Muazzam Muazzez – Sedef Kabaş

(1 Yorum)
Kitap Yazarı:
Yayınevi:
Başak Bingüler

Geçtiğimiz aylarda Remzi Kitabevi etiketiyle raflarda yerini alan Muazzam Muazzez – 110 Yaşın Sırları ve Hayata Dair Tavsiyeler Sedef Kabaş’ın dünyaca ünlü Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ ile yaptığı söyleşilerden oluşuyor. Ben kitabı hayranlıkla, imrenerek okudum. Bakalım siz ne düşüneceksiniz?

Sitede Yayınlanma Tarihi: 4 Ekim 2022

Türü: Söyleşi

Hedef Kitle: Söyleşi, biyografi sevenler. Tarih alanına ilgi duyanlar.

Sayfa Sayısı: 192 sayfa

İmla: ☺️

Ebat: 21,5 x 14,5 cm

İnceleme

Spotta Muazzam Muazzez için “dünyaca ünlü Sümerolog” dedim ama bu tabir onu anlatmak için çok yetersiz kalır. Yıllardır hayranlıkla takip ettiğim, kitaplarını okuduğum, bir Bursalı olarak hemşehrisi olmaktan gurur duyduğum Muazzez İlmiye Çığ ile ilgili çok şey söyleyebilirim. O bir Cumhuriyet kadınıdır her şeyden önce; Cumhuriyet kuşağının vatana hizmet aşkını onun nezdinde görebiliriz. Birazdan hayatından daha detaylı bahsettiğimde siz de hak vereceksiniz eminim. Namıdiğer “Son Sümer Kraliçesi”dir de aynı zamanda. Sümer tabletlerinin çözümlenmesine hayatını adamış, Atatürk sayesinde tarihimizi daha net anlamamızı sağlamıştır ki hangi söyleşisini, yazısını okusanız hepsinde mutlaka Atatürk’e saygı ve minnetlerini dile getirdiğini görürsünüz. Ve 110 yaşına adım atmasına ramak kalmış bilge bir çınardır o.

Ben kendisine hayranlık duyan bir okur olarak övgülerimi bitiremem. Bu yüzden en iyisi artık kitaptan bahsedelim.

Muazzam Muazzez’in hikâyesi

Siyaset bilimci, gazeteci-yazar Sedef Kabaş, kitabın ilk cümlelerinde bu projeyi yıllarca zihninde taşıdığını söylüyor. 2002 yılında, Muazzez İlmiye Çığ’ı bir TV programına konuk olarak davet etmesiyle başlıyor her şey. Sonrasında dostlukları ilerliyor; Sedef Kabaş 20 Eylül 2015’de kitap projesine başlayarak Çığ’ın Mersin’deki ikametgâhına gidiyor ve beş gün sürecek söyleşi başlıyor. Keyifli çay sohbetlerinde verdiği, “Muazzez Teyzeciğim, yüz yaşını geç, hayatını kaleme alacağım,” sözünü de tutmuş oluyor böylece Sedef Kabaş.

“Bu kez, kızının Mersin’deki evinde buluştuk ve günlere yayılan söyleşimizle zamanda yolculuk yaptık. Hem fiziksel hem ruhsal hem de zihinsel olarak çok iyi durumda… Röportajı kamera çekimiyle gerçekleştirdiğim için giyimi, saçı, takıları yerinde… Gözleri ışıl ışıl… Aydınlık bakıyor. Zihni pırıl pırıl, her şeyi net hatırlıyor.”

Öncesinde birkaç farklı yayınevinden çıkan kitap, 2022 yılı itibarıyla artık Remzi Kitabevinde. Üstelik bu son baskı, Sedef Kabaş’ın Sedefli Söyleşiler Youtube kanalında Muazzez İlmiye Çığ’ın 107, 108 ve 109. yaş günlerinde yaptığı çevrim içi söyleşileri de kapsıyor. Soru ve cevapların çok içten olduğu bu nehir söyleşi, Çığ’ın çocukluk yıllarından başlıyor. Kurtuluş Savaşı süresince yaşanılan zorluklar, Cumhuriyet dönemi, müze yılları, aile ve dostlarla ilişkileri, tarih bilinci, kitapları ve yaşama dair tavsiyeleri ile devam ediyor.

Gencecik Cumhuriyet’te idealist bir öğretmen

Muazzez İlmiye Çığ 1914 doğumlu. Önce 1. Dünya Savaşı, sonrasında Kurtuluş Savaşı sebebiyle zorluklarla, yokluklarla geçmiş çocukluğu. Fakat her ne kadar yoklukla mücadele ediyor olsalar da sıcacık bir aile sevgisiyle, şefkatle büyütülmüş. Babası da öğretmen ve özellikle baba-kızın ilişkisi dönemin çocuklarına kıyasla çok daha farklı. Bir kız çocuğu olarak ailesinden daima destek görmüş Muazzez İlmiye Çığ.

“Meclis’in yeni kurulduğu dönemde Atatürk, yurt dışından çocuk kitapları getirtiyor. Tercüme ettirip Meclis’in matbaasında bastırıyor ve çocuklara dağıtılmak üzere ilkokul öğretmenlerine gönderiyor. Babam da öğretmen olduğu için o kitaplar bizim evimize kadar ulaşıyor. Zaten babam bize, okumamız için Klasik Türk romanlarını da alırdı. Önemli bir şey okuyacaksa –annem de dâhil- hepimizin dinleyebileceği şekilde okurdu. Küçük yaşlarda okumaya, ben ve kardeşlerim işte böyle alıştık.”

Öğretmenliğe Eskişehir’de başlıyor. Cumhuriyetin onuncu yılında, 10. Yıl Marşı’nı Eskişehir sokaklarında kemanıyla çalıyor. Arkasında öğrencileri ile… Sonrasında yolu üniversite okumak üzere Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ne düşüyor. Öğretmenlik süreci burada sona ererken bambaşka bir yol açılıyor önünde ve dünyaca ünlü bir Sümerolog olmanın temelleri bu eğitimle atılıyor. Muazzez İlmiye Çığ bütün bu aşamaları anlatırken satır aralarında Atatürk hayranlığı ve minnettarlığını görüyoruz. Cumhuriyet öncesi ve sonrası yılların zorluğunu, tüm bu zorluklara rağmen özellikle eğitime verdiği önemi, ülkemiz gençliği için yarattığı fırsatları okurken Ulu Önderimiz Atatürk’ü bir kez daha saygıyla anmamak mümkün değil.

Atatürk’ün tarih bilinci

Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Sümeroloji bölümünden 1940 yılında mezun oluyor Muazzez İlmiye Çığ. O dönem üniversite hocaları da Atatürk’ün yurt dışından getirttiği profesörler. Mezuniyetten sonra İstanbul Arkeoloji Müzesinde çalışmaya başlıyor ve sonraki otuz yılda, meslektaşı ve arkadaşı Hatice Kızılyay ile 3000 Hitit ve Sümer tabletini kopyalayarak yayımlıyorlar. Müze çalışmaları çok önemli olsa da ülkemizde verilen değer ne yazık ki bu öneme denk değil. Bir tek Hasan Âli Yücel’in Milli Eğitim Bakanı olduğu dönemde – o yıllarda müzeler Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı- bir takdirname aldıklarını söylüyor Çığ. Oysa yurt dışında daha çok kıymeti biliniyor bu alanların. Sümer edebiyatı ile ilgilenen Prof. Samuel Noah Kramer’in Tarih Sümer’de Başlar kitabını dilimize çeviren de yine kendisi.

Atatürk’ün tarih bilincini ve nasıl vizyon sahibi bir lider olduğunu anlatırken şöyle bir bilgi de veriyor Muazzez İlmiye Çığ:

“Atatürk, Anadolu kültür tarihini ve arkeoloji çalışmalarını o kadar yakından takip eder ki 1932 yılında, Hitit ve Asianik Araştırmalar Derneği tarafından Fransa’da yayımlanmaya başlayan, Revue Hittite et Asianique isimli derginin varlığından haberdar olur olmaz da derginin sponsoru olur. Hititlerin dili, kökeni ve tarihi üzerine ayrıntılı çalışmalara imza atan Revue Hittite et Asianique yayın kurulu, her sayının giriş sayfasında, Atatürk’ü, verdiği destekten dolayı, ‘Sous Le Patronage De – S.Exc. GAZI MOUSTAPHA KEMAL- President de la Turque[1] sözleriyle onurlandırır.”

Bilge Çınar’dan hayat tavsiyeleri

Uzun yaşamanın sırrını hepimiz merak ederiz; özellikle uzun ve sağlıklı yaşamanın. Muazzez İlmiye Çığ çok değerli öneriler sıralıyor kitapta ama en önemli şeyin hayata pozitif bakmak olduğunu söylüyor. Hem uzun yaşamanın hem de pırıl pırıl bir zihinle hayata devam etmenin yolu ise çalışmaktan geçiyor ona göre. “Biliyorsun, niye öğretmiyorsun?” Bu bir Sümer atasözü ve Çığ bu sözü yaşam felsefesi olarak benimsemiş. Hayatı hem öğrenmekle hem de bildiklerini paylaşmakla geçiyor. İlk kitabını 80 yaşına doğru yazmış ve aslında bu yaşlardan sonra geniş bir okur kitlesine sahip olmuş. Emekliliğinin ise 102 yaşında başladığını söylüyor. 

Kapanış notları

Muazzam Muazzez – 110 Yaşın Sırları ve Hayata Dair Tavsiyeler, Muazzez İlmiye Çığ’ın fotoğraflarıyla zenginleştirilmiş dopdolu bir söyleşi. Hem Sedef Kabaş’ın hem de Muazzez İlmiye Çığ’ın pozitifliği satırlara yansımış resmen. Okudukça hayranlığım bir kat daha arttı. Gerçek bir Cumhuriyet kadınını, hayatını bilmeye, öğrenmeye ve öğrendiklerini paylaşmaya adamış bu bilge insanı, ülkemizin en önemli değerlerinden birini yakından tanımak isterseniz mutlaka bu kitabı okumalısınız.

[1] “Ekselansları Gazi Mustafa Kemal’in – Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı- yüksek himayelerinde”

Diğer kitap incelemelerini okumak için tıklayın.

Yorumlar (1)

Muazzam Muazzez – Sedef Kabaş için 1 değerlendirme.

  1. ASLI SABUNCU

    İncelemeyi okuyunca insan bir vay be diyor. En kısa sürede kitabı satın alıp okuyacağım. Teşekkürler güzel inceleme yazınız için.

Ortalama Puan

5.00

1 Yorum
5 Yıldız
100%
4 Yıldız
0%
3 Yıldız
0%
2 Yıldız
0%
1 Yıldız
0%
Yorum Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

More Products