1881 yılında doğan romancı, biyografi yazarı, şair ve çevirmen Zweig, Viyana’da zengin bir Avusturyalı Yahudi ailede doğdu. Berlin ve Viyana üniversitelerinde eğitim aldı. Nazilerin yükselişe geçmesiyle Salzburg’dan İngiliz vatandaşlığına geçtiği Londra’ya, oradan da New York ve son olarak da Brezilya’ya gitti. 1942’de II. Dünya Savaşı’nın yarattığı ümitsizlik onun Brezilya’da eşiyle birlikte intihar ederek hayatına son vermesine neden oldu. Dilimize pek çok kitabı çevrilen ve çok sevilen bir yazar olan Zweig’in en bilinen eserleri arasında Olağanüstü Bir Gece, Acımak, Amok Koşucusu, Bir Kadının Yaşamından 24 Saat, Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu ve Satranç var.

  • Olağanüstü Bir Gece – Stefan Zweig

    ????Hislerinizin yavaş yavaş yok olduğunu ve zamanla hayata karşı duygularınızın donuklaştığını hayal edin, ne yapardınız? Stefan Zweig, Olağanüstü Bir Gece kitabında, genç bir adamın yaşadığı garip olayın etkisiyle hayatını sorgulayarak derin bir çöküşten tinsel bir uyanışa geçişini anlatıyor. 

  • Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu – Stefan Zweig

    Stefan Zweig’ın Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu’nu okurken kendinizi aşkın türlü hâllerini sorgularken bulacaksınız hiç kuşkusuz. Genelinde karşılıksız aşk, özelinde psikolojinin insan davranışları ve düşünceleri üzerindeki etkisinin sorgulandığı bu uzun öyküyü bir çırpıda okuyup bitireceğiniz ise aşikâr.

  • Amok Koşucusu – Stefan Zweig

    Hollanda sömürgesi Doğu Hint Adaları’nda bir doktor ve kendisine yasa dışı yardım talebi ile gelen mağrur, zengin bir kadın… Stefan Zweig, Türkiye İş Bankası Yayınları tarafından yayımlanan Amok Koşucusu kitabı ile yine hikâyenin ve karakterlerin yalınlığına rağmen okuru muazzam etkileyici hatta zaman zaman ürkütücü bir yolculuğa çıkarıyor.

  • Satranç – Stefan Zweig

    Avusturyalı yazar Stefan Zweig bu kitabında, bir gemide tesadüfen karşılaşan iki güçlü satranç oyuncusunun arasında geçen çekişmeli satranç düellosunu anlatıyor. Kitap yazıldığı dönemin yani Nazi Almanyası’nın ne kadar yıkıcı olduğunu, insanların üzerinde yaptığı psikolojik baskıyı göstermesi açısından yakın tarihe kapı aralıyor.