korkusu, Bihter’in sevilme isteği, Firdevs Hanım’ın yitip giden gençliğine özlemi, Adnan Bey’in bir düzen kurma arzusu ve nihayet Behlül’ün hayatın tadını çıkarma çabaları çok insani, bizim için de çok tanıdıktır.
Aşk-ı Memnu, Türk edebiyatının başyapıtlarındandır.
1900’lü yılların başında İstanbul’da geçen roman, yayımlandığında büyük ses getirmiş, Halit Ziya, çok iyi bildiği bir hayat tarzını yazdığı için konuyu eşsiz bir ustalıkla işlemiştir.
Oğuz Atay 1975 tarihli bir yazısında şöyle der:
“Halit Ziya, Türkiye tarihinde önemli bir dönüm noktası olan Batı’ya açılışın insanını vermekle bugünkü Türkiye’nin de önemli bir bölümünü aydınlatmak bakımından ilginç bir edebiyatçıdır. 1900’lere kadar Türk insanının ruhsal durumu, nasıl hissettiği, bir insan olarak nasıl bir duyarlık içinde olduğu belirgin değildi. H. Ziya’nın kahramanları ne kadar piyanoda Chopin çalsalar, Alexandre Dumas okusalar, redingot giyseler ve XIV. Louis mobilyalarıyla evlerini döşeseler de bizim insanımızdır.
Halit Ziya’da bana yakın gelen bir yön de kahramanlarının sürekli olarak kendileriyle hesaplaşmaları. Kendileriyle hesaplaşabilirler çünkü kendilerini oldukları gibi, hatta, bunalım anlarında olduklarından da aşağı görürler. Gerçek insanımız gibi birçok şeye katlanırlar ama sonunda gene bizim insanımız gibi gösterdikleri tepki, başkalarına isyan değil, kendini cezalandırmaktır.”
Aşk-ı Memnu: Dizi mi, film mi kitap mı?
Halit Refiğ, 1975 yılında televizyon için Müjde Ar’ın Bihter’i oynadığı Aşk-ı Memnu dizisini çeker. 2008 yılında bu kez Beren Saat, Bihter olur. İki yıl boyunca Türk televizyonlarında yayımlanan dizinin final bölümü %73 oranında izlenerek rekor kırar. Her iki dizi de Youtube’da izlenebilir.
Ayrıca hikâyeyi sevenlere müjde! Farah Zeynep Abdullah’ı başrolde izleyeceğimiz Bihter filmi, 16 Kasım 2023 tarihinde Amazon Prime’da yayımlanacak.
Dizi ve filmlerden vazgeçmek ne mümkün fakat kitabı okumanın, karakterlerin iç çatışmalarına hâkim olmanın tadı, emin olun bambaşka:
“Şakakları vuruyordu, şimdi bu konuşmadan yalnız bir şey zihnini meşgul ediyordu. Demek Behlül gidecekti, yalnız bu gece değil her gün, her gece kimbilir kimlerle nerelerde kalacaktı. Ya o, bütün ruhuyla kendisini ona veren kadın ne olacaktı?”
—
Halit Ziya Uşaklıgil Kimdir?
(1866 İstanbul- Eyüp, 27 Mart 1945) batılı anlamda yazılan ilk modern Türk romancısı, şair ve yazardır. Yazar, Mercan’daki bir mahalle mektebinde başlayan eğitiminin ardından yeni usulde öğrenim veren Sıbyan Mektebi’nde öğrenimini sürdürmüş; İzmir’e taşınmalarından sonra İzmir Rüşdiyesi’ne yazılmıştır. Eğitim sisteminden memnun olmayan dedesi yabancı dil dersleri için Farsça, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve Rumca’yı iyi bilen avukat Auguste de Jaba’yı, matematik dersleri için Ermeni kâtip Antuan’ı özel hoca olarak tutmuştur. Hocalarının yardımıyla Ponson de Terrail’ın bir romanını Türkçeye çeviren Halit Ziya, Ermeni Katolik rahiplerinin açtığı özel Mechitariste Okulu’na kaydedilmiştir. Bu çevre ailesinden gelen alafranga eğilimini daha da kuvvetlendirmiş; okulda Eugène Sue, Jules Verne, Louis Figuier, Camille Flammarion, Paul Féval, Alexandre Dumas, Eugène Scribe, Racine gibi yabancı ve Nâmık Kemal, Abdülhak Hâmid gibi Türk yazarlarının eserlerini okumuştur.
Devlet memuriyetine geçmek isteyen Halit Ziya’nın memuriyet hayatı, 1885’te İzmir Rüşdiyesi’ne Fransızca öğretmeni olarak tayiniyle başlamış, bundan kısa bir süre sonra da Osmanlı Bankası İzmir şubesine mütercim ve muhasip olarak atanmıştır. Bu dönemde İzmir’in ilk edebî dergisi olan Nevruz’u ve İzmir basınının en önemli gazeteleri arasında bulunan Hizmet’i arkadaşları Tevfik Nevzat ve Bıçakçızade Hakkı ile birlikte çıkarmak suretiyle şehrin edebiyat ve fikir hayatına da büyük bir canlılık kazandırmıştır.
Halit Ziya’nın altmış yıl boyunca devam eden yazı hayatında kitap halindeki eserlerinin sayısı, ölümünden sonra yayımlananlarla birlikte altmış dokuzu bulur. Bu eserleri; romanlar, büyük hikâyeler, küçük hikâyeler, mensur şiirler, tiyatrolar, hatıralar, makaleler, teorik eserler, Batı edebiyatlarına dair eserler, çeviriler ve fennî kitaplar olmak üzere on bir grupta toplamak mümkündür.
Yorumlar (0)
Yorum yazabilmek için giriş yapmalısınız.
Yorumlar
Henüz Bir Yorum Yok