Millenium – İlhan İrem
İlhan İrem, Bilgi Yayınevinin yayımladığı Millenium – Sanalizasyon Fareleri, Yarasalar ve Diğerleri kitabında, ışıl ışıl bir gemiye benzeyen Türkiye’nin azgın dalgalarda giderken yaşadığı toplumsal ve kültürel sorunları hakkındaki fikirlerini bizimle paylaşmış.
Ülke: Türkiye
Türü: Deneme
Okur Yaşı: Genel Yetişkin Okur Kitlesi
Hedef Kitle: İlhan İrem’in 1990-2000 yılları arası Türkiye’si eleştirilerine ilgi duyan okurlar.
Sayfa Sayısı: 168 sayfa
İmla: ☺️
Ebat: 13,3 x 19,5 cm
İnceleme
Kuva-yı Medya dergisi ve Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan denemeleri içeren bu kitap, Türkiye’deki siyasal ve toplumsal olayları merkezine alıyor. Denemelerin yazıldığı dönem, ateşli söylemlerin, sıcak olayların ve gergin bir ortamın baskın olduğu bir zaman aralığı. İlhan İrem, böylesi karanlık bir dönemi, aydınlığından ödün vermeyen, çevresini elinden geldiğince aydınlatmaya çalışan bir fener misali, kendi zarif dili ve şairane anlatımı ile değiştirmek çabasıyla yazmış.
Kitabı kendi kelimeleri ile anlatmak istersek:
“Aydınlık istençlerin isyanlarıyla, karanlık koridorlarda yaşanan inanılmaz günler…
Ve yağlı kara…
Dönüşmeyen, yükselmeyen yoğun sis…İsimlerini bir solukta sayıp dökeceğiniz yedi uyuyanların eğlentili gömme törenlerindeki sessiz film oyunları…
Artık gözlerimizi yakan toplumsal gerginlikler…
Şeriat ve ihtilal düşünceleri…
Hangi yok oluş/varoluşa kadar süreceği belirsiz sanal iyileşme masalları…
Gidenlerden beter tavizkâr, korkak ve ince hesapçı olanların dönme dolaplarına hapsolmuş gelecek düşleri…
Kuşaktan kuşağa sürüp giden bu inanılmaz gece yarısı hikayelerini kronolojik olarak sıraladım.
Toplumsal unutkanlık hastalığının bir nebze tedavisi için…
Geleceğin evrensel maviliklerinde bütün çığlıklarıyla tarihe karışacak bir yolculuk bu…
Yeni Çağ’ın kara safralarla hantallaşan gemisini yeniden uçurana kadar, ışığın, fareler, yarasalar ve diğer çağ dışı yaratıklarla kavgası sürecek.”
Hafıza blokları
İlhan İrem’i kaybettiğimiz 2022 senesinde dönüp de tekrar bu kitabı okumaya başlayınca, 90’lı senelerden başlayıp 2000’e dayanan bir süre zarfında toplumumuzun birliğine, huzuruna zarar veren hangi olay olduysa tekrar hatırladım.
İlk yazısında Sivas Katliamı anlatılmış. Bir başkasında Uğur Mumcu’nun katledilişinden bahsediliyor. Bir diğerinde İstanbul başta olmak üzere kültürel zenginliği korumak adına çalışmış Çelik Gülersoy’un elinde ne varsa alındığı zamanları hatırlatıyor.
Denemeleri, o dönemlerdeki toplumsal olayların birer hafıza bloğu. Bergama köylülerinin direnişinden dem vuruyor. “Er Meydanı” programlarına atıfta bulunuyor. O günlerin yeni pop müziğini eleştiriyor, “Cilalı İmaj Devri”ni yaşayan “hoparlörlü, badidez, soğancılar” olarak gördüğü bir çoğunluğun alkışlanmasını, toplumun yozlaşması olarak görüyor.
Her bir yazısında vurguladığı en önemli mesaj, Cumhuriyet Türkiye’sinde yaşıyor olduğumuz. “Satır aralarında ışık yürekli bizden birilerinin SOS çağrılarını” duyduğumuz yazılarında “hâlâ hiçbir şey için geç değil” diyerek içimizi umutsuzluktan ziyade ümitle dolduruyor. Çetrefilli yollara sapmadan, bütün kişisel çıkarların ötesinde, çağdaş cumhuriyeti, demokrasiyi, laikliği iki binli yıllara yakışır evrenselliğe taşımaya, hiçbir zaman modası geçmeyecek ulusal egemenlik ve özgürlüklerimizden vazgeçmeyeceğimize her yazısında söz veriyor.
İlhan İrem’e, ışık ve sevgiyle…
İlhan İrem kimdir? (Kitabın iç kapağından)
İlhan İrem, 1955 senesinde dünyaya geldi. 1973 yılında, besteci, söz yazarı, yorumcu olarak müzik dünyasına girdi. Yalnızca kendi yapıtlarını seslendirmeyi sürdürerek kendine özgü bir ekol oluşturdu. Seksenli yıllarda öykülerini besteleyerek kurguladığı uzun soluklu müzik yapıtlarıyla, Senfonik Rock tarzında çalışmalara yöneldi. Aynı yıllarda yazı çalışmalarına başlayan sanatçı, bugüne kadar, hikâyelerini, denemelerini, şiirlerini içeren beş kitap yayımladı. Soyut resim çalışmaları yapan İlhan İrem, kişisel resim sergileri açtı. Birçok ödüle ve 7 Altın Plak’a sahip olan sanatçı, çizgi dışı, evrensel anlatımıyla, bugüne kadar 10 single, 22 uzunçalar yayımladı.
“Çağdaş bir ozan” olarak kabul edilen İlhan İrem, eserlerine yansıttığı, mistik, metafizik, doğaüstü, tasavvufi çağrışımlarla, çok özel bir dinleyici kitlesine sahip. Sanatçının tüm üretimleri, duygularını yitirmiş sanal dünyaya ve karanlıklara alternatif olarak, “Işık ve sevgiyle” felsefesinde şekillenen bir evrensel sevgi ve Yeni Çağ öğretisinin izlerini taşıyor.
Diğer kitap incelemelerini okumak için tıklayın.
Yorumlar
Henüz Bir Yorum Yok