Nâzım Hikmet, 1902’de Selanik’te doğdu. 1963’te Moskova’da öldü. Bahriye Mektebinden sağlık sorunları yüzünden ayrılmak zorunda kaldı. Bolu’da öğretmen olarak çalıştı. Aralıklı olarak Moskova’ya gidip yurda döndü. Yaşamı tutuklanmalar ve sürgünlerle geçti. Uzun süren cezaevi hayatından sonra serbest bırakıldı. Yükümlü olmadığı hâlde askere alınmak istenilmesini hayatıyla ilgili tehdit olarak görüp yurttan ayrıldı. Ölümüne kadar pek çok ülkeye giderek konferanslar verdi, şiirlerini okudu.
1921-1924 yılları arasında Moskova’da Rus fütürist ve konstrüktivistlerden esinlenerek klasik şiir kalıplarından sıyrılıp yeni bir şiir dili ve biçimi geliştirdi. Yazdıkları bazı dergilerde yayımlandı. İlk şiir kitabı Güneşi İçenlerin Türküsü’dür. Eserleri 1938’den 1965’e kadar ülkemizde yasaklandı. Eserlerinden bazıları: 835 Satır, Şeyh Bedreddin Destanı, Kuvâyi Milliye, Memleketimden İnsan Manzaraları, Benerci Kendini Niçin Öldürdü?, Kafatası, Ferhad ile Şirin, Piraye’ye Mektuplar, Kemal Tahir’e Mapusaneden Mektuplar.

  • (2)

    Memleketimden İnsan Manzaraları – Nâzım Hikmet

    Nâzım Hikmet, düşünceleri ve yazdıkları yüzünden yıllarca cezaevinde yatmış, eserleri yasaklanmış, vatandaşlıktan çıkarılmış bir şairimiz. Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan eseri Memleketimden İnsan Manzaraları ile bir tren yolculuğuna çıkmaya var mısınız? Kitap boyunca âdeta çok ödüllü bir sinema filmi izleyecek, sayfaları çevirmeye başladığınızdaki hâlinizden uzaklaşacaksınız.